GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Eylül 2023 Cuma

Asırlık cesaret!

Gururla ifade etmek gerekirse…

Dünyanın en büyük Açıkhava Çarşısı kabul edilen…

“Tarihi Kemeraltı”

Sessiz, sedasız…

Dünyaya meydan okuyarak “kabuk” değiştiriyor…

Bu aslında…

Geçerken dönüp bakacağımız…

Sonra da yolumuza devam edeceğimiz bir “değişim” değil…

Bu bir “baba” operasyon!

***

Güzel İzmir’in göbeğinde…

Tarihten gelen çok kültürlü kimliğini koruyor…

Gelin görün ki…

Kimse kusura bakmasın…

AVM hayranlığımız…

Şahane bir şekilde devam ettiği için…

Çoğumuz…

Beş bin kilometrekarelik alana yayılmış…

En az 15 bin işyerine “ekmek kapısı” olan…

“2 bin 400 yıllık Kemeraltı”

Nasıl “kabuk değiştiriyor” ne yazık ki farkında değiliz!

***

Unutmam mümkün değil…

Cadde üstündeki Anafartalar karakolunun tam karşısında…

Bir kitapçı dükkanı vardı…

İlkokul birinci sınıftaydım…

Dakikalarca o kitapçının camekanına bakar…

Babaannemin…

Vitrindeki, o resimli hikaye kitaplarından birini almadan…

Çarşıda yürümeye devam etmezdim…

***

Bolluk zamanı…

Beyler Sokağı’nın köşesinde karadut şerbeti içip…

Mis gibi kokan dönerin tadına bakıp…

Mağaza önündeki çığırtkanların…

Neden bu kadar çok bağırdıklarını merak ederek…

Alış-verişi Havra Sokağı’nda sonlandırırdık…

***

Paha biçilmez anıların…

Daha keyifle hatırlanacağı bir Kemeraltı’nı özlemedik mi sizce?

***

Bırakın “şanslı” İzmir’i…

Türkiye’nin “Kemeraltı”na sahip çıkması gerekmez miydi bunca yıl?

Yarım asrı geçen gazetecilik hayatımda…

Hep…

Deli gibi yağan yağmurun…

“Mantocular Çarşısı”nı…

Nasıl Venedik’e çevirdiğinin canlı tanığıyım…

Dükkanını su basan esnaf…

Benim çoraplarımı çıkartıp…

Ayakkabılarımı dükkan sahibine verdikten sonra…

Pantolon paçalarını dize kadar sıvayarak…

Nehire dönen sokağı ve su dolan iş yerlerinin acıklı halini…

En iyi sergileyen fotoğrafı çekerken…

Yalnız kendi ekmek teknelerinin haline değil…

Biraz da genç gazetecilerin durumuna üzülürdü…

Hey gidi günler…

***

Rahmetli Osman Kibar’dan bugüne…

Her İzmir belediye başkanının kabusu olmuştur Kemeraltı Çarşısı…

Üstü, renkli ve janjanlı…

Toprağın altı evlere şenlik…

Şimdi…

Diyeceksiniz ki, haklı olarak…

Neredeyse bir asırdır…

Neden adam gibi “elden geçirilmedi” tarihi çarşı?

Çünkü…

Kemeraltı esnafı günlük(!) yaşar…

Tarihi Çarşı’nın “altını - üstüne getirmek” cesaret ister…

Dokunan belediye başkanının elini yakar!

İzmir’in aydınlık sabahlarında başlayıp…

Kadife gecelerinde “stop” diyeceğiniz bir çalışma yapamazsınız…

İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer

Şunu göğüsledi…

“Eleştiriler yağmur gibi gelebilir ama Kemeraltı’nın makus talihi değiştireceğiz…”

Bunun adı…

Kimlikleri İzmir ile bütünleşen tüm siyasilerin…

Kulaklarını çınlatan…

“Asırlık Cesaret”tir!

Ve…

Düşündüğünü yapıyor Tunç Soyer…

Tarihe geçsin, geçmesin…

Hep…

“Kemeraltı’na can suyu veren başkan!”

Olarak anılacak…

***

Yapılan işin zorluğuna bakar mısınız?

Kemeraltı’nın yapılaşmaya başladığı 1650’li yıllardan bu yana…

Kanalizasyon altyapısı…

Kemerli taş örme kanallar şeklinde inşa edilmiş…

Zaman içinde…

Yıpranmalar… Tıkanmalar… Göçmeler… ile…

Bugünlere gelinmiş…

Sonunda görülmüş ki…

Bu böyle yürümeyecek…

Bunca yıldan sonra İZSU ve İZBETON birlikte kolları sıvamış…

Tarihi bir olaya can suyu uzatmış…

Şimdi…

Kemeraltı’nda…

Asırlar sonra…

(Yanlış yazmadım, gerçekten asırlar sonra…)

Kanalizasyon altyapısı yenileniyor…

Al sana bir problem daha…

Kemeraltı sokakları dar…

Bu nedenle…

Atıksu / yağmursuyu hatları yapılırken…

Telefon, elektrik, bilgi ağları silbaştan!

Ve…

Sokaklar kapatıldı…

Çalışmalar akşamüstü başladı…

Sabahın ilk ışıklarıyla işlem tamamlandı…

Sokaklar “hayat”a açıldı…

Esnaf gözlerine inanamadı…

***

Şu sırada…

Neredeyse “geçmişi unutturacak” bir çalışla sürüyor…

Ay ışığının altında…

Her şey bitince…

Türkiye’nin en güzel tarihi çarşısı…

“Ben, yine, yeni, yeniden buradayım!” diyecek…

Ne güzel değil mi?

***

Bitiriyoruz…

Kimliği, gelecek kuşaklara miras kalacak “Kemeraltı”

Yalnız İzmir’in değil…

Türkiye’nin “tek başına” parlayan…

Yıldız Çarşısı’dır…

Kıymetini bilmemiz…

Geleceğe miras bırakmamız gerekiyor…

Her şey tamamlandığında…

İzmir’in gözbebeği “Kemeraltı”nın alt yapısı…

En az 50 yıl “bana mısın” demeyecek…

Yağmur suları…

Artık denize taşınacak…

Bunun adı…

“Asırlık Cesaret”tir…

İzmir’e…

Ve, “Dünya Mirası Kemeraltı”na…

Hayırlı olsun…

Nokta…

Hamiş: “Sabah erkenden gidip, güneş batıncaya değin; içinize sindire  sindire hem gezip hem alışveriş yapacağınız tek yerdir İzmir’in Kemeraltı’sı… Kalpten severseniz, dünyanın en büyük Açıkhava Çarşısı da sizi sever…”

Sonsöz: “İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz da… O zatan sizinle beraberdir… / Cemal Süreya – Şair, yazar, çevirmen…”