GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
24 Şubat 2024 Cumartesi

Eş dost kapitalizmi ve belediyeler

İktisat ve siyaset bilimine girmiş bir kavram eş dost / ahbap çavuş kapitalizmi. Bu kavram daha çok, hükümet ile iş adamları arasındaki kayırmacı ilişkiye vurgu yapmak için kullanılmıştır. Belli işadamlarının siyasi kanallardan hükümet ve bürokratlarla sağladığı ilişkiler sonucu kayrılmasını, haksız rekabet sonucu avantaj sağlamalarını, teşvik ve muafiyetlerden yararlanmalarını açıklamaktadır.

Literatürde buna en çok örnek verilen ülkeler, Rusya ve Türkiye gibi tek adam rejimleri ve demokrasinin zayıf olduğu ülkeleridir.

Cumhurbaşkanının aile üyelerinin de içinde olduğu ticaret ve sanayi işletmeleri ve yine eş, damat, oğul ve dünür gibi kişilerin hükümetin ihale ve yatırımlarında doğrudan pay ve rol almaları sıkça gündeme gelmektedir. Bu tam anlamıyla eş dost kapitalizmidir.

Eş dost kapitalizmi sadece hükümetin işleyişi ile sınırlı değildir. Yine bu sistemin AKP’li belediyelerde yaygın bir şekilde uygulandığına ilişkin çok sayıda örnek sıkça gündeme gelmektedir.

Ancak hem kurumların çökmesi/çökertilmesi hem de geleneksel dayanışmanın siyasette yaygın olarak zemin bulması sonucu, eş dost kapitalizmi sadece Erdoğan iktidarı ile sınırlı kalmamaktadır. Epeyce bir süredir CHP’nin yönetim anlayışında ve belediyelerinde de uygulama şansı bulmaktadır.

Siyasetin profesyonelleşmesinin sonucu bu ilişki ağları eş dost kapitalizmini beslemekte ve aynı zamanda ondan beslenmektedir. Dikkat ederseniz CHP merkezinde söz sahibi birçok yönetici ve milletvekili ayını zamanda ticaret ile meşguldür. Kimisi inşaat sektöründe kimisi medyada ve ajans işlerinde sürekli ihale peşinde koşmaktadır.

Eş dost kapitalizminin belediyelere yansıması bu akçeli işler ve personel alımları ile ilgili olduğu için belediye başkanı ve meclis üyeleri atamaları da ona göre şekillenmektedir.

Bilhassa büyükşehirlerde yöresel ve inançsal kaynaklı geleneksel dayanışma ilişkileri batağındaki parti örgütlerinin işleyişi de sloganlar ve kullanılan semboller dışında muasır medeniyetten epey uzaklaşmıştır.

Bu türden geleneksel ve eş dost dayanışmasına dayanan bir yapıda liyakat ve eşitlik gibi ilkelere şans tanınmaz.

Bir süredir bu eğilim çok güçlü ama giderek de yükselişte olduğunu görmek gerekiyor. Mevcut İzmir BB Başkanı Tunç Soyer’in en çok eleştirildiği konuların başında eşi ve kardeşi ile bir iki arkadaşı ile A takımını oluşturduğu idi.

Ayrıca bu arkadaşlarını parti üst yönetimine getirmek ve kongre ile kurultaylarda delege satın almak için belediye olanaklarını ölçüsüz kullandığı çok sık dile getirildi.

Son atamalara baktığımızda da eş dost kapitalizminin, eş dost belediyeciliğine yoğun bir şekilde yansıdığını görmekteyiz. Geçen dönem adaylığı son anda düşen Balçova Belediye Başkanı yerine eşinin aday yapıldığını da hatırlayalım.

Bu dönemde ise Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Balçova ve Karabağlar gibi birçok ilçede parti yöneticilerinin, eski milletvekili veya belediye başkanlarının oğulları ve yakınlarının ilk sıralarda şans bulduğuna tanık olduk. Bazı belediye başkan adaylarının da parti merkezinde söz sahibi olan bazı kişilerin akrabası, hemşerisi ve hatta iş ortağı olduğunu da hesaba katmak lazım.

Buna yöre ve inanç dayanışmasını da ekleyince zaten geriye muasır medeniyetin nefes alacağı alan kalmamaktadır.