GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
8 Şubat 2021 Pazartesi

İzmir birlikteliği çatlıyor mu?

İZBAN…

İzmir Banliyö Sistemi diğer adıyla literatürde Egeray olarak biliniyor. Temelleri merhum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yönettiği 2000’li yılların başında atılan proje merkezi hükümet ile yerel yönetim işbirliğinin İzmir’deki ilk örneği olarak kayıtlara geçmişti. Anasol-M olarak adlandırılan 57. Hükümette Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Oktay Vural’ın da katkısıyla adı konulan bu birliktelik daha sonra geliştirildi. Tamamı eski demiryolu hattı üzerinde yapımına başlanan proje Aziz Kocaoğlu ve sonrasındaki hükümetin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da kararlı tutumuyla Aliağa’dan Selçuk’a kadar uzanır hale geldi.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in döneminde bir yandan şehir içi raylı sistem ağı geliştirilirken diğer yandan mevcut hattın Bergama ve Kınık’a uzatılması düşünülüyor.

Merkezi hükümet ile yerel yönetimler sadece İZBAN’da mı ortaklık yaptı?

Elbette hayır!

İZBAN kadar önemli olan bir diğer konu var ki o da kentin tamamını ilgilendiriyor. O da Körfez’in çamurdan kurtulması ve taramaların yapılarak İzmir Limanı’nın geliştirilmesi projesidir. Aynı zamanda sirkülasyon kanalıyla Körfez’deki dalgalar artacak ve su doğal yollardan giriş çıkış yapabilecektir. Hükümetin Körfez Tüp Geçişi Projesi’ni gündeme getirmesiyle sekteye uğrayan tarama çalışmalarının TCDD ve Büyükşehir ortaklığında devam etmesi gerekmektedir.

Kentte siyaset yapanlar da yönetim kademelerinde görev alanlar da biliyorlar ki “engelleniyoruz” ile “hizmet yapmıyorlar” denklemi birilerine yarıyor. İktidar ile muhalefet hem sosyolojik hem de siyasi anlamda bu karşıtlıktan zaman zaman beslenmeyi tercih ediyor. Hal böyle olunca da İzmir ne yazık ki en yakınındaki Manisa, Aydın ve Denizli gibi illerle karşılaştırılıyor.

2019 yerel seçimleriyle birlikte tamamen yeniden şekillenen yerel idare ile merkezi hükümet arasında ciddi bir kriz yoktu. 2018’de seçilen milletvekilleri de kente hizmet noktasında büyük oranda birliktelik sergiledi. Yerelde gerçekleşen uyum genel aktörlerin tutumunu da etkiledi.  Cumhur İttifakı temsilcileri uzun süredir “ne istiyorsanız yapacağız” söylemindeydi. Bir yandan “engelleniyoruz” söylemlerini çürütmek isteyen iktidar belediyelerin en ince işlerine kadar Ankara’da bakanlıklara talimat veriyordu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Buca Metrosu için alacağı bakanlık izni, iştiraklerin kredi onayları, bürokratik atamalar, ilçe belediyelerinin kentsel dönüşüm projeleri, özel kalem müdürleri takipleri dahil birçok ayrıntılı konu takip edilir, çözüme kavuşturulur hale gelmişti.  İzmir’de 100’ün üzerinde vatandaşın hayatını kaybettiği deprem ve orada gösterilen ortak akıl öncülüğündeki çalışma “İzmir ruhunun” tavan yapmasına neden olmuştu.

Ta ki Çiğli Tramvayı’nın temel atma töreni yapılana kadar!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmasından dolayı atmosferinin “siyasi” olacağı bilinen törene milletvekilleri mesajla ve faksla davet edildikleri için bozulmuştu.  Aslında sadece Cumhur İttifakı üyeleri değil Millet İttifakı milletvekilleri de özel olarak aranmamışlardı. Fakat, Başkan Soyer’in bakanlıktaki onay sürecinde katkıları nedeniyle özel teşekkür ettiği AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ sitemde bulundu.  “Aransaydık törene katılırdık” diyen Dağ, temel atma törenine kadar sürekli iletişim halinde olduğu Soyer’in kendisini hiç aramadığını, özel kalem aracılılığıyla da olsa davet etmediğini söyledi. Çünkü Başkan Soyer, Dağ ile yaptığı görüşmelerde “birlikte temel atmak nasip olur” demişti.

Birlikte bir şeyler yapmak bundan sonra nasip olur mu bilinmez ama İZBAN ile başlayan birlikteliğin sekteye uğramaması gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi protokolünde, özel kaleminde onlarca çalışanın bulunduğu kurumun böylesi özel bir işte tüm milletvekillerini ve siyasi parti temsilcilerini özel olarak davet etmesi gerekiyor.  İzmir birlikteliği ve depremde büyüyen kentlilik bilincinin zedelenmemesi için kenti yönetenlere büyük görev düşüyor.

NOT: Bu arada İzmir’de iki günlük program yapan Kılıçdaroğlu ile aynı araçta İzmir’e gelen Milletvekili Tuncay Özkan ikinci günkü hiçbir etkinlikte yer almadı. Bazı milletvekilleri programın kendilerinden saklandığı gerekçesiyle programları protesto etti. Kılıçdaroğlu’nun Bostanlı Arabalı Vapuru’nda belediye başkanlarıyla toplu fotoğraf çekimi sonrasında “milletvekillerimizi de alalım” sözleri sonrası sadece üç milletvekilin (Murat Bakan, Ednan Arslan ve Mahir Polat) orada bulunması Kılıçdaroğlu’nun kafasını kurcalamış durumda. Kılıçdaroğlu’nun milletvekillerinin programlara davet edilmemesi konusunda özel olarak bilgi istediği ve durumu sorduğu da konuşuluyor. Anlaşılan ziyaretteki protokol sorunu sadece Cumhur İttifakı’nı değil Millet İttifakını’da rahatsız etmiş görünüyor.