GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Ağustos 2011 Cuma

Yorumcuların dikkatine!

İnternet gazeteciliğinin olmazsa olmazıdır yorumcu. Çünkü yeni nesil gazetecilik olan bu alanın en önemli özelliği haber ve bilgiye ulaşmanın kolaylığının yanı sıra haberlere anında katılabilme, katkı koyabilmektir.
Yani interaktif gazetecilik dedikleri tam olarak budur.
Kâğıt gazetecilikte olduğu gibi önüne konulanı yemez internet gazetesi okuru… Önüne konan yemeğin durumuna göre refleks geliştirir.
Bazen aşçısına ‘eline sağlık’ diyebileceği gibi bazen de yemeğin içindeki malzemeler hakkında yorum yapar.
Tuzu az, biberi fazla, çok yağlı gibi…
Dedik ya, internet gazeteciliğinin olmazsa olmazıdır yorumcular diye…
Tabi ki bizim de medar-ı iftiharımızdır.
**
Kendi adıma yorumları da yorumcuları da seviyorum. Çünkü Türk insanını harekete geçirmenin zorluğunu biliyorum.
Önünde cereyan eden küçük bir kazada bile ‘tanık/manık yazarlar’ endişesiyle ‘görmedim/duymadım/bilmiyorum’ tavrı sergileyen Türk insanının, okuduğu bir habere tepki vermesi, bu tepkiyi yazıya dökmesi, yayınlaması her şeyden önce saygı duyulması gereken bir durum. Elbette ki sapla samanı karıştıranlar yok değil aralarında.
Ancak habere/yazıya anında refleks gösterip, adını vererek ya da vermeyerek yorum yapan dolayısıyla da yaptığımız işe katkı koyan binlerce kişiyi ayrı tutmak gerekiyor.
**
İnternet gazeteciliğini ciddi bir sektör olarak bu kente tanıtma misyonu üstlenen egedesonsoz.com okurları kadar yorumcularının da katkısıyla büyüdü. Büyümeye de devam ediyor. Yayın politikamız gereği gerek kentte gerekse de ülkede kimsenin hamisi ya da avukatı değiliz. Kimsenin de düşmanı değiliz ayrıca…
‘Sözde değil özde bağımsız’ gazetecilik yapan ya da yapmaya çalışan genç bir ekip olarak okur yorumlarını da (Küfür, hakaret içermediği takdirde) aynen onaylıyoruz.
Bazen düzeltme yetkimizi kullanarak ‘ağır’ ifadeleri kaldırıp yorumun kalanını yayına koyuyoruz.
Egedesonsoz.com’un genel yayın yönetmeni olarak sistemde çalışan ‘editör’ arkadaşlarıma verdiğim en kesin talimat da bu konudadır.  
‘Eleştiri sınırı içinde sayılabilecek, küfür/hakaret taşımayan tüm okur yorumları onaylanacak. Başta ben olmak üzere hiçbir yazar arkadaşın ya da hiçbir haber öznesinin bu konuda ayrıcalığı yoktur’
Tabi ki eleştiri sınırı ibaresi kişiye göre değişecektir.
Özellikle kenti yöneten ve bizim de en önemli haber kaynağımız olan yerel idarecilerle bizlerin ‘eleştiri sınırı’ anlayışı farklı.
Bu fark bazılarıyla çok az bazılarıyla oldukça fazla…
Bazı belediye başkanları koltuklarına oturduktan sonra etrafında kümelenen ‘yağcı tabakanın’ da katkısıyla geldikleri noktaları unutmuşlardır.
Seçilmiş kral edalarında etrafta dolaşan bu anlayışın sahipleri, halktan aldıkları hizmet yetkilerini kullanırken egolarına yenik düşmüşlerdir.  
Onların bunu bugün görmeleri/hissetmeleri mümkün değildir.
Koltuktan düştükten aylar sonra kendilerine geldiklerinde aslında vazgeçilmez/bulunmaz Hint kumaşı olmadıklarını anlayacaklar ancak o zaman da iş işten geçmiş olacaktır.
***
Neyse biz konumuza dönelim.
Son günlerde okur yorumlarına ilişkin çok ilginç taleplerle karşılaşmaktayız.
Kimileri ‘o yorumu kaldır’ talebiyle kimi ‘IP adresini ver, izini süreyim, adresini bulayım’ talebiyle kapımızı çalmakta.  
Tabi ki bu taleplere uygun bir lisanla ‘hayır’ demesini biliyoruz.
Hiçbir özel ya da tüzel kişiye bu sistemdeki yorumcuların IP adresleri verilmedi, verilmeyecek.
Ancak, olay yargıya taşınırsa başka…
Son iki yılda başımıza gelen birkaç örnekte olduğu gibi mahkemenin bizden bu bilgileri ‘emniyet kanalı ile’ talep etmesi halinde okur yorumlarına ait ‘IP adreslerini’ vermek hukuki bir zorunluluk olmaktadır.
Hukuka, mahkemeye ya da emniyete ‘hayır’ demek mümkün olmayacağı için ‘üzülerek de olsa’ bu bilgileri paylaşmak durumundayız.
Tabi ki sadece mahkemeyle, emniyetle…
O nedenle yorumcu dostları, okurları, egedesonsoz.com müdavimlerini bu tür durumlara karşı uyanık olmaya davet ediyorum.
Her şeyden önce yorumlarında seviyeyi korumaya…
Hakaret etmeden de eleştiri yapılabilir. Hem de eleştirinin dik alası bile yapılabilir. Şundan hiç kuşkunuz olmasın ki, sizler eleştiri sınırında kaldıkça, bizler sizin sesiniz, soluğunuz olmaya devam edeceğiz.
Ama ağırlıklı olarak İzmir’den yazan özellikle belirli ilçelerde kümelenmiş yorumcu arkadaşlardan ricam, yarın/öbür gün hukuki bir sorun yaşamamak için kente yakışır bir eleştiri dili ve üslubu geliştirerek yaşadıklarına tepki göstermeye devam etmeleridir.
 
Not: Kocaoğlu-başkanlar kavgası Ankara’ya sıçramış durumda… Hem Gürsel Tekin hem de Volkan Canalioğlu’nun tavrı Aziz Başkan’ı köşeye sıkıştırabilir. Sanıyorum ‘genel merkez’ de isyancı başkanları haklı buluyor.