GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Kasım 2018 Pazartesi

Sana ne kime ne ?

Tam 43 yıl önce seslendirdi bu şarkıyı Ajda…

Bugün çal, yine oynatır milleti…

Müziği Komşu’dan “tırıklama” ama…

Ülkü Aker’in sözleri tam bizim millete uygun…

Şıngır, mıngır:

“Hiç rahat yok mu bana?

Şu yalancı dünyada…

Kimin hakkı var ki?

Karışır hayatıma…”

 

***

 

Bu şarkının siyasi bir yazı ile ne ilgisi olabilir?

Geliyor, sabredin…

 

***

 

Cumartesi Hürriyet’te bir kulis köşe yazısı…

Bir bölümünde diyor ki:

“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçen hafta Kılıçdaroğlu’na veda ziyaretinde bulundu… Kocaoğlu’nun, Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kırmızı çizgisi olduğunu ve bu iki isimden birinin aday olması halinde partiyle ilişkisini kopartacağını söylediği öğrenildi… Kılıçdaroğlu’nun ise yakın çevresine İzmir’de, bir milletvekilini aday göstermeyeceğini, adaylarının Kocaoğlu’nu üzmeyecek bir isim olacağını söylediği öğrenildi…”

Bayılırım, iki cümlenin de “öğrenildi” kelimesi ile bitişine…

“Öğrenildi” dedin mi?

Demek ki, mal senin değil…

O sadece bir “fısıltı”

Doğru mudur?

Allah bilir; bi’de Kılıçdaroğlu ile Kocaoğlu bilir…

Şimdi bunu yazana…

“Ekmek-Kuran’an üzerine yemin et!” desen…

Eder mi?

O’nu da bilemem, sadece gülümserim…

 

***

 

Bu iki cümle “Koca Başkan”a dokunmuş(!) olacak ki…

Aynı gün cevap verdi…

Cevap eksantrik!

Aslında üçe ayırıp mütalaa etmek gerek…

Cevabın birinci ayağı, “Sağır Sultan’ın duyduğu” bölüm…

O bölümde diyor ki Kocaoğlu:

“Liderimiz Kılıçdaroğlu beni çağırdı… (İzmir hakkında bir çalışma yapar mısın?) dedi… Ben de gittim bilgi verdim… Doğal olarak 15 sene büyükşehir koltuğunda oturan insanın fikir beyan etmesinin de son derece normal olduğunun kabul edilmesi gerekir…”

Cevabın ikinci ayağı “hassas” bi’parça:

O bölümde de diyor ki “Koca Başkan”

“İki tane arkadaşımızın (Tuncay Özkan ve Tunç Soyer) adı basında yer aldı… Bunlara karşı diye bir söz çıkmış… O arkadaşlarla ilgili hiçbir beyanatım olmadı…”

Cevabın üçüncü ayağı buram buram “sitem” kokuyor…

O bölümde de şöyle diyor Kocaoğlu:

“Belediye başkanları şuna, buna karışmasın deniyor... Milletvekilleri, genel başkan yardımcıları her şeye karışsın! Böyle siyaset olmaz... Belediye başkanları ay’dan gelmedi! Belediye başkanları hem ilçesinin hem ilinin gerçek sahipleridir… Belediye başkanlarına (Karışmasın…) demek doğru değildir… Başkanların en azından kendi il ve ilçeleriyle ilgili, aday olmasa bile öneride bulunmak doğal hakkıdır…”

***

Şimdi soru sorma sırası bizde…

Kılıçdaroğlu, İzmir’in Reisi’nden adı ister “liste” olsun, ister “bilgi”

Görüş istemiş mi?

İstemiş…

Kocaoğlu isim vermiş mi?

Bu cevaptan belli oluyor ki…

Vermiş!

Peki, o “iki isim” için…

“Bunlar benim kırmızı çizgim” demiş mi?

Kocaoğlu’nun cevabı:

“O isimlerle ilgili tek beyanım olmadı!”

Kime inanmamız gerekiyor?

Kocaoğlu’na!

Neden?

Şundan…

Derler ki, “Aziz Bey, daima istediklerini değil, istemediklerini seslendirir!”...

Tutun ki, böyle bir alışkanlığı ya da prensibi var…

İyi de neden?

Sözde verdiği listeye “istemediklerini” yazsın?

Gönlünden geçen isimler arasına…

“O iki ismi koymadığı zaman”

Anlaşılır ki…

Aziz Bey’in, o isimlere “gönlü kapalı”

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?

Haaaa…

Tutar da, Kılıçdaroğlu O’nun önüne bir liste koyar…

“Bunlar da benim gönlümden geçenler” derse…

Ve dahi o “iki isim” CHP Lideri’nin gönlünde varsa…

Belki, ancak o zaman Kocaoğlu bakıp bakıp…

“Bu iki ismi çizin” diye fikrini söyler ki…

Bu da imkansız…

Çünkü, Kocaoğlu’nu çağıran ve fikrini soran, hatta…

Olası adaylar için isim isteyen kim?

Kılıçdaroğlu…

Bu durumda Kocaoğlu’nu “günah keçisi” rolüne sokmanın…

Anlamı var mı?

 

***

 

Tutun ki…

Kocaoğlu, o “iki isim” için tavır koydu…

İddia edildiği gibi “CHP’ye veda ederim!” dedi…

Farkında değiliz galiba…

“Koca Başkan” zaten siyaseten de veda etti, gidiyor…

İlan edilecek CHP’nin Büyükşehir Adayı’na…

Bu saatten sonra…

Kefil olmasa, onunla dolaşmasa, arkasında durmasa…

Kim zarar görecek?

Bal gibi CHP…

***

O zaman Ajda’nın şarkısını bi’daha hatırlayalım…

Yaşı yetenler için…

Nasıl da “cuk” diye oturuyor…

Kocaoğlu ile ilgili bu “hassas” konuya: 

“Hür doğdum hür yaşarım…

Kime ne kime ne?

Köle miyim sana ben?

Sana ne sana ne?

Zararım kendime…

Kime ne kime ne?

Sen bak kendi derdine…

Sana ne sana ne?”

 

Sonsöz: “Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur! / Hz. Mevlana…”