GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ali SÖZER
YAZARLAR
1 Mayıs 2013 Çarşamba

Kentsel dönüşüm, kentsel bölüşüm ve kentsel kavga

Kentsel dönüşüm; her yönü ile bozulan kentin EKONOMİK, TOPLUMSAL, FİZİKSEL ve ÇEVRESEL koşullarının bütünü ile iyileştirilmesine dönük strateji ve eylemlerin bütünüdür.
 
Daha işin başında TC.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyeleri arasında STRATEJİ ve EYLEM yetki kavram kargaşası yaşanmıştır. Bunun sonucunda kentsel dönüşüm POLİTİK PROJE olmuş, KENTSEL KAVGA başlamıştır. İşin gerçek sahibi yerel halk ta seyirci kalmıştır. Yerel halk ta bu projeye BÖLÜŞÜM ve RANTSAL açıdan kaygıyla bakmıştır. Kamuyu kimin, halkı kimin temsil ettiği belli olmamıştır.
 
Oysa kentsel dönüşüm, İKİNCİ KENTLEŞME döneminin başıdır. BİRLİKTELİK ESASTIR. Yerel halkın katılımı ve bilginin paylaşılıp tartışılması gerekir. Kentte yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceğini ve geleneklerine etkisinin ne olacağını bilmek zorundadır.
 
Kentsel dönüşümün projelendirme aşamasında yerel halk yıkılan binasının karşılığında ne alacağını bilmelidir. Bu bir katsayı ile belirlenmelidir. Bu katsayıda yerel halk lehine olmalıdır.
 
Bostanlı’ da bir bina yıkımı için törenler düzenlemek, yolları kapatmak, nutuklar atmak kentsel dönüşüm değildir. Bina yıkılmıştır, yerine aynı yükseklikte bina yapmak da kentsel dönüşüm değildir. İşte bu noktada yerel halkın kentsel dönüşüm heyecanı bitmiştir. Kredi, banka, borçlanma, kira vs sözcüklerle de kafalar karışmıştır. Planlama ve yönetmelik öngörüsü olmayan kamu yönetimleri kenti bu hale getirmiş ve kolaycı sözcüklerle yerel halk suçlanmıştır. Kamu da ve yerel yönetimlerde bilim ve mühendisliğin yetersizliği halka yüklenmiştir.
 
Sonuç olarak; İzmir kentinde kentsel dönüşüm henüz başlayamamıştır. Başlama heyecanı da yoktur. Önce halkın katılımıyla proje demokratikleşmemiştir. Kamuyu kimin, halkı kimin temsil ettiği belirsizdir.
 
İzmir’ de kamu kuruluşları, ticaret ve sanayi odaları, üniversiteler, mühendisler odaları, sivil toplum örgütleri, günümüz modası akil adamlar kentsel dönüşüm adına henüz uzlaşma sağlayamamışlardır. Yerel halkta adam yerine konulmadığı için tribünlerde seyircidir. Sonuçta KENTSEL DÖNÜŞÜM, KENTSEL KAVGAYA dönüşmüştür.