Trafik çilesi… Kabul edelim ya da etmeyelim İzmir’in de çilesi olmaya başladı.
Belki Russel Crowe’un İstanbul trafiği için yaptığı ‘salyangoz tweet’li benzetme kadar olmasa da İzmir trafiği de gün geçtikçe ağırlaşıyor.
Çünkü yeni yol, kavşak, alt/üst geçit yapılmıyor/açılmıyor.
Önceki döneminde İzmir trafiğini rahatlatmak için çok sayıda yeni yol, kavşak, alt/üst geçit hatta yeni bulvar açan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım dairesi bu dönem neredeyse durdu. Önceki dönemden kalan bazı projelerin tamamlanması dışında bu konuda adım atılmadı. Nedeni şu veya bu…
Kendi elleriyle çizdiği, ihalesine çıktığı Yeşildere’deki Uçanyol’u da Bakan Yıldırım’a kaptıran Başkan Kocaoğlu, son döneminde kent içi trafiği rahatlatmaya dönük pek fazla adım atmadı. ‘Küçültülmüş uçanyolu’ saymazsak…
Ve İzmir trafiğine her gün yeni araçların katıldığını ama aynı oranda altyapı eksikliğinin giderilemediğini düşünürsek… Trafiğin giderek neden/nasıl çileye dönüştüğünü görürüz.
*
Kimi CHP’liler İzmir’in trafik çilesini emniyetin ilgisizliğine bağlıyor. Hatta Aziz Başkan bile bazı açıklamalarının satır aralarında ‘emniyetin görevini ihmal ettiğine’ vurgu yapıyor. AK Partililerse kenti içi trafiğin bu noktaya gelmesinde CHP’li yönetimi ve Kocaoğlu’nu sorumlu tutuyorlar. Trafiğin görevini yaptığını savunuyorlar.
İzmir’in bana göre hala ‘çiçeği burnunda’ olan Valisi Mustafa Toprak’la da bu konuyu ayaküstü konuştum. O da aşağı yukarı AK Partililer gibi düşünüyor.
Ulaşım altyapısına yeni yol, bulvar, otopark, alt-üst geçit kazandırılmadan trafiğin giderek büyüyen bir çile olmasının normal karşılanması gerektiğini savunuyor.
Şu sıralar İstanbul’daki trafik çilesiyle ilgili yazılanları görünce, okuyunca… İzmir’in daha bu konuda birkaç fırın daha ekmek yemesi gerektiğini düşünüyor insan.
İzmir’de birkaç CHP’linin ‘trafiği emniyet özellikle ağırlaştırıyor’ sözünü yaklaşan seçimler öncesi komplo teorisi olarak değerlendirenler bir de İstanbul’daki hikâyeye bakmalı.
Neymiş efendim İstanbul trafiğini ‘Geziciler’ bu hale getirmiş.
Böylesine uçuk böylesine hayali bir iddia bile bu ülkede kendine yer ve destekçi bulabiliyor.
Komplo teorisinin böylesi…
Peki, İstanbul’daki trafiği Geziciler kilitliyorsa İzmir’in trafiğini de trafikçiler mi kilitliyor?
Ya da hangisi akla mantığa yakın görünüyor sizce…
Sizi bilmem ama bence İstanbul’daki komplo teorisinin yanında İzmir’deki iddia doçentlik tezi kadar bilimsel kaçıyor.
Neden?
Trafik polislerinin görevi ihmali son süreçte gözle görünür bir gerçek.
En az İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin son süreçte ulaşım altyapısına yönelik yatırımsızlığı kadar gözle görünür bir gerçek.
Görünürde her kilit noktada polis var.
Ama ‘dostlar alışverişte görsün’ misali… Öylesine var!
Zaten yeterli olmayan yollar park ihlalleriyle tek hatta yarım şeride düşüyor.
Ne uyaran ne ceza yazan var ne araçları çeken…
Öylesine akışına bırakılmış bir trafikle karşı karşıyayız bence.
Kaderine terkedilmiş, çıkmaza sokulmuş…
Gelelim İstanbul’dakiyle kıyaslandığında doktora tezi gibi duran iddiaya…
Trafik kilitlenince ne olur? Vatandaş faturayı kime keser?
Tabi ki belediyeye…
CHP’li yönetime…
Aziz Kocaoğlu’na…
Peki, trafik çilesinin karşıtı nedir?
Ya da akışkan bir trafik denince akla kim gelir son süreçte?
Yolların Efendisi Binali Yıldırım…
AK Parti’nin potansiyeli en yüksek İzmir adayı…
Duble yol, otoyol, tüp geçit, tünel, alt-üst geçit, demiryolu, denizyolu…
Yol, yol, yol…
Çünkü Binali Yıldırım’ın neredeyse göbek adı gibi duruyor tüm bunlar.
12 yıldır kesintisiz ulaştırma bakanlığı yapan, kariyerinde binlerce kilometre yol bulunan Ulaştırma Bakanı’nı İzmir’e göndermeden önce İzmir’in trafiğini kesintiye mi uğratmak istiyor? Bana göre bu da tam olarak ayakları yere basan bir teori değil.
Ama İstanbul trafiğini Gezi Parkı eylemcileri kilitliyor tezinin yanında doçentlik tezi gibi durduğu bir gerçek. Sonuç itibariyle…
İzmir trafiğinin giderek çileye dönüşmesinde birileri faturayı CHP’ye çıkarmak istiyorsa iki kez düşünsün. Çünkü İzmir halkı kavşaklarda geyik muhabbeti yapan, ulu orta park ihlallerine göz yuman trafik ekiplerini gördükçe kestiği faturanın adresini değiştiriyor.
Hatta adresi değişen faturaya ilaveten bir porsiyon da ‘komplo’ eklentisi yapılıyor.
Bilmem anlatabildim mi?