Yine bir güzel ata sözü ile başlayalım yazımıza.
“Ağrımayan dişe kerpeten takmak”…
Dişte bir sorun yok.
Ama..
Biz yine de dişçi koltuğuna oturuyor ve diş hekimine “tak şu kerpeteni sağlam dişe” diyoruz..
Cümle anlamı böyle.
Kastedilen ise..
Ortada sorun yokken, en azından dış görünüş itibariyle sorun yokken, sorun yaratmak…
Kılıçdaroğlu’nan “türbanla ilgili yasa teklifi” aynen böyle.
Hiç lafı evirip çevirmemek gerek.
“Particilerin” veya beklentisi olanların lafı evirip çevirmeleri bir sonuç doğurmaz.
Hukuk fakültelerinin birinci sınıfında ilk öğretilen kurallardan biri ve hatta birincisi yasa ile ilgili “konuş sebebi”nin doğru tespit edilmesidir.
Bir yasa yapılacaksa, öncelikle “konuş sebebi” tayin ve tespit edilmelidir.
Bu yasa niçin konmak isteniyor?
Önce bu soruya doğru cevap verilmelidir.
Bunun için şu şartların yerine gelmesi gerekir.
Zamanlama..
Yasa ile ilgili zaman “doğru zaman mıdır?”…
İkinci husus böyle bir yasaya “ihtiyaç” var mıdır?
Yani..
Kamuoyunun böyle bir talebi, beklentisi var mıdır?
Bütün bunlara ilaveten teklif “Anayasa”ya uygun mudur?
Anayasa madde 174 okunsun..
Şimdi..
TBMM’ye verilen teklif, belirttiğimiz şartların hangisine uyuyor?
Bir de işin “siyasal boyutlarına” bakalım.
Seçime çok az bir zaman var.
Bu konuda dahi birkaç cümle yazmalıyım.
“Erken seçim” teranelerini söyleyip, ay ve gün belirtenlerin tamamı sınıfta kalmıştır.
Son iki senedir erken seçim söylemleri arşa yükselmiştir ama hiçbir öngörü olarak isabet kaydetmemiştir.
Bunu da belirtelim.
Öngörü solda sıfırdır.
İktidar veya muktedir iyice sıkışmıştır.
Ekonomi yetkilisinin bırak çözüm bulması ne dediği anlaşılmamakta ve adeta esprilere konu olmaktadır.
Ülke bir baştan bir başa “şiddete” adeta teslim olmuştur.
Dış meseleler devasa boyutlardadır. “Esat” önce “Eset” olmuş, şimdilerde ve tekrar “Esat” olmasının yolları aranmaktadır.
Kim müttefikimiz, kim düşmanımız belli değildir.
Eğitim, hukuk, sağlık adeta sorunlar yumağıdır.
Say sayabildiğin kadar.
Hal böyleyken..
“Can kurtaran simidi” atmanın ne anlamı vardır arkadaş..
Kısaca..
Olmadı mı, olmuyor işte…