GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
17 Şubat 2024 Cumartesi

Denetçilerin denetimi sorunu!

Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Murat Kurum, Erzincan’daki maden felaketi karşısında, “Bakanlık olarak 135 kez denetim yaptık” şeklinde açıklama yaptı. Bu inanılmaz bir itiraf. Çünkü 135 kez denetleyip de bu facianın geldiğini görmediyseniz, siz neyi denetlediniz.

Bu düşüncemi sosyal medyada da paylaşınca Nilgün Çelebi hocam şu notu düşmüş: 1980lerde Kızılay denetçisi arkadaşım anlatmıştı. İstanbul'a denetici olarak atanıyor. Denetim için bir depoya gidiyor ve tek tek depodaki malzemeleri saymayı istiyor ama güçlük çıkarılıyor. Akşam eve gelince Ankara genel merkezden torpili de olan bey arıyor ve kendisine, “Denetim demek depoları ziyaret edip yetkiliyle çay içmek bu arada kendisine gösterilen defterleri inceleyip imza atmaktır öyle depodaki çadır vs saymak değildir” diyor.”

İşte bizdeki denetim bu. Eski Bakan Kurum da imza ve mühür sayısını söylüyor denetim sayısını değil.

Marmara depreminden sonra inşaat yönetmelikleri değiştirilmiş ve yapı denetimi zorunlu hale getirilmişti. Peki, son Maraş bölgesi depreminde, bu yönetmelikle yapılan kaç bin bina yıkıldı? Eminim binlerce.

Peki neden? Yapı denetimi yapılmadı mı? Murat Kurum’un tarifi ile yapıldı elbet. İmzalar mühürler tamam.

Bundan üç beş yıl önce bir inşaat yaptım. Her şeyi tam olsun istedik. Yasal prosedür, yapı denetimi vb. Bir yapı denetim firmasına para yatırdık. İnşaata başta bir defa gelip beton aldılar sanırım. Ama sonra gelen giden yok. Öyle olunca da işlemler ilerlemiyor. Sonra siz bize, bir demir parçası getirin, çeşitli cephelerden fotoğraflar getirin demeye başladılar.

Sonunda dosyamıza denetim raporu da konmuş oldu. Bedeli karşılığında.

Özellikle madenler, taş ocakları ve RES’lerin kuruluş yerleri konusunda o kadar kolay onay veriliyor ki, ancak böyle facialar yaşanınca, bu ortaya çıkıyor.

Çeşme Projesi kapsamında dosya hazırlanırken de ÇED raporu hazırlanmış yasa gereği. Biz de davacıyız. Sonra ÇED raporunu inceleyen avukat arkadaşlar fark ediyor ki, Çeşme için hazırlanan bu raporda Bafa Gölünden falan söz ediliyor. Meğer uzman/akademisyen raporun belli bölümlerini kopyala yapıştır yaparken, bölgeler karışmış.

Bunlar istisna değil, kaide olarak yaşanıyor maalesef. Ve yine maalesef hamaset kısmında söz edilen 135 denetleme sadece mühür ile imza sayısını ifade ediyor. Yoksa göz göre göre gelen bu facianın yaşandığı maden sahası kapatılmak yerine, kapasite artışına ÇED olumlu raporu verilir miydi?