GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
9 Eylül 2023 Cumartesi

Eylül Sabahının Serinliği…

Eylül ayına eriştiğim bu yılda da yine zihnimin derinlerinden çıkıp gelen…

Yazı başlığı yaptığım Ataol Behramoğlu’nun duygu ikliminde hayat bulmuş bu güzel şiiri satır satır okuyorum…

“Eylül sabahının serinliğini

Yaprakların serinliğini

Ciğerlerime dolduruyorum.

Sessizlik ve serinlik birleşiyor.

Yıkanmış güvercinler

Ve çok uzakta bir tren sesi

Her zaman yeniden başlamak duygusu

Doğuyor içimde”

Bu güzel şiirin yüreğimde estirdiği fırtına ile…

Eylül ayının günümüzde yaşattığı ya da geçmişten hatırlattığı bilcümle iyilikleri ve güzellikleri tüm benliğimde hissediyorum.

Ve…

Şairin dile getirdiği “Yeniden başlamak duygusu” ile geçiveriyorum yeniden klavyemin başına.

***

3 Eylül 2023 akşamında…

Belçika’nın başkenti Brüksel’den esip gelen o mis kokulu ferahlatıcı rüzgar ile…

İnsanoğlunun en hayati ihtiyacı olan umut duygusunu yüreklerimizde yeniden canlandıran…

Ülkemde iyi şeyler de oluyor dedirten Kadın Milli Voleybol Takımımız…

Cumhuriyet kazanımlarının yol aydınlığında yetişen çelik bilekli Cumhuriyet kadınları…

Filenin Sultanları diyerek herbirinin ismini tek tek ezber ettiğimiz gönlümüzün sultanları…

2023 Milletler Ligi Şampiyonluğundan sonra 2023 Avrupa Voleybol Şampiyonası final maçında Sırbistan’ı 3-2 yenerek…

Kazandıkları Avrupa Şampiyonluğu ile Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, büyük bir kararlılıkla ve pırıl pırıl aydınlıkları ile muhteşem bir tarih yazıyorlardı…

Ay yıldızlı bayrağımızı baş üstüne koyarak

İstiklâl Marşımızın her satırını bilerek, anlayarak ve hissederek okumak!

Nasıl olurmuş, bilene bilmeyene pek bir güzel gösteriyorlardı…

Kadın naifliği ve duyarlılığı içinde yaptıkları smaçlarla, aldıkları sayılarla ve kazandıkları setlerle ve kazandıkları bu emsalsiz galibiyetle…

Toplumun kanayan yarası "kadına karşı şiddete, kadın cinayetlerine” ve “çocuk gelinlere” atıfta bulunmak…

Ancak bu kadar etkileyici ve anlamlı olabilirdi.

Türk kadının gücünü, iradesini ve disipline edilmiş bir çalışma temposunu temsil eden altın kupayı yurda getirerek…

Canı-ı gönülden Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına armağan eden Atatürk’ün kızları…

O sarsılmaz özgüvenleri ile “Sırada olimpiyatlar var” diyorlardı.

***

Türk kadının ne kadar kararlı ve güçlü olduğunu ya da her alanda güçlenmekte olduğunu tüm dünyaya ilan eden…

Bu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti fotoğrafı ile…

Şanlı Cumhuriyetimizin kuruluşunun ayak sesleri olan…

9 Eylül İzmir’in 101. kurtuluş gününü karşılamak da bir başka güzeldi doğrusu...

Bu duygu ve düşünceler içinde…

Güzel İzmirimin düşman işgalinden kurtuluş günü kutlamaları ile ilgili yaşadığım her bir anı…

Albüm sayfalarındaki fotoğraf kareleri gibi bir bir seriliyordu gözlerimin önüne.

***

Hatırladığım kadarıyla… Altmışlı yılların sonları gibiydi... Sekiz-on yaşlarındaydım.

Her yıl olduğu gibi, yine sevinç içinde 9 Eylül kortejini seyretmek için hazırlandık

Bir heyecan, yine aynı saatte çıkıverdik Basmane Karakolu önüne…

Her zaman; Tilkilik çarşısı, Anafartalar Caddesi ve Keçeciler üzerinden Konak Meydanı’na doğru ilerleyen kortej...

Bu yıl Basmane Garı yönünde ilerliyordu.

Kalabalık arasında, bilenler bilmeyenlere kortejin güzergahının bu sene değiştiğini haber ediyorlardı.

Basmane Gar önünden, Fevzipaşa Bulvarı üzerinden ilerleyerek, ay yıldızlı bayrağımızın Konak Hükümet Konağı balkonuna asılacağı söyleniyordu.

Başımda kirazlı şapkam, üstümde annemin diktiği pembe organze elbisem…

Bir elim annemin elinde, bir elim babaannemde… Kortejin yanından yavaş yavaş yürümeye koyulmuştuk ki...

Birden sevinçli kucaklaşmalar içinde, eski dost *Sinesaf hanım teyze ile kendilerine ait otelin kapısının önünde karşılaşıverdik…

 *(İzmirli yazar, değerli dost Ferda Bozoklar Ardalı’nın babaannesi)

Fevzipaşa Bulvarı üzerinde şimdiki Susuzlu Otelinin bulunduğu yerde idi Ali Baba Oteli…

Anne sülalemin Karşıyaka'dan kadim dostu Sinesaf hanım teyze, en samimi haliyle buyur ediverdi bizi sandalyeler, sehpalar koydurttuğu otelin terasına…

“Kusura bakmayın” dedi … “Bütün odalar dolmuş; hem fuar zamanı, hem de 9 Eylül şenlikleri için civardan gelenler pek çok…”

Otel görevlisinin açtığı Cincibir gazozunun serinliğinde, ya da bir bardak demli çayın keyfi ile izliyorduk bu sevinç ve gurur kortejini.

Resmi geçitin en önündeki jeepin üstünde; göğüslerinde gururla taşıdıkları İstiklal madalyalı gaziler…

Büyük bir vakarla selam durarak geçiyorlardı halkın arasından…

İzciler, yavrukurtlar, öğrenciler, sporcular, hemşireler…

Kızılay, Yeşilay, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu…

Ay-yıldızlı bayraklarla donanmış o koca bulvardaki mahşeri kalabalığı yara yara ilerleyen; anlı şanlı atlı süvariler…

Bando takımlarının icra ettiği müziğin ritminde ilerleyen kortej …

Çiçeklerle süslenmiş üstü açık jeeplerin üzerinden selam çakan efeler, zeybekler…

Beyaz kıyafetler içinde kanatlı meleklerin araçların üzerinden halka attığı eşantiyon hediyeler.

Bereketli Ege ovalarından istihsal edilmiş; Tariş üzümleri, incirleri, mis kokulu İzmir kolonyaları, Turyağ sabunları…

Resmi geçidi izleyenler arasında sevinçle kapışılıyordu…

Bu güzel gün için, Sinesaf hanım teyzeye bin teşekkürle hemen bir arka sokaktaki evimize dönerken…

Akşam saatlerinde geçecek olan fener alayının heyecanı ve de fuardaki gösterilerin coşkusu yüreğimize dolmuştu bile.

***

Umut daima var diyerek

Bu iki güzelliği bir arada yaşadığımız bu güzel Eylül ayına tüm kalbimle şükrediyorum.

Ve…Türk kadınının neler başarabileceğini dünya aleme ilan eden, ve gelecek nesillerin kız çocuklarının yollarına ışık tutan…

A Milli Voleybol Takımımızın pırlanta değerindeki kızlarını can-ı yürekten kutluyorum.

Ve…

101 yıl önce başlattığı Milli Mücadele ile Türk Milletinin yenilmez gücünü yedi düvele ilan eden;

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M. Kemâl Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi minnetle yad ediyorum. 

Bu güzel toprakların işgal acısına şahitlik etmiş ve kurtuluş sevincini her zerresinde hissetmiş ecdadımızı rahmetle anarak…

Yine bir Eylül sabahının serinliğinde yüreklere ferahlık veren, o güzel şiirin satırları arasında dolaşıyorum.

“Her uyanışımda

Düşmanlarımı bağışlıyorum

Daha çok seviyorum dostlarımı

Her uyanışımda

Eylül sabahının serinliğini

Yaprakların serinliğini

Yüreğime dolduruyorum”

***

9 Eylül 1922…

Belkahve'den esen sabah rüzgarının serinliğinde…

Gazi Mustafa Kemâl Paşa ve muzaffer Türk ordusunun şehre girişini canlandırıyorum gözlerimin önünde…

“Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır”

Ata’mın 101 yıl önce dile getirdiği; dua ve temenni niteliğindeki bu güzel sözlerini hafızamda canlı tutarak…

Memleketimin özgürlüğe kavuşmasının 101. şeref yılına erişmenin mutluluğunu bütün kalbimde hissediyorum…

Ve… Yüreklere Eylül serinliğinin ferahlığının dolacağı nice yüzyıllarda …

Doğum günün kutlu olsun canım İzmir’im diyorum.