Klasik çağdan beri devletin asli görevi “güvenlik” ve “para politikası” olmuştur. Zamanlar ne kadar modernleşse de bu durum değişmemiştir. Her dönemde başarılı yönetimler, görevlerini icra ederken güvenlik ve para politikalarını, sorunların çözümünde en etkin araç olarak kullanmışlardır.
Ülke içi ve dünyadaki gelişmelere öncülük etmek veya ayak uydurmak da, sanılanın aksine, güvenlik ve para politikalarıyla mümkün olabilmiştir.
Türkiye; dünyanın “büyük değişim”e karar verdiği bir dönemde Ak Parti hükümetleriyle tanıştı.
Türkiye’yi 2002 koşullarına getiren asıl neden de, başarısız para ve güvenlik politikalarıydı. Şu anda dünyada yaşanan küresel krizi doğru tanımlamak gerekirse, sorunun para ve güvenlik politikalarındaki dengesizlikten kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Türkiye dünya nüfusunun %1’ine sahiptir. Bu ülkede yaşanan her olay, alınan her karar, tüm dünyaya fikir verebilecek yeterliliktedir. İstatistik ve olasılık hesapları yol gösterici ise kimse Türkiye’de yaşananları görmemezlikten gelemez; ülkesi ve dünya hakkında doğru bir yorum yapmak istiyorsa.
Bazılarının iddia ettiği “… öldük, bittik…” hikayelerine kulak veremem.
Bu bir hastalık olmalı, insanın kendisini zehirlemekte ısrar etmesi gibi bir şey.
Türkiye’de değişimi anlamakta zorlananlar, en azından şunu görebilmeli:
Geçmişte örnek gösterilen ülkeler ve ittifaklar, yükseliş hızlarını belirgin bir şekilde yitirdiler. Bu çok açık bir şekilde görülüyor.
Şimdilerde ise artan bir hızla geriliyorlar. Çok geçmez, üç beş yıl sonra rakamlar netleşir. Bugünlerde çok iyi olduklarını sandığımız bazı ekonomilerin, “Hay Allah, meğer çok kötülermiş de biz göremiyormuşuz”, vah vah’larını şimdiden duyar gibiyim.
Türkiye bu kadar sorun içerisinde yavaş bir hızla yükseliyor olabilir. Unutulmamalıdır ki, örnek ülkeler ve ittifaklar, eski günlerinden çok uzaktalar. Artan bir hızla geriledikleri için aramızdaki fark, on yıl gibi kısa bir sürede kapanacak ve özellikle içimizde yaşayan karamsarlarımızın şaşkın bakışları arasında ülkemiz dünyanın her yöresine örnek gösterilen bir ülke olacaktır.
Türkiye, eski alışkanlıklarını terk etme cesaretini gösterebiliyor. Gelecekte de istikrarı bozmadan yenilikçi kararlar almaya devam edecektir. Çünkü bu kararları alan değiştirici güce sahip bir lideri var.
Attığı her adım dünyanın her yerinde yakından izleniyor.
Birçok başarılı kararı alan bu lideri, dünya bundan sonra da yol gösterici olarak güvenle izleyecektir.