GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
23 Ekim 2015 Cuma

Yeni Türkiye manzaraları ve kaygılarımız…

Yeni Türkiye ve büyük medeniyet yürüyüşü için kaygılıyız…
Çünkü Yeni Türkiye’yi kurmak için başlattıkları büyük medeniyet yürüyüşünün ‘yeni ve büyük’ yanını Dünya bir türlü anlamıyor;  Tıpkı Erdoğan’ın neden ‘dünya lideri’ olduğunu anlamadıkları gibi…
Türkiye’nin büyük medeniyet yürüyüşü ve Erdoğan’ın dünya liderliğinin bir türlü anlaşılamamasının bir izahı olması lazım… Aslında, Diyanet İşleri Başkanlığı bir açıklama yapsa iyi olacak. Dünya anlamıyor… İçeride, öteki %50 de anlamıyor…
Her ne kadar bir anlaşılamama sorunu varsa da, AKP’li büyüklerimiz böyle bir yürüyüş olduğunu doğruluyor. ‘Evdeki o malum yüzde elli’ de ‘Dünya Lideri’nin kütlesi (kitle değil) olduğuna göre…
 
Çok kaygılıyız!
Ne Avrupa ne ABD ne Rusya ne İran ne Irak ne Suriye ne Mısır ne Libya ne İsrail bizi anlayabiliyor…
Stratejik derinlik fazla derin gelmiş olabilir.
Başımıza bir şey geldi ama ne geldi? İyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi? Küçük Enişte’ye bakılırsa, başımıza durmadan iyi şeyler geliyor.
Mesela, Ankara’daki patlama, büyük medeniyet yürüyüşünün azametinden korkanların infialidir. Merak edilecek bir durum yok; büyük medeniyet yürüyüşü devam ediyor…
Büyük Usta’ya göre ise, iyilikten anlamayan, adap ve edepten yoksun muhalif münafıklar öylesine konuşuyorlar… Kendisi gerçekten diktatör olsaydı konuşabilirler miydi?
Sonuç itibarıyla, onlar, “biz burada Osmanlı’dan gelen azametimizle ve merhametimizle devlet yönetiyoruz” diyorlar; Biz de nevzuhur Osmanlıgilleri kimimiz hayran kimimiz şaşkın seyrediyoruz.
 
Fena halde kaygılıyız…
Başbakan ne zaman “Kimse gücümüzü sınamaya kalkışmasın!” uyarısı yapsa beni ter basıyor. Yine nerede canımız yanacak, diye ödüm kopuyor. Gerçi şöyle düşünerek rahatlamak da mümkün; Sınanmadık neremiz kaldı ki sınasınlar!
Hele bütün o haşmetimizle, merhametimizle falan Filistin’e gitmiyor muyuz? Galiba artık oraya da gidemiyoruz… Neyse, insan çok fena duygulanıyor. Davutoğlu’nun salya sümük ağlarken sarıldığı Filistinli hiç gözümün önünden gitmiyor.
Davutoğlu deyince bir kahramanlığı daha aklıma geldi. Kuzey Irak’ta kafasına göre dolaşıyor, ziyaretler yapıyordu, henüz Dışişleri Bakanı idi; Bağdat yönetimi kendisine, bir daha ülkeye bu şekilde gelirse tutuklanacağını bildirdi. O zaman anladık ki tutuklanma pahasına ülkesine hizmet ediyordu…
 
Kaygımız büyük;
Ülke büyük, hayaller büyük, hedefler büyük… Gelin görün ki cümle âlem beyinsiz, idraksiz! Bütün haşmetiyle süren büyük medeniyet yürüyüşünü anlamaktan aciz Batı, büyük medeniyeti ve bu büyük medeniyetin dünya liderini, herhalde gözleri kamaştığından, göremiyor.
Dünya’nın her yerinden görülecek kadar büyük Saray yaptırdık, dünya liderinde boy pos desen maşallahı var, yine de görmüyorlar.
Hele o Putin yok mu? Ata binmeyi sanki ondan öğrenecek!
 
Biz ki tarih yazıyoruz; Soma’da, Reyhanlı’da, Suruç’ta, Ankara’da, Suriye’de, Irak’ta… Hepsi de güzel öldüler… Şanlı beyaz bayraklarla yurdumun sokaklarında dolaşıyor özgürlük…
Beyaz bayrak… Beyaz Toros… Sanki yeni Türkiye’de bembeyaz yeni bir sayfa açılmış…
 
Kaygılarımızı nasıl anlatacağız?
Belki de mankafa batılılar şunu anlamıyorlar; yeni Türkiye gerçekten yeni… Yeniliğin yeniliği onların zekâsına ve anlama kapasitelerine fazla geldi.
Neyse ki onların anlamama sorununun nereden kaynaklandığını ben biliyorum;
Onlar “Yeni Türkiye” diye bir devlet arıyorlar; Hâlbuki yeni Türkiye bir devlet değil, devasa bir “devletşirket.” Yeninin de yenisi bu işte! Dünya liderimiz ülkeyi nasıl yöneteceğini açıklarken bu meseleye de açıklık getirmişti ama dinlememişler.
“Başkanlık” meselesini de anlamıyorlar. “Türk Usulü Başkanlık” sisteminden haberleri yok. Kafaları basmıyor... Okumuyorlar da… Çoğu müslüman değil, “oku!” emrinden haberleri yok. Dünya liderimizin bu konudaki açıklamalarını da hiç dinlememişler...
 
İşte halimiz böyle… Anlaşılmamak ne kadar kötü! Kaygılıyım… Kaygılıyız… Kaygılısınız… Kaygılılar…

Yalnız, bizim devlet büyüklerimizin de küçük bir sorunu var; Fazla iyi niyetliler, önüne gelen kandırıyor… Gerçi o kadar kusur Kadı kızında da bulunur ama devleti öğrenmeye niyetleri varsa, biraz hızlanmaları lazım! Devlet gitti gider…