GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Kasım 2010 Çarşamba

Peki, şimdi ne olacak?

Genel seçime 7 ay kala olacak şey değil. CHP yine karıştı, kaset skandalında olduğu gibi kaset en başa sardı.’¶
Gandi Kemal, vefasız Kemal’’e dönüştü. Kendisini oturduğu koltuğa taşıyan Genel Sekreter Önder Sav’’a savaş açtı. Hatta Savaş açmakla kalmadı, tasfiye etmek için önemli, büyük bir adım attı. Yaşananlara kronolojik açıdan bakarsak;
 
21 Aralık 2008: Genel Başkan Deniz Baykal, yerel seçime 4 ay kala, neredeyse tüm kurultay delegelerinin bir makama aday olduğu süreçte, ’‘tüzük kurultayı’’ yaparak, kendisini tek adama dönüştüren yeni tüzüğü kabul ettirdi. Sav’’ın o süreçteki itirazı kabul edilmezken, partinin yapısını AKP’’ye dönüştüren yeni tüzük, Baykal tarafından tam 1,5 yıl sümen altı edildi. Çünkü Baykal yeni tüzüğü, yeni bir Parti Meclisiyle uygulamak istiyor, bunun için de kurultay yapılması gerekiyordu. 
 
6 Mayıs 2010: Deniz Baykal’’ın eski sekreteri, Ankara Milletvekili Nesrin Baytok birlikte uygunsuz görüntüleri internet ortamında yayınlandı.
10 Mayıs 2010: Deniz Baykal skandal görüntülerin üzerine istifa etti. Atatürk’’ün Partisi CHP, 22 Mayıs’’taki Kurultay öncesi hem genel başkansız hem de adaysız kaldı.
6 Mayıs 2010: Baykal’’ın geri dönme isteği ve yapılan açlık grevlerine rağmen CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Grup Başkan Vekili Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşerek, adaylığa ikna etti.
17 Mayıs 2010: Grup Başkan Vekili Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs Kurultayı’’nda genel başkan adayı olduğunu açıkladı. 10 dakika sonra Genel Sekreter Sav’’ın odasına gelen Kılıçdaroğlu’’na en büyük destek Sav’’dan geldi.
Genel Sekreter Sav daha sonraki röportajında olduğu gibi CHP’’nin Godo’’yu bekler gibi adaysız kalmasına göz yumamadığını belirterek, Baykal’’ın dönüş planının yanlış olduğunu, 53 yıllık dostum dediği Baykal’’ı kast ederek, ’‘aklımı duygularımın önüne koydum’’ diyerek Kılıçdaroğlu’’na tam destek verdi.
Aynı dakikalarda Sav’’ın katkısıyla 60 milletvekilinin imzalı desteği Kılıçdaroğlu lehine açıklandı.
 
18 Mayıs 2010: CHP İl Başkanları toplantısında 76 il başkanının imzasıyla Kılıçdaroğlu ’‘tek aday’’ ilan edildi. Kuşkusuz Sav’’ın desteği bu kararda da başrol oynamıştı. Deniz Baykal’’a sadece 4 il başkanı destek verdi.
 
22-23 Mayıs 2010: Kılıçdaroğlu, ’‘Gandi Kemal’’ naraları ve görülmemiş bir atmosferde CHP’’nin Genel Başkanı seçildi. Deniz Baykal, Nesrin Baytok dışında tüm kurultay delegelerinin oyuyla genel başkan seçilen Kılıçdaroğlu, Önder Sav’’la birlikte objektiflere pozlar verdi. Aynı kurultayda bugünkü gelişmelere neden olan yeni tüzüğün uygulanmasının ertelenmesine ilişkin önerge oy birliği ile kabul edildi.
 
22 Mayıs 2010 Saat 00:30: Coşkulu Kurultay’’ın gecesinde genel merkezde PM listesi çalışmaları yürütülürken, İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, gece yarısı ikinci bir liste çalışması başlattı.
Bazı il başkanları ve ağırlıklı olarak Karslı hemşehrileriyle Ankara’’da bir otelin lobisinde toplantı yapan Tekin, Genel Sekreter Sav aleyhine açıklamalar yaparak, listeye olan muhalefetini ortaya koydu.
Ancak tecrübeli siyaset adamı Sav, eliyle Genel Başkan koltuğuna oturttuğu Kılıçdaroğlu’’nun, İstanbul adaylığı sırasında yakınlaştığı Gürsel Tekin’’e geçit vermedi. PM listelerindeki ağırlığını korudu.
 
12 Eylül 2010: Eski Lider Baykal’’ın şekillendirdiği referandum süreci bitti. Oylama sonunda CHP’’nin başını çektiği ’‘Hayır cephesi’’ yüzde 42’’de kalırken, aportta bekleyen Baykal ve ekibi harekete geçti.
 
Hükümete yakın medya kuruluşlarının da desteğiyle parti içi muhalefet ateşlenirken, Yargıtay’’ın bugünkü gelişmeleri oluşturan o yazısı gündeme bomba gibi düştü.
Baykal; ’“Tüzüğü uygulayın, uygulamazsanız Yargıtay’’ın yaptırımı ağır olur’” dedi.
 
Çok geçmeden Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı, CHP’’yi bir yazı ile uyardı. 2008 Aralık ayındaki tüzüğü uygulayın, kurultay kararınız geçersiz’’ dedi. Kurultay’’da parti içi demokrasi, sosyal demokrat ve devrimci parti naraları atan Kılıçdaroğlu, Baykal’’ın kendisi için hazırlattığı tüzüğü uygulama noktasında yakın çevresinin de etkisiyle balıklama atladı.
Genel Sekreterlik makamını kaldıran, genel başkanı tek adama dönüştüren yeni tüzüğe karşı çıkan Sav, ’‘seçime kadar’’ şartıyla destek verebileceğini söyledi. Ancak Kılıçdaroğlu’’na güvenmeyen Sav, MYK listesinin birlikte yapılması şartını öne sürdü.
 
Ve 2 Kasım 2010:  Yargıtay yeni tüzük için kurultaya gerek olmadığını açıklarken, Kılıçdaroğlu ve Sav arasında gerilim artıyor, karşılıklı restleşmelerle bugün yaşanan parti içi darbenin sinyalleri veriliyordu. Akşam saatlerinde ’‘anlaştılar’’ denilse de gece yarısından sonra uzlaşma bozuldu.
 
3 Kasım 2010: Yani bugün’… Parti meclisi daha önce belirlenen gün, saat ve yerde toplantıya başladı.
Toplantı öncesi kılıçlar çekildiği için Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaydan sonra en büyük karar organı olan PM toplantısına katılmak yerine 12. katta kurmaylarıyla toplantı yapıp, MYK listesi yapmaya başladı.
 
Ve Parti Meclisi Genel Sekreter Sav başkanlığında ve 63 PM üyesi ile yapılırken, Kılıçdaroğlu yeni MYK’’nın listesini partinin internet sitesinden açıklıyordu. Beklendiği gibi Gürsel Tekin’’i Sav’’ın yerine koyan Kılıçdaroğlu, kendisini o makama taşıyan adamı harcama dahası tasfiye edip parti içi darbe yapma yolunu tercih etmişti.
 
Bir zamanların Gandisini Vefasız Kemal’’e dönüştüren süreç başladı. Kılıçdaroğlu’’nun partinin internet sitesinden duyurduğu üç isim (Nihat Matkap, Gülsün Bilgehan ve Gökhan Günaydın) genel başkan yardımcılığı görevini kabul etmeyerek istifa etti. İzmir’’den Alaattin Yüksel ve Oğuz Oyan genel başkan yardımcısı oldu.
Önder Sav ve ekibi tamamen tasfiye edildi’…
 
Tabi ki bir de madalyonun öteki yüzü var’… Kılıçdaroğlu’’nun MYK listesi hazırladığı dakikalarda Parti Meclisi de toplantı halindeydi. 27-28 Kasım tarihinde tüzük kurultayı yapılması için karar aldılar. Kılıçdaroğlu’’nun hukuksuz kararlar aldığını söylediler.
Sonuçta Kılıçdaroğlu kendince darbe ya da devrim yaptı. Çok konuşulacak, çok yazılacak bu süreç’… Detayları bizler de kaleme almaya devam edeceğiz.
Ama iki şey söyleyebilirim şimdilik’…
Kılıçdaroğlu devriminin rengi neydi’… Listedeki masonik yapıya bakarak turuncu diyesim geliyor ama gördüğüm kadarıyla darbenin rengi biraz ’‘siyah’’’…
Ne demek istediğimi önümüzdeki günlerde açacağım’…
 
İkincisi de; bu işin kazananı kim olacak?
Olayların bu noktaya gelişinde aslan payına sahip olan Baykal mı?
Parti içi darbe yapan, vefasız Kemal’’e dönüşen Kılıçdaroğlu mu?
Ya da partinin hakim gücü Önder Sav mı?
 
Parti içindeki yarışta kimin kazanacağını bilemiyorum. Ancak genel siyasetin kazananı belli’… Başbakan Erdoğan ve AK Parti, üçüncü tek başına iktidarının vizesini dün itibariyle almıştır.
Hayırlısı olsun.