Büyükşehir belediyelerini düzenleyen yeni yasa, TBMM Genel Kuruluna gelmeden, CHP İzmir’de yasanın çıkması durumunda iptal olacak belediyelerde ve mahalle olacak köylerde aleyhte propaganda ve halkoylaması yaptı. Kampanyaya küçümsenmeyecek bir katılım oldu. CHP İzmir örgütünün kısa süreye sığdırdığı bu muhalefet atağı, takdire değerdi.
Oysa yasayı hazırlayan Ak Parti’ydi ve CHP’den çok daha erken davranıp, yeni yasanın halka sağlayacağı faydaları muhalefetten önce anlatması ve lehine bir kamuoyu oluşturması gerekiyordu; bu yapılmadı. Halk CHP’nin muhalefetiyle baş başa bırakıldı. Beyazı siyah gösterme konusundaki ustalığı tescil edilmiş CHP İzmir il örgütü, vatandaşın ağzından girip burnundan çıktı!
Hiçbir iktidar durup dururken hem ülkeye hem de partiye zarar verecek bir yasayı çıkarmaz. Belli ki, üzerinde uzun uzun düşünülmüş, iki ölçülmüş, bir biçilmiş.
Ne yazık ki, bundan Ak Parti İzmir teşkilatının haberi yok! Bilgi yetersiz, “bire bir tam saha pres” seçmen taraması yapmak da zor ise iş vatandaşın ferasetine kalıyor!
Vatandaş da bu iş güç arasında, hafızasını yoklayacak zamanı varsa ben şahsen bu makamdan onlara bir nebze de olsa yardımcı olmak isterim:
CHP’nin bütün anlattıkları boş! 2006’da da 2008’de de “Bu il ve belediye yasası Türkiye’yi böler!” vaveylasıyla yeri göğü inletmişti. Buna rağmen yasalar çıktı, seçimler oldu, az çok demeden Ak Parti, CHP, MHP, BDP, DP, SP, BBP belediye başkanlıkları kazandı. Yaklaşık 6 yıldan beri iller ve belediyeler bu partilerce yönetiliyor.
Bugünlerde birinin çıkıp şunu sorması gerekir:
Hani bu yasalar Türkiye’yi bölüyordu! 6 yıl geçti bir tane il yönetimi veya belediye, yasal yetkilerini kullanarak ülkeyi neresinden böldü, gösterebilecekleri bir il veya belediye var mı?
Yok!
O zaman CHP’nin anlattıkları boş, onları ciddiye almayın! Geldiklerinde misafirperverlikte kusur etmeyin, sıcak soğuk ikramlarınız yapın ama anlattıklarına inanmayın!
MHP’ye hangi konuyu sorarsanız sorun, bu partiden alacağınız cevap her zaman tek olacaktır ve o da bellidir:
Ülke bölünüyor! Kıbrıs elden gidiyor!
Beni yok sayarsanız, o zaman vatandaşın zor da olsa merakını gidereceği bir tek merci kalıyor:
Ak Parti’nin İzmir Milletvekilleri. Yasama faaliyetlerini aksatmadan sürdüren bu arkadaşlar sizlere doğru bilgiyi vereceklerdir. Yeter ki, İl Yönetimi programlar yapsın, vekilleri halkla buluşturabilsin. Bu organizasyonlar yapılmazsa, 350 bin üyeli İzmir Ak Parti’nin yapması gerek çalışmaların bütün yükü 11 vekilin üzerine yıkılacaktır.
O zaman “CHP, İzmir’de Ak Parti’nin önünde!” tespitimden kimse rahatsızlık duymamalı.
Gelelim CHP’yi bekleyen tehlikelere…
CHP’nin Türkiye’deki hiçbir il örgütü, İzmir kadar aktif ve başarılı değil, hatta, yarısı bile değil. CHP İzmir’de genel merkezsiz daha başarılı çalışmalar yapabilecek birikime ve kalifiye yöneticilere sahip. Başarısını da buna borçlu.
Bu kez durum hiç de öyle görünmüyor. CHP genel merkezi kolay bir zaferin peşinde. İzmirlilerin başarısını kendi hanesine yazmaya çalışıyor. Ankara’dakiler İzmir, İzmirlilere bırakılamayacak kadar önemli bir ildir deyip duruyorlarmış.
Ankara’dan gelip “Doğru iş yaptım, sonucu da aldım” ya da “Benim çabam olmasaydı bu başarı olmazdı!” demeye aday, birçok genel merkez görevlisi, İzmir’in yakasına yapışmış durumda. Siyaseti de stratejiyi de İzmirlilerden daha iyi biliyorlar! Biliyorlar; çünkü, parti hiyerarşisi içinde üs makamdalar.
Genel merkezden gelen birçok parti büyüğü, ne yapıp edip, belediye başkanlıklarının belirlenmesinde etkili olacaklar ve mevcut başkanların çoğunu tekrar aday yapmayacaklar. Meclis üyeliklerine ise daha yoğun müdahaleler yapılacak. Bunun yaratacağı olası kaos, CHP İzmir il örgütünün akordunu bozacak! Bu şimdiden apaçık bir sorun olarak ortada duruyor.
Genel merkezcilerin müdahaleleri en çok da Aziz Kocaoğlu’nu etkileyecek. Kocaoğlu, 2009’da da aday olmakta zorlanmıştı. Ama o günlerde karşısında ciddi bir rakip yoktu. Bu nedenle de Genel Merkez istemeye istemeye “Evet!” demişti. Ama bu kez böyle olmayacak!
Nedenine gelince: Sayın Kocaoğlu’nu ve ekibini mahkemelere taşıyanlar, Allah da kul da biliyor ki, CHP’li kendi yakın çalışma arkadaşlarıydı.
Ne gariptir ki, ortalığı toza dumana boğan iddiacıların içinde bir tane bile Ak Partili yoktu!
Ne kadar tuhaf değil mi?
Sahi, neden bir Ak Partili yoktu?
Bunu merak eden oldu mu?
CHP her fırsatta “AKP!” dedi, “Recep Tayyip Erdoğan!” dedi Başbakanı suçladı ama İzmir Ak Parti’den kimseyi suçlamadı!
Ne kadar ilginç değil mi?
Dava dosyalarına bakıldığında görülecektir ki, CHP’liler belediyenin yasal yönetilmediği yönünde defalarca savcılığın kapısına dayanmış ama bunlar arasında bir tanecik de olsa Ak Partili bu iddialara “Acaba!” dememiş, bir A 4 kağıda iki satır bilgi yazmamış!
CHP’lilerin CHP’lileri mahkemeye taşıdığı İzmir tarihinin en manidar davasında acımasızca eleştirilen Sayın Başbakanı İzmir’de savunan bir Ak Parti İl Yönetimi çalışması, halkı bilgilendirme faaliyeti vuku bulmadı!
Aslında MHP arada bir yaptığı gibi Sayın Başbakanı savunabilirdi, o da yapmadı; nedense MHP de bu konuda akılda kalabilecek bir iz bırakmamaya özen gösterdi!!!...
Sık sık bana yöneltilen bir soruyu, yazımın sonuna tekrar alıyorum:
Üstat, İzmir’i hangi parti alır?
Benim cevabı bu konuda çok nettir:
Bugün CHP, İzmir’de Ak Parti’den önde. Birincisi bu.
İkincisi, seçime kadar çok şey değişir.
Üçüncüsü ise CHP’ye seçimi Genel Merkez kaybettirecek; Ak Parti’ye de Genel Merkez kazandıracak!
Nasıl mı?
Onu da bir sonraki yazıya bırakmak istiyorum…