“Sosyal medyada tutturmuşsunuz bir popüler olma hevesi gidiyorsunuz”
“Facebook ve Twitter’da günde iki mesaj, üç fotoğraf paylaşıyor adına ‘icraat’ diyorsunuz”
“Konuşma yaptığınız yerlerde CHP’lilerden başka partili yok. Başka parti seçmen kitlesine gitmiyorsunuz. Gittiğiniz yerlerde de ‘sen ben bizim oğlan’ aynı kişilere konuşuyorsunuz”
“Bulunduğunuz yerde şimdiden önseçim hazırlığı yapıyor, parti faaliyetlerinden çok kendinizi anlatıyorsunuz. Takip ediyorum toplantılarda, danışma kurullarında kendi reklamınıza çalışıyorsunuz”
“Bilgi ve araştırmaya dayalı konuşmuyor, mantıklı yorumlar yapmıyorsunuz. Ne bir derinliğiniz, ne de bir mantıklı analiz yeteneğiniz var”
“Parti olarak bildiriler açıklıyoruz. Broşürler bastırıyor, afişlerle, kitapçıklarla anlatıyoruz. Hanginiz, neyi okuyorsunuz? Şimdi burada sorsam bildirilerin birçok maddesi aklınızda kalmamıştır”
“Artık yeniden seçilme hırsını, milletvekili olabilme gayretini bir kenara bırakın ülke için çalışın. Önseçim yapılır diye tribünlere oynamaktan vazgeçin”
“Böyle giderse size bundan sonra önseçim yok kardeşim”
Yukarıda yazdığım cümleler bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Ankara’da yapılan basına kapalı ve özel toplantıda milletvekillerine hitap eden Kılıçdaroğlu aynen bunları söylüyor. Diyor ki kısaca “önseçim sandıklarından çıkan milletvekillerinde sorun var”… Meclise giden, partiyi temsil eden bazı isimlerin yaptığı büyük yanlışların partiye zarar verdiğini anlatıyor. En önemlisi de bilgi, birikim ve deneyime sahip olmayan, okumaktan, araştırmaktan mahrum kişilerin tabiri caizse partiye değil “kendisine” çalışması. Önseçim denilen üye bazlı tercih sıralamasında “önlerde” yer almak isteyenlerin kendi geleceğini düşünmesi.
Genel başkanın bu fikri değişir mi bilinmez ama söyledikleri gerçekten CHP’nin içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Ülkenin hali ortadayken, memleketin binlerce çözülmesi gereken sorunu varken, iktidara hevesli muhalefet partisinin dar-hizipçi ve ekipçi anlayışla yürüyemeyeceğinin altını çiziyor aslında. Kılıçdaroğlu “halka ulaşın, tabana yayılın” derken milletvekillerine “üretin, çalışın, çabalayın” mesajı da veriyor. Daha önce yine bir ziyaretinde söylediği gibi üye yapısını “hastalıklı ve sorunlu” gören genel başkan, bu tespitinin yansımasını biliyor ve ona göre değerlendirme yapıyor.
Tıpkı; “Gerekirse İzmir ayrılsın, AB’ye girsin” açıklamasıyla olay yaratan İzmir Milletvekili Ali Yiğit’in sözlerindeki gibi… Siyasi sonucunu düşünmekten aciz, bilgisiz ve derinliği olmayan cümleler partinin liderinin analizini aslında tescilliyor.
Yaptığı muhteşem analizleriyle tarihe bir not düşüyor 9 bin 129 oylu, birinci bölge seçim üçüncüsü vekil…
SİZE ÖNSEÇİM YOK KARDEŞİM!