GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
12 Mart 2022 Cumartesi

Siyaset üzerine hasbihal

Kapitalizmin tarihsel bir sistem olarak çökmekte olması, birçok kavramın içinin boşalmasına, anlam kaymalarına yol açtı. Bu durum, olan biteni anlamak ve anlatmak konusunda kargaşa yaratıyor.

Ben de yaşanmışlıktan yola çıkarak siyaseti yeniden tanımladım. Haliyle, siyaset üzerine kitapların yazdıklarını, akademisyenlerin söylediklerini değil de hayatın bana söylediklerini referans aldım; hazır kral çıplak iken...

Siyaset; kamu kaynaklarına çökmenin yöntemini kavramış ileri görüşlü yurttaşların örgütlendiği siyasi partilerde yaptıkları ve ettikleridir.

Bu nedenle, vatan, din, millilik, beka, sosyal adalet, hak, adalet, kalkınma gibi kavram ve olgular, devleti ele geçirmeyi meşru kılan argümanlardır.

Siyasetin devlete çökmenin bilimi, siyasal partilerin de çökmenin aracı olduğu koşullarda, siyasetçi nasıl tanımlanmalı, onu da okura bırakıyorum.

Bir rivayete göre de siyaset, aptalları yönetme sanatıdır. Bu tanım kimi aptallarda alınganlık yaratabilir ama insanlık vasatının aptallık olduğu bir gerçek; oran %90’nın üzerinde… Yok birbirimizden farkımız…

Ya siyaset bilimi!.. Doğrusu, siyasetin hayatımıza yaptıklarını ettiklerini bilim diye dayatarak zaten karışık aklımızla dalga geçilmesi hoş değil. Neyse, bilim aşkına susuyorum.

Seccade üzerinde yapılanı gericilik, koltukta oturarak yapılanı ilericilik olan siyasal mücadelenin kitlelere geri dönüşü, efendilere itaattir. Siyasal mücadeleler tarihinin özeti…

Yeryüzünde yaşayan 8 milyara yakın insanın 6 milyardan fazlası yoksul ve durum elan daha da kötüye gidiyor.

Bu acı bilgi karşısında, “kitlesel aptallık-yönetenler-siyaset” ilişkisinin akıl ve vicdan yitimiyle hemhal olduğunu düşünüyorum.

Sonuç olarak, kitleler ile muktedirlerin ilişkilerini düzenleyen siyaseti, topluma algılatıldığı gibi değil de yaşandığı gibi görmeyi denedim.

Sadece denedim…