GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
20 Ağustos 2023 Pazar

Heyecan lazım

Heyecan, başarmanın başlıca güçlerindendir.

Hele de siyasette, kitlelere heyecan vermek, iktidara gelebilmenin motor gücüdür. Nasıl ki, futbolda gaye goldür, siyasi partilerde de gaye… iktidardır!

 

Hiç bir parti ebedi muhalefet için kurulmaz, zaten de iktidarsız yaşayamaz… O yüzden hemen bütün dünyada siyaset mezarlığı, ölü partilerle doludur. Bizde bile, say say bitmez!

 

***

1972’lerde rahmetli Hayrettin Öngünşen’in başkanlığında, Karşıyaka CHP İlçe Yönetimi oluşturulmuştu… Rahmetli Sancar Maruflu, Doğan Gençoğlu ile, Hüseyin Günlü ve diğer arkadaşlarla birlikte, biz de yönetimdeydik.

İlçe Binasının kapısını açtığımızda, her yer toz toprak içindeydi. Belli ki, aylardır kimse içeri girmemiş, terk edip gidilmişti…

Aşağı yukarı çok yerde de, parti binalarının manzarası buydu… Çünkü o tarihlerde Genel Başkan İsmet İnönü ile, Genel Sekreter Ecevit arasında, solcular-göbekçiler çatışması vardı.

Bülen Ecevit Genel Sekreterlikten ayrıldı, yollara düştü… Genel Başkan İsmet İnönü,

Parti Meclisi ile ihtilafa düştü… 1972’de

Genel Başkanlıktan istifa etti.

Ecevit’in Genel Başkan seçilmesinden sonra da, yine aynı yıl, Milletvekilliğinden ve CHP’den de… istifa etti.

Bu olaylar üzerine ve zamanın oluşan havasında… ‘CHP’yi komünistler ele geçirdi’ söylentisine kanan çok kimse de, öcü görmüş gibi Partiden kaçıp gitti…

***

Hayrettin Beyin öncülüğün de, Gümüşpala başta olmak üzere, gecekondu mahallelerinde, kahvelerde toplantılar yapmaya, işportacılık gibi, insan toplayıp, üye yapmaya başladık…

Genel Başkan Ecevit’ de, dur durak bilmeden Anadolu’yu karış karış dolaşıp, “Ne ezilen, ne ezen insanca hakça bir düzen” dedikçe işçilerin, yoksulların, “Toprak işleyenin, su kullananın” dedikçe de topraksız köylülerin, sığınağı bir parti haline geldik…

Bir heyecan dalgası yarattı ki Ecevit, dağlar taşlar bu sloganlarla ve “Karaoğlan Ecevit” “Halkçı Ecevit” yazılarıyla doldu…

Ülkemizde bir “Karaoğlan” kasırgası esti!

İşte bu heyecan, partiyi ayağa kaldırdı, % 42 oya çıkardı… Koalisyonlu da olsa, iki kere iktidar, Ecevit’i de… “Kıbrıs Fatihi” yaptı!

***

Görünen…

Mayıs seçimlerinin ; yarattığı hayal kırıklığı, hatta kızgınlığı, gelecekten azalan ümit ve belirsizliğin bezginliği… çok yerlere sinmiş. Seçimdeki iktidar özlemi ve heyecanı, taa.. uzaklara gitmiş!

Şarkıdaki gibi… “Bu da gelir, bu da geçer…”de, heyecanı geri getirmek lazım… İktidar için bize, dayanılmaz özlem lazım!

***

Hani “Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” diye acıklı bir türkü var ya… Derlemesini, Dr. Canan Kaftancıoğlu’nun kayınpederi, rahmetli Ümit Kaftancıoğlu’nun yaptığından da biraz kaynaklı…

Malkara’nın 15-16 yaşlarındaki güzel Zeynep’ini, köylerine 3 gün uzaktaki köyde yaşayan Ali’ye verirler… Uzaklığından annesi babası köye gelip kızlarını göremez. Zeynep,

7 yıldır göremediği köyünü, ana, baba ve kardeşlerini çok özler… Bu arada kocası onu döver, hor görmeye de başlar!

Hem giderek büyüyen hasreti ve hem de kocasının dövmeleri, onu deli divane eder. Türküler yakar, bu türküyü de söyler… Bir kıtasında şöyle der : Uçan kuşlara malum olsun / Ben annemi özledim / Hem annemi

hem babamı / Ben köyümü özledim…

Söyler söyler içlenir, içlendikçe de, içine işler hasta olup, yataklara düşer… Sonlarda ana babasını görse de, heyhat! Çok geçtir artık. Zeynep bir daha iyileşemez ve sonunda… Ölür!

***

Biz de diyoruz ki…

Zeynep’in acı kaderinde, özlemden gelen ölümü… Bizim de kaderimiz olmasın. Partiyi yönetenlere de malum olsun ki / Biz iktidar özledik !

İyi Pazarlar…