GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
4 Haziran 2012 Pazartesi

Tüketme hakkı

Yeni paylaşım için “yeni bir para”ya gerek var. Eski parayla yeni bir paylaşım ekonomisi yaratmak zor.
 
Yeni para, öyle olmalı ki, kolay elde edilebilmeli, ama bir o kadar da, tüketime aracılık ederken de üretebilmeli. Yeni para şu anda dünyada kullanılan her türlü paradan daha fazla üretmeli ve daha fazla tüketme hakkı sağlamalı. Yeni ekonomik düzen, bu parayla kurulabilmeli, diyorum, üzerine basa basa. 
 
Kimse demiyor, ben diyorum.
Yeni para hem tüketmeyi hem de üretmeyi kolaylaştırmalı”.
 Bunun on koşulunu belirtiyorum: Yeni para aynı zamanda kolay da üretebilmeli.
 
İnsanlığın geldiği aşama geçmiş çağlardan çok farklı.
Önce bunu görelim.
Gerçekten koşullar çok değişti. Özellikle üretim açısından bilgisayar destekli otomasyon sistemler, piyasanın ihtiyacından fazlasını hem de işçi sınıfına gerek duyulmadan üretebiliyor.
 
Yakın çağda yeni para tüm insanlığın alışkanlıklarını kökten değiştirecek. Artık işçi sınıfı olmayacak; üretimi, otomasyon sistemlerini kontrol eden teknisyenler yapacak. Doğal olarak “işçi sınıfı” da olmayacak. Paylaşım rejimlerine göre sınıf üyesi olmakta ısrar eden bazı toplumlarda “teknisyenler sınıfı” olacak ki, bu da fazla bir yekun oluşturamayacak.
 
Şimdiye kadar ekonomilerde karşılaşılan sorunların çoğu, üretime ilişkindi, çünkü üretim zordu. Az olduğu düşünülen kaynaklardan elde edilen ürünlerin nasıl paylaşılacağı ise ikinci dereceden bir sorundu.
 
Eski ekonomik rejimlerin amacı, insanlığa üretim ve tüketimde karşılaşılan güçlüklerin nasıl aşılacağı konusunda yol göstermek veya zorlukların yarattığı fırsatları “kâr”a dönüştürmekti.
 
Eskilerde kalma rejimlerin yeni zamanların ekonomisini hem de yeter faydayı üretmeyen modellerle açıklamaya çalışıyorlar ki, bu herkesin dikkatini çekiyor! Çünkü söylenenlerin hiçbiri doğru sonuç vermiyor. Doğruymuş gibi görünen açıklamalar, çok geçmeden ayan beyan yanlışlanıyor!
 
Yeni zamanlardayız, bunu görelim.
 
Artık, her şeyin eskisi gibi olmasına gerek yok, olmayacak da. Önce ekonomik alışkanlıklar değişecek, sonra da diğerleri…
 
Eski ekonomilerde sınır tanımaz zenginliklere ulaşan aileler, statülerinin sarsılaşacağı bir çağa yaklaştıklarının farkındalar.
 
Kağıdı paraya, parayı da Tanrısal güce dönüştürenler, eskisi kadar rahat değiller.
 
Bir tohum tanesinden bir sezonda 5 kg ürün alanlar, bugün 250 kg ve daha fazlasını alabiliyorsa demek ki, beslenmek ve çoğalmak sorun değil!
 
Tarım dahil, ihtiyaç duyulan her ürünü insansız üretmek, hem de piyasanın ihtiyacından fazlasını üretmek mümkün ise parayı elde etmek üretimden daha kolay olmalı!
 
Asıl zor olan üretmektir, bu sorun aşılmışsa geriye kolay olan kalıyor, o da kolayından parayı elde etmek, yani paylaşmak!
 
Üretimin gücünden kaynaklanan zenginliği paylaşmak istemeyenler, eski ekonomik düzeni kendi çıkarlarına yaşatmaya çalışıyorlar ki, bu da fazla uzun sürmeyecek. Yakın gelecekte herkes kolay üretimden kaynaklanan tüketme hakkını doyasıya kullanacak.
Gerçek olacak, buna inanın!
 Tanrım, ölüyor muyuz?!
Cennetten haber mi var?!
Demeyin…
 
Piyasanın ihtiyacından fazlasını üretebilecek teknolojiler elimizin altında iken, bu tüketim hakkını kullanamamaktan kaynaklanan sorunlarla boğuşmak çok mu mantıklı?
Çok mu inandırıcı?
Çok mu insani?
Çok mu gerçek?
 
Herkesi memur yapmak…
Memurlara sendikal haklar tanımak…
Sonra da ücret pazarlığına girmek…
Bu mu hayat?
Bu mu ekonomi?
Bu mu gerçek?
 
Tanrım, yoksa cehennemdeyiz de biz mi farkında değiliz?
Ne dersiniz, biz neredeyiz a dostlar?
Kimlere kulak vermekteyiz?