GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Kasım 2018 Pazartesi

İzmir Büyükşehir adayını CHP neden uzakta arıyor?

Geçen ay bugün…

41 yaşını bitirdi, 42’ye bastı…

“Terazi Burcu”nun tüm kendine has özelliklerini üstünde taşıyor…

Hani, o burç “dengeli insanları” temsil eder ya…

Aynen öyle…

Çocukluğundan beri…

Sezgisel olarak “adalet” için çabalıyor…

Bu nedenledir ki…

Asırlık “Atatürk Lisesi”nin O parlak öğrencisi…

Meslek olarak…

Aynen burcunu temsil eden…

Bağlı gözlerle iki terazi kefesini dengeye getirmek için çalışan…

Bir “adalet savaşçısı” olmak için…

Aile mesleği avukatlığı tercih etti…

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi…

Soydan CHP’liydi…

Meslekte 40 yılı deviren babası İzmir’in en popüler avukatlarından…

“Sol” cenahta ilçe başkanlığı yapmışlığı var…

İzmir milletvekilliğini bile “kılpayı” kaçırmıştı…

Annesi öğretmen…

Doğma büyüme “Bucalı”

***

Ataları “suyun öbür yanı”ndan…

Makedonya’nın Usturumca (Strumica) kentinden…

Balkan kökenli yani…

Gözleri mavi-yeşil…

Sinema yıldızlarını kıskandıracak kadar yakışıklı…

Çok şık giyiniyor, giydiğini yakıştırıyor…

Harika bir aile babası…

Oğlunu da kendisi gibi “Sıkı bir Atatürkçü” yetiştiriyor…

Arkadaşları O’nun gözlerini kastederek…

“Atatürk gibi bakıyorsun…” diyorlar…

Sessiz bir “başrol” oyuncusu gibi…

Ancak, “sezgileri” çok kuvvetli…

Dedikodusu yok, “arkadan konuşması” hiç yok…

***

Siyaset, ailenin genlerinde vardı…

Elinden tuttular…

Ali Engin ile Yekta Varnalı

“Mavi-yeşil” gözlü bu delikanlıya çok güvendi…

2014 Yerel Seçimleri’nde…

Buca’dan Büyükşehir Belediye Meclis üyesi oldu…

Aziz Kocaoğlu’nun da gözü tutmuştu O delikanlıyı…

CHP’nin İzmir Büyükşehir Grup Sözcüsü oldu…

Siyaset kapısı artık O’nun için aralanmıştı…

Sözü dinlenen, prezantabl bir portre çizdi…

“Neden siyaset?” diye soranlara cevabı hazırdı:

“Gezi Olayları sürecinde yaşananlarla son yıllarda artan yürütmenin baskı rejimi sonrası siyaset girme kararı aldım…”

“Ya hedefin?” diyenler ise, şu cevabı aldı:

“İzmir’e Buca’ya ve partiye katkı sağlamak… İyi anılmak, iz bırakmak ve başarılı hizmetler yapmak istiyorum…”

O sırada takvimler 2014 Nisanı’nı gösteriyordu…

***

2018’in ilk haftasını yaşarken…

CHP İzmir İl Kongresi zamanı gelip, çatmıştı…

İsimler havada uçuşuyor, ilçe örgütlerinde her kafadan bir ses çıkıyordu…

O’nun ismini ortaya atıldı…

CHP İzmir’de kongre öncesi “uzlaşı” adayı olacaktı…

O sırada O’nun için neler sıralamadılar ki?

“Tanınmıyor…” dediler…

“Emek vermedi…” dediler…

“Tecrübeli değil…” dediler…

“Bu nasıl uzlaşı adayı?” dediler…

Hepsini göğüsledi…

Aziz Kocaoğlu da, arkasında durdu…

Bizzat Kılıçdaroğlu’na, O’nun için “kefil” olduğunu söyledi…

O artık Altıok’lu partide “ağırbaşlı bir lider” olmuştu…

Rakibi Utku Gümrükçü’ye…

Kongerede 121 oy fark attı…

Bu yüzden Kocaoğlu, “örgütü dizayn etmek”le suçlandı…

Zaman geçti, unutuldu…

Unutulmayan tek şey, O’nun konge sonrası demeci oldu:

“Bugün burada kimse seçimi kazanmadı, kimse seçimi kaybetmedi… Burada tek bir kazanan var, CHP… Bizim mücadelemiz, kavgamız dışarıda…”

Bu sözlerle göz doldurdu, alkışlandı…

Bu delikanlıda iş vardı!

O da zaten…

“Ateşten gömlek giydiğinin” farkındaydı!

***

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu İzmir’de temsil etmeye başladı…

Herkese “adaletli” davrandı…

Önceleri “ürkek” görüntü verdi…

Sonra acayip açıldı…

Kalitesini ortaya koydu…

Soğukkanlılığını elden bırakmadı…

24 Haziran sonrası CHP’de yaşanan…

“Değişim Fırtınası”nda…

Kendisini il başkanlığına taşıyan Aziz Bey’in yerine…

Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldı…

Kararından “ödün” vermedi…

***

Her fırsatta, “İdolüm babam” dedi…

Buca’ya olan “aşkını” hiç saklamadı…

Bu yüzden yerel seçimler yaklaşırken…

“Buca aday adayı olacak” diyenlere gülümseyerek baktı!

Ama…

En yakınlarına göre “belediye başkanlığı arzusu” hala…

Kalbinin misafir odasında tazeliğini koruyor!

İzmir’deki siyaset muhabiri gazetecilere sorarsanız…

Tam bir “Kapalı Kutu”

Ama, yavaş yavaş açılıyor…

Avukat olduğu için Türkçe’ye hakim…

Belgat gücü de yüksek…

Sarf ettiği tek “anlamsız” veya “boş cümle” yok!

Örgüte kesin talimat verdi:

“Sosyal medyada partiyi asla eleştirmeyin; küçük düşürücü paylaşımlar yapmayın!”

İzmir milletvekilleri arasında…

Meslektaşı Avukat Murat Bakan’la hep dirsek temasında…

Seçimlerde İzmir’de “30’da 30 yapmayı” kafasına koymuş…

Kesinlikle süreçte aktif kalacak…

Ve de, azimle ve dahi iştiha ile…

Metropolde ilçe belediye başkanlarını belirlemek isteyecek…

***

CHP’ye gelince…

Bunca “aday adayı” bolluğunda…

Belli ki çok rahat ve mutlu!

Ama…

Önünde “pırıl pırıl” bir isim var…

Ya göremiyor ya da görmek istemiyor!

Üstelik…

Koskoca “İzmir Örgütü” O’na emanet…

Artık iyice tanınıyor ve seviliyor…

Alaattin Yüksel, Selçuk Ayhan, Bedri Serter, Tacettin Bayır…

İl başkanlığı yapıp, CHP’de vekil olmadılar mı?

Delikanlılık günlerinden beri…

CHP hamuru ile yoğrulan…

Bir Sevda Erdan Kılıç vekil, Hüseyin Mutlu Akpınar belediye başkanlığı ile taçlanmadı mı?

O zaman?

***

Neden?

Kılıçdaroğlu’nu İzmir’de temsil eden…

40’lı yaşların başındaki…

Avukat Deniz Yücel gibi…

İzmir’de “10 Numara 5 Yıldız” bir isim dururken…

“Bu kadim şehir benim kalem” diyen CHP…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayını…

Hala…

Başka başka coğrafyalarda arıyor?

Sonsöz: “Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir, kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, daldığın kadar… / Hz. Mevlana…”