GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
14 Nisan 2022 Perşembe

Yalan dünya!

Kimler yalan söyler?

Soruyu değiştiriyorum;

Kimler daha az yalan söyler?

Dindarlar yalan söyler mi?

Yalanı dini kaâle almayanlar mı söyler?

Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, buna Budistleri vs de ekleyebiliriz. Kimler yalan söyler?

Tarihin bize bıraktığı mirasa bakıldığında ahlakın en çok ihlal edilen konusu yalandır.

İnsanı yalandan korumak mümkün müdür?

* Tevrat’ta yer alan 10 emirden biri “Yalan söylemeyeceksin!

* Hıristiyanlar da Tevrat’a iman ettiklerinden “Yalan söylemeyeceksin!” yasağına saygılıdırlar.

* Kur’an’da 230 kez yalan/kizb kavramı geçer. Ve öyle geçer ki sanırsın Müslümanlar hiç yalan söylemez!Oysa gerçek sanılanın tam tersidir.

Müslümanlar; Yahudi ve Hıristiyanların Tevrat, Zebur ve İncil metinlerine sadık olduklarını bilirler. Kitap ehli olarak da bilinen Yahudi ve Hıristiyanlar 10 emirin her birine bağlı oldukları gibi “Yalan söylemeyeceksin!” maddesine de bağlıdırlar.

Modern zamanlarda kutsal metinlerle yetinmeyen Batılılar -dikkat buyurun Doğulu Yahudiler ve Hıristiyanlar değil Batılılar- bir görüşü akılla ve bilimle kanıtlamadıkları sürece onu benimsemediler.

Modern Batılı ülkeler bir konuda “doğrusu hangisi” sorusuna yanıt bulmak için dünya çapında uzmanların görüşüne başvurmaktan çekinmezler. Bu konuda kibirleri yoktur.

Doğruyu bulmak için her seçenek ciddiyetle incelenir,matematiğe, kalkınmış ekonomik modellere ve hukukun üstünlüğüneitinayla başvurulur sonunda bir karara varılır.

Bir konuyu bir kişi araştırmaz, binlerce hatta on binlerce kişi araştırır. Başlangıçtaki görüş ayrılıkları tartışmalar sonucu daha sağlıklı bir noktaya varır.

Antropolojiye göre yer yüzünde 200.000 yıldan beri akıllı insan yaşamakta. İlahi dinleri akıllı insanla başlatanlara göre de dinlerin yaşı buna yakın olmalı.

2022 yılındayız.

Görünen o ki dinler yaklaşık 200.000 yıldan beri peygamberler ve ilahi kitaplarla insanı en basit konuda bile eğitememiş.

Çağımız insanı makamına ve sosyal durumuna bakmadan aldığı aile içi eğitime ve modern eğitime rağmen çözümü “yalan”da görüyorsa durup düşünmek gerekir.

Harp hiledir” diye bir hadis uydurulmuş. Bir ayete değil de uydurma bir hadise sığınanların amacı nedir?

Savaşta düşmana yalan söyleyebilirsin. Bununla başlayan yalana fetva arayışı, kısa sürede herkesin başvurduğu Kur’an’dan daha önemli hale gelmiştir.

Siyasi yarışa girenler rakiplerini düşmana benzeterek birbirleri aleyhinde akla hayale gelmez yalanlar, iftiralar, hileler ve yalancı şahitliklere başvurmuşlardır.

Henüz Hz. Muhammed’in ölümü üzerinden 50 yıl geçmeden sınır tanımayan yalanlar Müslümanın günlük hayatına girmiştir.

Ailede eşler arasında, çarşıda, pazarda müşteri esnaf arasında, en başta siyasette, köyde, kentte, hoca, talebe, ahali ile ilişkilerde, ilim çevrelerinde… yalansız konuşulamaz olmuş. Hem de yalanlar Allah’ın adı anılarak söylenmiş.

Sıkı durun, en önemlisini yazmayı unutturmayın:

Artık yalana baş vurulmadan İslam’a davet de yapılamıyor.

Gelinen nokta bu. Yalan söylemeden dinimizin yücelikleri de anlatılamıyorsa vay halimize!

Yalansız halkı yönetemiyorsak…

Yalansız para kazanamıyorsak…

Çocukları yalansız eğitemiyorsak…

Yalansız sohbet de yapamıyorsak Müslümandan kaçıp Yahudi ve Hıristiyanlara sığınmak tek kurtuluş yolu mu oldu?