GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
28 Eylül 2015 Pazartesi

Bu ülkenin kaç Tunç Soyer yetiştirmişliği olabilir?

Aklını ve yüreğini insanlık davasına adamış bir insandır Tunç Soyer; kaybedilecekler hesabını çoktan kapatmıştır. Hal böyle iken, hiç olmayacak küçük hesapları onun adının çevresinde bir yerlere iliştirip bulanık suda balık avlamaya çalışanlar, bayağılığın da sınırlarını zorlamaya başladılar.
 
Tunç Soyer, başka bir dünya ihtimalinde yeni insancıl gerçekliğin izini sürüyor. Böyle pırıltıları olan insan fazla yetişmez bu topraklarda. İnsanın sorası geliyor; Topluma umut veren Tunç Soyer’in yaptıkları kimin zoruna gidiyor?
Son zamanlarda yapılan ve ölçüsü iyice kaçırılmış saldırıları gördükçe hep aynı soru zihnime takılıyor; Tunç Soyer’i böyle alçakça karalamak için nasıl bir insan olmak gerekiyor? Hangi çıkar hesaplarıyla bunlar yapılıyor?
Bu soruların muhtelif yanıtları olabilir; Üstelik yanıtları aramak başka türlü bir çabayı gerektiriyor. Benim söylemeye çalıştığım ise tam olarak şudur; Tunç Soyer gibi bir değere sahip çıkmak bizim meselemiz olmalıdır.
Seksenli yıllarda liberalizm rüzgârları eserken, yükselen yeni değerlere bağlı olarak “değerli insan” terk edildi ve o boşluk “önemli insan” ile dolduruldu. Gerçi o boşluk hiçbir zaman doldurulamadı ama toplumda “önemli insan”ın kofluğu ve yüzeyselliği de o kadar dert edilmedi.
Şimdilerde, ülkede ortaya çıkan yönetim zafiyeti ve kamusal alanda yaşam normlarının altüst oluşu, değerli insanların eksikliğini hissettirmeye başladı.
 
İşte tam da böyle bir zamanda, değerli bir insanın, her türlü imkânsızlık içinde neler yapabildiği toplum tarafından görülmeye başladığında, kapalı kapıların ardında tasarlandığı çok belli, sistemli bir saldırı başlatılıyor. Gerek televizyonda, gerekse basında kullanılan tetikçiler, “çamur at izi kalır” kafasıyla işe koyuluyor.
Büyükşehir ve Bütünşehir yasaları nedeniyle ilçe belediyelerinin çok ciddi finans sorunu yaşadığını biliyoruz. Bu nedenle, üzerinde turistik tesis bulunan kiralık üç arazinin ihale ile satışa çıkarılmasına karar verilmiş. Sorun budur!
Söylenenlerde iler tutar hiçbir şey yok. Fakat illaki zorluyorlar. Bu ısrar ve tetikçilerin siyasi aidiyeti akıl karıştırıyor. Bir dönem ki her türlü yolsuzluk, hırsızlık, kanunsuzluk gündelik hayatın rutini olmuş. Ve bu dönemin adamları tutmuş Tunç Soyer gibi bir ismi karalamaya çalışıyor. Hiç şansları olmadığını bile bile İzmir’de Tunç Soyer’in önünü neden kesmek isterler? Başka işleri mi yok!
 
Ortada bir çelişki var. Tunç Soyer ile uğraşanların kimliğine bakarak sadece AKP’lileri sorumlu tutmanın pek doğru olmayacağını, bunun bir hedef şaşırtmaca olduğunu düşünüyorum.
Tunç Soyer ile asıl sorunu olanların, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmayı düşünen CHP’liler olması daha yakın ihtimal... Yoksa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilme şansı sıfır olan AKP’liler durduk yerde Tunç Soyer ile neden uğraşsın? Belli ki taşeronluk yapıyorlar. Biraz kazısanız sanki altından kimi CHP’liler ile AKP’lilerin ittifakı çıkacak.
Bir AKP’li, böyle ilgisiz bir zamanda, “Tunç Soyer Büyükşehir’in başına geçerse İzmir’i satar!” demez. Diyecekse de yerel seçimleri bekler.
“Ey CHP’liler, Tunç Soyer’i aday göstermeyin, yoksa seçimleri kaybedersiniz!” Böyle anlaşılabilecek bir uyarıyı yapmak neden AKP’lilerin üstüne görev oluyor, anlayan beri gelsin.
Neyse, spekülasyona açık bir durum. Ben yine asıl meseleme döneyim.
 
Tunç Soyer yaptıklarıyla ve söyledikleriyle ülkeye ve topluma değer katan bir insan. Öyle her köşe başında karşımıza çıkabilecek insanlardan değil. Onun gibiler zor yetişiyor, az bulunuyor. Ve bilinmeli ki toplumda önemli bir karşılığı var.
Bu saldırılardan sonra ona daha da yakın olacağız. Zarafetini ve nezaketini yanlış anlayanların ahlak dışı saldırılarına izin vermeyeceğiz. İzmir’de olacak iyi şeylerin önünü kesmelerine göz yummayacağız. Üslubumuzdan, doğru bildiklerimizden, bağlı olduğumuz değerlerden ve ahlak normlarından hiç taviz vermeden; bu ucuzluğa, bu bayağılığa karşı koyacağız.
Yok öyle ite uğursuza yem olmak.