GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
4 Nisan 2023 Salı

‘Mutluluk Endeksi’ de ne ola ki?

Allah beterinden korusun diye diye göğüs germeye çalıştığımız…

Birbiri ardı sıra gelen felaketlerin yaşandığı; dertli, kederli, kapkara ve soğuk bir kışın ardından…

Binbir umut çağrıştıran baharı beklemekte olalım..

Elbette ki çok yıprandık, sıkıldık ve bunaldık…

Acıların her türlüsünü yaşayan, gülmeyi unutan ve hayatını binbir güçlükle idame ettirmeye çalışan…

Deprem mağduru, sel mağduru, kpss mağduru, eyt mağduru, ek gösterge mağduru, zam mağduru ülkem insanı…

Allah'tan gelene boynumuz kıldan ince diye diye…

Sabır tesbihi çeke çeke ve bütün mağduriyetlerini gözden geçire geçire…

Özgürlük ve eşitlik umutları içinde bir seçim sürecine daha giriyordu…


Sözün özü…

Bu çalkantılı siyasi gündemin bitmek bilmeyen dedikodusu, tevatürü ve şayiası içinde…

Bütün bu atışmalar ve kutuplaşmalar… Toplumda büyük bir bezginlik yaratırken…

Demokrasi şöleni olarak bildiğimiz kutsal vatandaşlık görevinin yerine getirildiği…

Seçim gününe de… Şunun şurasında sayılı günler kalmış oluyordu.

***

Ne var ki… Suların bir türlü durulmadığı siyasi cenahta …

Zihinleri abandone eden laf kalabalığı içinde… Işık hızında yön değiştiriveren gündemle…

Tüm TV kanalları düzenledikleri açık oturumlarda seçimin (*)encamını tartışır dururmuş!

Kim kime ne demiş, kim alınmış kim gücenmiş, kim kimi ihtar etmiş, ya da dava etmiş?

Akıla gelmeyenler başa gelmiş… Hangi partiler hangi partilerle birleşmiş?…

Adını sıklıkla duymadığımız partiler son anda Cumhur İttifakına davet edilmiş…

Oy oy diye diye… O parti , bu parti, şu parti… Şartlı şurtlu birleşmiş…

Uçup giden İstanbul Sözleşmesinin ardından bel bağlanan 6284 sayılı kanun gündeme düşüvermiş de…

Ailenin korunması, kadına karşı şiddetin önlenmesi ve çocuk istismarı göz ardı edilmiş…

Ak Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin bu durum karşısında duyduğu üzüntü ve şaşkınlık içinde…

“6284 sayılı kanun, bizim için önemli bir konudur ve kırmızı çizgimizdir” demiş…

Muhalefet partilerden bir çok kadın siyasetçi de kendisini destekleyerek… Yerden göğe kadar hak vermiş… 

Araştırma şirketlerinin yaptığı anketlere göre…

Bilmem hangi partinin oyu bilmem hangi partiyi sollayıp da geçivermiş.

CHP’nin bağrından kopuveren..

Ve Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan Memleket Partisi Başkanı İnce’ye…

Millet İittifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ince bir nezaket ziyaretini uygun görmüş…

Lakin Muharrem İnce… Hoşgeldin ve güle güle kelimelerinden müteşekkil telaşlı bir cümle ile…

Basın mensuplarının karşısında, kendi usulü dairesinde konuklarını uğurlayıvermiş.

Bir kaç gün sonra…

Altı masa temcilisi İyi Parti’nin İstanbul İl Başkanlık binasının birinci ve üçüncü katlarına mermi isabet etmiş…

Rivayet odur ki…

Yakınlardaki bir inşaatın bekçisi, inşaata giren hırsızlara dellenivermiş de silahını eline alıvermiş…

Adresi şaşıran kurşunlar da… İyi Parti İl Başkanlığı binasına isabet edivermiş…

Velhasılı… Durum kısaca bundan ibaretmiş…

****

Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir iftar programı sonrasında çekilen bir fotoda seccadeye ayakkabıları ile bastığı görülmüş…

Dikkatle incelendiği takdirde… Meğer ki bu fotoda yerde serili iki seccade varmış… 

Anlaşılan o ki… Namazı eda edenler namaz bitince selam verip hemen ayağa fırlamış…

Ve… Seccadeyi özenle toplayıp katlama edebinde dahi bulunamamış!

Kılıçdaroğlu da… Hiç bir zaman başı öne eğik yürümediğinden olsa gerek…

Yerdeki serili seccadeleri görmemiş…

Ve… Yaptığı bir açıklama ile samimi müslümanlardan özür dilemiş de…

Seccadeyi yerde serili bırakan muhteremler ise…

Ne yazık ki…

Gündemi meşgul ederek toplumu boş yere gerdikleri için özür dilemeyi bir türlü akıl edememiş!

***

Böylesine suçlama kültürüne dayalı bir ahval içinde yaşamaya çalıştığımız bu güzel ülkede…

İş gelmiş… Mutluluklar ülkesi Finlandiya’nın NATO üyeliğine kabulü konusuna dayanmış…

TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylama ile…

Finlandiya'nın Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) üyesi olması için onay verilmiş.

****

Ve… Haber kaynaklarından bu gün alınan bilgilere göre:

Beyaz zambaklar ülkesi Finlandiya’nın… Üzerlerinde hissettikleri Rus tehdidine karşı…

Güvenli bir liman olarak gördükleri  NATO’‘ya dahil olmaları ile…

Fin halkının mutluluğu ve huzuru… Daha sağlam zeminlerde temin ve de tesis edilmiş…


***

Dünyanın en mutlu ülkelerinden olan ve en mutlu insanların yaşadığı Beyaz zambaklar ülkesi Finlandiya…

Meğer ki… Ülke mutluluğunu şu üç madde ile formüle etmekteymiş…

‘Kendini başkalarıyla kıyaslamamayı… Doğanın faydalarını göz ardı etmemeyi… 

Toplumda birbirine güvenmeyi…’


Nesiller boyunca… Bıkmadan usanmadan birbirlerine öğretirlermiş.

Dünya Mutluluk Endeksi’nde  altı yıldır kimselere kaptırmadığı bu mutluluk skoru ile…

Tüm kaynaklarını aktardıkları… Ana okulundan doktoraya kadar ücretsiz ve eşit eğitim ile

Yaklaşık elli bin Dolar olan… Kişi başına düşen milli gelir ile…


Zaten tüm dünyanın ilgisi… Mutlu insanların yaşadığı  mutluluklar ülkesinin üzerindeymiş.

***

Dünya Mutluluk Endeksi de ne ola ki? Denecek olsa…

Meğer ki…

Mutluluk Endeksi değerlendirmelerine tabi tutulan ülkelerle ilgili…

Kişi başına düşen millî  gelir, özgürlük… Sağlık, eğitim ve sosyal yardım imkanları…

Yolsuzluk karnesi ve satın alma gücü kriterleri baz alınırmış …

Kıyaslama kültürünün ve de güvensizliğin hakim olduğu… Benim boynu bükük ülkem ise

Dünya Mutluluk Endeksi sıralamasında ilk 100’e dahi giremeyip de…

Irak, Filistin, İran gibi ülkelerin gerisinde kalan bu utanç veren sıralama içinde…

137 ülke arasında 106. sırada yer alarak…

Mutluluğu yakalamak için… Yıllar yılı büyük bir sabırla bekler dururmuş.

***
Lakin… Umut daima varmış…

Eskilerin deyimi ile… Sabırla koruk helva, dut yaprağı atlas olurmuş…

Ve gün gelir, devran dönermiş de…

Ülke mutsuzluğunun unutulduğu aydınlık yarınlarda…

Suçlama, alınma, karalama ve kıyaslama kültürünü hiç tanımamış…

Etnik köken, ırk, din ve inanç ayrımcılığını hiç bilmemiş…

Öz benliğine güvenen, mutlu nesillerin yaşayacağı bu güzel ülkede…

Miş’li zamanlarda kalmış bu gibi (*)malayani hikayeler… Ne yazılırmış ne de okunurmuş!

***

Ne diyelim…

(**)“Senden yana olanın da , sana karşı olanın da bir değeri yok; seni anlamadıkça” diyen şairin(***) sözleri ile…

Yek diğerimizi can kulağı ile dinleyip, can-ı yürekten anlayabilmek… Muradımız olsun.

Yoksulluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun olmadığı… Refah seviyesi yüksek bir ülkede…

Çalışan, üreten, eşitlikçi özgür ve mutlu bir toplum olabilmek dileği ile.

(*) Bir olayın, bir işin sonu
(**) Anlamsız, boş , saçma ,yarasız (şey, söz)
(***) Özdemir Asaf