GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
15 Haziran 2012 Cuma

CHP’nin yolu solun neresinden geçer!..

Sözü dolandırmadan söylemek gerek; CHP’nin solun neresinde olduğu tartışmaya açık bir konudur. Çünkü, yeni yönetim, solun neresinde durduğuna dair pek renk vermiyor. Kullanılan kavramlar bulanık. Çok zorlarsanız solculuk sezinleyebilirsiniz.
Sorun, CHP’nin günün koşullarında hazırlanmış, toplumun değişim taleplerini algılayan sol bir programdan yoksun oluşundan kaynaklanıyor.
 
Gerçek şu ki, CHP, sağ cenahın görece solunda siyaset yapan bir parti konumunu hiç terk etmedi. Parti programında, sosyal demokrasi, demokratik sol, emekten yana siyaset gibi kavramlara yer verilmiş olması sol çağrışımlar yapmakla birlikte, sürdürülen siyaset itibarıyla bu kavramların halkın günlük yaşamında karşılığı yok.
 
Cumhuriyet devrimine karşı açılan mücadele sonucu: Aydınlanma düşüncesi ve laik Cumhuriyet fikri cerh ediliyor. Sosyal devlet yok ediliyor. Çalışanların grev hakkı ellerinden alınıyor. Kadınlar kendi başına, bedenlerine kadar uzanan müdahaleye direniyor. İnsan hakları çiğneniyor. Yargı bağımsızlığını yitiriyor. Adalete güven yok oluyor. Eğitim sistemi dönüştürülüyor. Yoksulluk ve zulüm artıyor.
Hal böyle iken; CHP’de grupların iktidar mücadelesinin ve grup çıkarlarının her şeyin önüne geçtiğini görmek, gerçekten umut kırıcı.
 
Bu umut kırıcı durumun bir başka boyutu ise, 60’lı, 70’li yıllarda tanık olduğumuz devrimci kalkışmanın öncülerinin sözlerini ve eylemlerini referans alarak yapılan siyasettir ki, akla ziyan..
Bir yanda, olabildiğince ılımlı sosyal demokrat program; diğer yanda, keskin devrimcilik algısı yaratan, sosyal demokrasi fikriyle bağdaşmayan beyhude söylem… Hepsi, CHP’de bir arada. Kitle partisi olmak, bu durumu açıklamaya yeter mi, bilemiyorum.
Kaldı ki, o devrimci kuşak halen varlığını sürdürüyor olsaydı, CHP’de köşe kapmaca oynuyor olmazdı; çoktan NATO füze kalkanının yerleştirildiği Küre’yi işgal etmiş, güvenlik güçleriyle vuruşuyor olurdu.
 
İl ve ilçe kongreleri sürecinde, solda yeni bir oluşum başlatan yeni kanat hareketinin bazı toplantılarına ben de katılmıştım. Bu sol kanat hareketinde yer alanların tek tek çok değerli insanlar olduğunu biliyorum.
Ancak bu insanlar bir araya geldi diye sol kanat hareketinin akşamdan sabaha oluşacağını düşünecek kadar naif değilim. Daha alınacak çok yol var. Bununla beraber, sol grubun dengeli tutumu ve kararlılığı bende olumlu etki bıraktı.
 
CHP’de sol kanat iddiasıyla ortaya çıkan gruplar, sol siyasetin nasıl kurulacağına ve nasıl yapılacağına dair kafa yormak konusunda isteksizler.
Dünyada yaşanagelen değişim süreci bilinmezlerle doluyken ve sol henüz kendi durumunu gözden geçirmekteyken, insanlığı ikna edecek şeyler söylemek hiç kolay değil. Suskunluk bir ölçüde makul karşılanabilir.
Sola soğuk bakan kesim ise, “Atatürkçülük” ve utangaç solculukla durumu idare ediyor. Nasıl bir sağ kanat oluşması gerektiğine dair konuşmaya bile cesaretleri yok.
İdeolojik netliği olan tek grubun, kendilerine pek katılmasam da, Kemalist ulusalcılar olduğunu söylemeliyim.
 
CHP’de, kitle partisi olmak iddiasının yanı sıra, niteliği tartışmalı da olsa, sol iddia var. Bu durumda sormak lazım;
Sömürüyü sınırlamak veya son vermek (ikisi de söyleniyor) hedefine nasıl ulaşılacak?
Halk için halkla birlikte yönetim anlayışını iktidara taşıyacak bir program var mı? Katılımcılık ilkesini gerçekleştirmek için öngörülen yöntem nedir?
Sosyal refah devletinin inşası nasıl gerçekleşecek? (Yoksullara para dağıtmak dışında.)
Sosyal refah için harcanan ‘ekonomideki fazla’ artık sistemde yok. Ne olacak?
Ekonomide istihdam yaratmaya yönelik büyümeyi öngören Keynesçi bir program oluşturmak konusunda yönetim ne düşünüyor?
Kürt sorununu çözmek için önerdiği Akil Adamlar ve Toplumsal Mutabakat Komisyonunda CHP hangi görüşleri savunacak?
Kamusal alanda yaşam yeniden nasıl düzenlenecek?
Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi hakkında yeni yönetim ne düşünüyor?
Laiklik ilkesi ve Aydınlanma düşüncesi yeni yönetim için tam olarak ne ifade ediyor?
Din ve etnisite gruplarının hakları, insan haklarıyla nasıl ilişkilendiriliyor?
Yeni CHP, Sünni-Alevi denklemine dayalı yeni siyasetin neresinde duruyor?
Gençlik, solda siyaset yaptığını söyleyen CHP’den neden uzak duruyor?
Kısacası, CHP’ye oy verenler, yeni yönetimin bu sorunlara nasıl baktığını ve nasıl bir Türkiye hayal ettiğini bilmek istiyor.
 
CHP, uluslararası sistem ile ilişkilerine açıklık getirmeli. Kapitalist sistem içindeki konumunu ve ‘anti kapitalist politikaların neresinde olduğunu’ açıklıkla ifade etmeli.
 
Değişim vaat eden yeni yönetim, Temmuz ayında yapılacak kurultayda umudumuzu ve hayallerimizi canlandıramazsa, anlayacağız ki, CHP’de bir dönem daha sona ermekte.