GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Kasım 2010 Perşembe

Anlamsız savaş ve İzmir’’e yansımaları

Adına deprem, darbe, vefasızlığın daniskası, liderlik sınavı ya da başka bir şey deyin.
Nereden bakarsanız bakın’… Ama yaşananların CHP’’ye yakışmadığı noktasında genel bir fikir birliği var.’¶
Türkiye’’nin 70 ilinden günler öncesinde toplantıya çağrılan Parti Meclisi’…
Toplantıdan kaçan bir genel başkan.
12. katta ayrı, 4. katta ayrı toplanan partililer.
İki farklı MYK.
At iziyle it izi, sapla saman birbirine karışmış durumda.
*
Meseleye siyasi açıdan bakmaya çalışıyorum.
Genel seçime 7 ay kala parti içi mücadeleye gerek var mıydı? Kılıçdaroğlu neden böyle bir operasyona gerek duydu?
Bulamıyorum.
Baykal’’ın ve Tekin’’in gazı hatta siyasi iktidarın çabası yeterli gelmiyor. Sav ve ekibinin Kılıçdaroğlu’’na saygıda kusur etmediğini (dün akşama kadar) hatta iktidara yürüme iddiasını/heyecanını en az onun kadar taşıdıklarını biliyorum çünkü.
*
Bu kez insani açıdan bakmaya çalışıyorum. Baykal sonrası Sav’’ın projesi olan Kılıçdaroğlu, kendisini bir günde örgütün adayına çeviren, oturduğu koltuğu borçlu olduğu birine ilk virajda nasıl sırt döner?
Halk ağzıyla söylersek, nasıl satar, ihanet eder? Aklım havsalam almıyor.
*
Korku imparatorluğu diyor’…
İşte orada adama sorarlar; o imparatorun sırtına binip genel başkan olurken iyiydi de şimdi mi böyle oldu?
Dört ayda ne değişti?
Hala anlamıyorum. Kılıçdaroğlu’’nun böyle bir operasyonu neden yaptığını?
Yaklaşan seçimlerde daha çok milletvekili adayı belirlemek için mi?
Yoksa Sav’’ın açıklamalarının satır aralarında olduğu gibi, ’‘yeni CHP’’ kavramıyla gerçek niyetini ortaya koymuştur?
Diyorlar ki; Önder Sav partinin önündeydi, korku impataroydu, şuydu, buydu’…
Peki, o zaman ben de soruyorum.
Bugün Genel Başkan olan Kılıçdaroğlu’’nun Grup Başkan Vekili olarak öne çıkarılmasında, sonrasında İstanbul Büyükşehir adayı yapılmasında ve de genel başkan yapılmasında Önder Sav’’ın katkısı/desteği hiç olmamış mıdır?
Bilen bilir de en iyi Kılıçdaroğlu bilir bunu.
Son hamlesinde siyasi açıdan haklı olsa bile insani açıdan kabul edemiyorum tüm bunları.
Neymiş, liderlik sınavı veriyormuş.
Liderlik sınavı nankörlükle, adam satmakla mı veriliyor. Lider ’‘despotlukla, hukuk tanımazlıkla, tasallutla, ben yaptım oldu mantığı’’ ile mi olunuyor.
Yoksa Mustafa Kemal Atatürk gibi savaşarak, emek sarf ederek mi olunuyor. Paşa unvanını almak için bile savaş kazanmak şartken, lider olmak bu kadar kolay mı?
Ortada kazanılan bir savaş var mı?
Yok. Ya ne var?
’‘Çingeneyi kral yapmışlar, ilk önce babasını kesmiş’’ diyenleri haklı çıkaran türden bir davranış.
Kılıçdaroğlu şu sorulara yanıt verirse gözümde liderdir?
 
1-Bugüne kadar partide hangi açılımı, hangi eylemi hangi söylemi hayata geçirmek istediniz de buna Genel Sekreter Önder Sav engel oldu?
 
2-Mayıs 2010’’da örgütün imparatoru olan Sav, 5 ayda nasıl korku imparatoruna dönüştü?
 
3-Yeni CHP’’den kastınız nedir? Hazırladığınız MYK listesindeki ağırlığın bazı alt kimliklere gönderme yapması partide eksen kayması yaratır mı?  
 
4-Kurultaydan neden kaçıyorsunuz? Korkuyor musunuz? Eğer korkuyorsanız, korkularınızla nasıl lider olmayı düşünüyorsunuz?
 
Bu soruların yanıtını bana değil kendine verdiği an Kılıçdaroğlu liderdir. Şu an hepsine yanıt verebildiğini sanmıyorum.
 
Gelelim İzmir’’e’…
Alaattin Yüksel ve Oğuz Oyan MYK’’ya alındı. Sanıyorum Aziz Başkan’’a yakın iki isimle birlikte Kocaoğlu’’nun tavrı da açığa çıkmış oldu.
Nitelik bakımından iki İzmirli de bulundukları koltukları hak ediyor. Zaten Önder Sav da bu ikiliyi PM’’ye yazarken nitelik ve emeklerini göz önüne almıştı.
Tabi ki yeni MYK hukuki ise’…
İşin hukuki süreci Ankara’’da süredursun; İzmir örgütleri ’‘Sav operasyonu’’ konusunda kararsız. Bazı ’‘kıvrak belediye başkanları’’ hemen refleks gösterip, ’‘yaşasın yeni kral’’ demişlerse de sürecin hukuki açıdan bir noktaya bağlanmamış olması, örgütlerin kafasını karıştırıyor.
Ama satışlar/dönüşler başlayabilir.  
İl Başkanı Nalbantoğlu’’nun tavrı belli olsa da pek çok ilçe örgütü Kılıçdaroğlu’’na destek verebilir. Hatta bu yönde geniş katılımlı bir toplantı tertiplendiğini duyuyoruz.
Tabi ki işin İzmir boyutu pek çok açıdan kendini gösterecek.
İl Başkanlığı’’ndan ilçelere kadar operasyon için şimdi değilse de bir süre sonra düğmeye basılabilir.
Milletvekili listelerindeki durum da tepetaklak olmuş durumda. Vekilliğine kesin gözüyle bakılanlar, bu savaştan galip çıkamazsa, liste şanslarını kaybederken, vekil olma ihtimali düşük olanlar şimdilik öne çıktı.
’‘Şimdilik’’ diyorum.
Çünkü burası CHP’…
Yarın ne olacağı belli olmaz. Bir bakarsınız yargı, Parti Meclisi’’ni geçerli sayar’… Gündem değişir, tüzük kurultayı, seçimli kurultay olur.  
Ama ne olursa olsun tüm bu olanları seçimli bir kurultay temizler.
Kim kime operasyon yapacaksa örgütün kantarına çıkıp, kurultayda yapmalıdır.
Seçime aylar kala parti içindeki bu çekişme, kan akışı başka türlü durmayacak gibi görünüyor.
Aldığım sinyaller çok kötü.
Çünkü Kılıçdaroğlu, Önder Sav’’ı silerken, sadece kendini yaratan adamı değil CHP’’nin azı dişini, omurgasını oynattı.  
Takdir edersiniz ki azı dişini çekmek, omurgayı oynatmak tehlikelidir.  
 
DEVAM EDECEK