GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Nisan 2013 Salı

Akay&Engin!

Ege Tv’deki Güne Bakış Programı’nda haftanın ilk iki günü AK Parti ve CHP’nin İl Başkanlarını ağırladık.
Ne de olsa artık yerel seçimin kum saati geri sayıma başladı.
Ne de olsa seçim 2014’e bir yıldan az bir süre kaldı.
Ne de olsa yerel seçimin başkenti yine İzmir olacak.
 
Hafta sonu verilen mesajlara bakacak olursak; siyasetçiler giderek seçim atmosferine girdiklerini ortaya koymaya başladı.
Üslup giderek sertleşirken İzmir’in siyasi tansiyonu yükseliyor.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in demecinden sonra yaşananlara bakacak olursak da ‘bir kıvılcım’ yetiyor İzmir volkanını yakmaya…
İzmir’deki siyasi çekişmenin merkezinde yer alması beklenen AK Parti ile CHP’nin seçilmiş kaptanlarını canlı yayında peş peşe ağırlamış bir gazeteci olarak, Ömer Cihat Akay ile Ali Engin’i birlikte değerlendirdiğimde görüyorum ki;

— Ali Engin’in işi Akay’a oranla çok zor… Çünkü savunmada… 2009’da elde ettiği 28 ilçeyi korumak zorunda... Ve de Büyükşehir Belediyesi ile İl Genel Meclisi’ndeki oy oranını… CHP’li belediyelerin durumu ise ortada... Engin’in uykularını kaçıran tabloda kavga, iç çekişme eksik olmuyor. Çünkü 29 başkanın birçoğu seçilmiş kraldan farksız… Burunlarından kıl aldırmayan başkanlarla örgüt arasındaki çatışmaya potansiyel adayları da eklediğinizde önümüzdeki günlerde CHP İzmir’in toz-duman olması kaçınılmaz görünüyor.
 
— Ömer Cihat Akay cephesinde durum farklı… Öncelikle korumak zorunda olduğu ‘Bayındır dışında’ bir ilçe ya da koltuk yok. Matematiksel olarak başarılı sayılması için kazanılan ilçe sayısını ikiye çıkarması bile yeterli olacak. Hatta AK Parti İzmir’de iki ilçeye çıkarsa ‘yüzde 100 başarıdan’ söz etmek matematiksel olarak mümkün.
 
—  Lakin Engin’in de güçlü olduğu yönler var. Parti ne yapar, ne karar verir bilinmez ama Engin kafasında Büyükşehir sorununu çözmüş görünüyor. Engin’in Büyükşehir adayı bariz bir şekilde Aziz Kocaoğlu… Muhtemelen en çok da Aziz Kocaoğlu’nun eski metropol dışındaki gücüne güveniyor olmalı... Ödemiş’ten Bergama’ya, Karaburun’dan Menderes’e kadar Kocaoğlu’nun ‘tarım politikasının’ yaratacağı Bütünşehir yangınının metropoldeki kırık kalpleri de tamir edeceğine inanıyor belki.
 
- Akay’ın ise en büyük sorunu Büyükşehir adayı… Gönlünden Bakan Binali Yıldırım’ı geçirse de Binali Yıldırım’ın gönlünden İzmir’in hala geçmiyor oluşu Akay’ın en büyük sorunu... Kültür Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay’dan İzmir Milletvekili Rıfat Sait’e kadar pek çok ismin konuşulduğu Büyükşehir kulislerinde aday sayısı her geçen gün artarken Akay’ın bir diğer sorunu kendisinin hangi ilçeden başkan adayı olacağı…
Her ne kadar canlı yayındaki sorularıma tıpkı mevkidaşı Engin gibi ‘Genel merkez ne derse o olur, süreci il başkanı olarak da geçirebilirim’ dese de gönlünden ‘garanti bir ilçeden’ başkan adaylığı geçtiği, Karabağlar’ı düşünmesine rağmen Bayraklı’ya da yakıştırılıyor oluşu sır değil.
 
—Engin’in durumu da mevkidaşı Akay’dan farklı değil. Gönlünden Karşıyaka geçirmesine rağmen Genel Merkez ‘Konak’tan ol dese’ ya da daha yakın bir ilçeyi işaret etse ‘hayır’ diyecek durumda değil Ali Engin. Onu adaylık yolunda zorlayansa ‘Büyükşehir adayı’ olarak her platformda ilan ettiği Aziz Kocaoğlu… Engin de çok iyi biliyor ki Kocaoğlu onun adaylığına sıcak değil.
 
Kısa bir süre önce Engin’in ‘kebapçı’ açılışında kurdeleyi birlikte kesen AK Partili Akay ile CHP’li Engin arasındaki tek benzerlik gönüllerinden geçen başkanlık koltukları da değil aslında. İkisinin de yoğurt yiyiş tarzı birbirine benziyor.
Her ikisi de ‘dengelerin’ adamı…
Dahası İzmir gibi kaygan bir zeminde siyaset yaparken dengeleri gözetmek zorunda olduklarını biliyorlar. Boyundan büyük demeçler vermemeye, parti içi kavgaların açıkça tarafı olmamaya özen gösteriyorlar.
Ve de birbirleriyle bodoslama kavgadan özellikle kaçmaya… Eski İl Başkanı Tacettin Bayır’la kıyaslandığında Akay-Engin ilişkisinin düzeyi zaten ortada…
İzmir gibi kıyasıya rekabetin yaşanacağı bir kentte bu denli düzeyli bir ilişki siyaseten ne kadar doğrudur? İşte orası tartışılır.
*
İki mevkidaşa naçizane önerim şudur. Tabi ki içi boş kavgaların tarafı olmasınlar. Tabi ki kent siyasetindeki seviyeyi korusunlar. Ama siyasi nezaketi de abartmasınlar…
Sürecin kontrolünü ellerine almak istiyorlarsa;
- Başkan adaylığı meselesini bir an önce netleştirsinler. Hangi ilçeden aday olmak istediklerini, ne istediklerini ‘genel merkezleriyle’ paylaşsınlar. Bunu yapmadıkları her gün İzmir’in kontrolünü yavaş yavaş kaybedeceklerdir.
Bir koltukta çift karpuz taşınmaz kuralından çok ‘kendi ağrısına çözüm bulamamış birinin başkasının ağrısına merhem olması mümkün değildir’ kuralı gereği…
 
Naçizane öneri listesi şimdilik bu kadar…
Duruma göre devam edebilir.