Evrenin temel yasası değişimdir. Değişim doğaldır. Zira değişmeden gelişim olmaz.
Çok ünlü bir deyiş ‘değişmeyen tek şey değişimdir’ der!
Ama bu görüşe şiddetle karşı çıkan kesimler de var;
Kutsal kitapların ve dini akidelerin değişmeyeceğini savunanlar…
Ölüm gerçeğinin değişmeyeceğini söyleyenler…
Hayata dair beklentileri bitip kaderinin değişmeyeceğine inananlar…
Oysa bu inançlar ve olgular da değişime tabidir. Çünkü değişim karşılıklı etkileşimleri içeren bir kavramdır. Dolayısı ile değişimde algılama kavramının da önemli bir payı vardır.
Örneğin, kutsal kitaplar ve dini akideler;
Yeryüzüne ilk geldikleri andaki gibi yorumlanıp, uygulandıkları iddia edilebilir mi? Bir kesim tıpa tıp aynı algılandığını iddia etse bile aynı kutsal kitap ve dine bağlı olanlar arasında, mutlaka farklı yorumlayış ve uygulayış tarzları bulunmaktadır.
O zaman, din değişmeyen bir olgudur denilebilir mi?
Örneğin, ölüm gerçeği;
Tabiatta her ölüm bir diriliştir aslında. Toprağa ve havaya karışan her madde başka madde ve canlıların doğumuna harç hazırlar.
O zaman, ölüm değişmeyen bir gerçektir denilebilir mi?
Örneğin, kader;
Hayat, kaderine isyan etmekle yetinmeyip, mücadele etmeye devam edenlerin zafer ve başarıları sayesinde sürmektedir.
O zaman, kader değişmez bir alın yazısıdır denilebilir mi?
Değişim belirli ölçülerde yaratıcının ve tabiatın iradesine bağımlı ise de büyük ölçüde insan irade ve kabiliyetine tabidir.
Birey, gücünün yettiği ve iradesinin azmi ölçüsünde, değiştirmek istediklerini değiştirebilir. Ama bunun için değiştirmek istemesi şarttır.
Başlangıç olarak, yeni bir yıla başlarken yeni değişiklikler listesi yapmak iyi bir fikir olabilir.
Kararlılığımızı vurgulamak içinse listeye şöyle bir ad koymak en doğrusu;
Değişecekler ve değişmeyecekler!