Bugün Cumhuriyet bayramı.
99. yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz.
Kutlu olsun.
Bizim Cumhuriyetimiz hiç bir ülkenin cumhuriyetine benzemez.
Ne doğudakilere, ne batıdakilere ve ne de kuzey ve güneydekilere..
Çünkü..
Bizim Cumhuriyetimiz..
“Atatürk”tür.
Laikliktir.
Hak ve özgürlüktür.
Bağımsızlıktır.
Fazilettir.
Toplumculuktur.
Hukuktur.
İmtiyazsız sınıfsız olmaktır.
Millet olmaktır.
Türk Milleti olmaktır.
Bilimden yana olmaktır.
Cumhuriyetimiz, Türk Milleti’nin yaşama azim ve iradesinin çelikleşmiş ifadesidir…
Son yıllarda..
Cumhuriyetimize karşı eylemli veya eylemsiz kalkışmalar vardır.
Ancak nafiledir.
Çünkü..
Bir kural var..
“Eşya sıkıştırıldıkça genişler”…
Örnek..
Avuç içine alınan hamur, sıkıştırılırsa parmakların arasından fışkırır, yani genişler.
Hortumun ucu sıkıştırılırsa, itme gücü artacağı için su, daha da uzaklara doğru fışkırır.
Aynen öyle.
Cumhuriyeti yapılan saldırılar, Cumhuriyeti daha da güçlendiriyor.
Bu gün şöyle etrafımıza bir bakalım.
Önceleri, “Devlet töreni” olarak kutlanan milli bayramlarımız, şimdilerde bazı engellemelere rağmen, “Milletin töreni”ne dönüşmüştür. Yediden yetmişe herkes sokaktadır. Bayrağımızı eline alan sokağa çıkmıştır.
Görülüyor ki, Türk Milleti, Cumhuriyet’e ve O’nu ilan eden yüce Ataürk’e olan aşkı, sevdadan çıkıp “kara sevda”ya dönüşmüştür..
O halde..
Bir takım kendini bilmezlerin çabaları boşunadır.
Türk Milleti zaman zaman tarihi boyunca “fetret devirleri” yaşamıştır. Ve fakat o devirleri büyük bir inanç ve kararlılıkla aşıp, aydınlık yoluna devam etmiştir.
Şimdilerde de öyle olacaktır…
Binilerce, on binilerce genç, ellerinde Cumhuriyet meşalesi olduğu halde aydınlık yarınlara akıp gitmektedir.
Bu tespitlerden hareketle, ekonomik ve sosyal ve kültürel ilerlemenin temel şartları, çalışkan, rekabetçi, uzlaşmayı bilen bir toplum ve demokrasi olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
Ülkemizin rejim tartışmalarına, kavgaya, uyuşukluğa ve çağdaş olmayan kavramlara kesinlikle ihtiyacı yoktur. Bu gün içinde bulunduğumuz durum, kaosa dönüşmüşse, sebebi yersiz tutum ve davranışlar ve tartışmalardır.
Hayat tarzımız olan ve olması gereken Cumhuriyet, laiklik ve demokrasi gibi kavramların isabetsiz bir biçimde tartışmaya açılması ve altının oyulmaya çalışılmasıdır.
Ülkemiz belirtmeye çalıştığım gibi, Cumhuriyetle, demokrasi ile Cumhuriyetin ana ilkeleri ve kuralları ile barışık bir yönetime kavuşması halinde, Cumhuriyet’in nimetlerinin artarak süreceğinden asla şüphemiz yoktur. Yanlışta ısrar edenler, bizzat milletin kendi iradesi ile tasfiye edileceklerdir.
Özetle..
Cumhuriyet hayat tarzıdır.
Türk Milleti, 99 yıl önce Büyük Liderinin öncülüğünde bu hayat tarzını seçmiştir.
Hem de..
İlelebet..