GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Haziran 2011 Cumartesi

Biraz ondan biraz bundan…

Bırakın şu çağdışı mitingleri dedik,  dinletemedik. 1970 model siyasetçilerimiz bu çağda hala milleti meydanlara çekip toplu fotoğraf çektirmenin derdinde.
Ne olacaksa…
Diyelim ki AK Parti CHP’den daha fazla adam topladı.
Burada altı çizili kelime ‘adam topladı’dır.
AK Parti’nin daha fazla oy alacağı anlamına gelir mi?
Bence gelmez.
Ya ne anlama gelir?
AK Parti’nin daha organize olabildiği, daha çok para harcadığı, teşkilatlarının CHP oranla daha mobilize davranabildiği anlamına gelir.
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın CHP İl Başkanı Bayır’a oranla daha efektif işler yapabildiği anlamına gelir.

*
Öyle ya da böyle son 4 seçimde ve de referandumda en az 3 İzmirliden birinin oyunu almış bir siyasi partiden söz ediyoruz.
Tabi ki 50-100 bin kişiyi toplayacak alana…
CHP için de aynısı geçerliydi. Önemli olan miting değil içerdiği mesajlardır. Kılıçdaroğlu’nun neredeyse İzmir’e hiç değinmediği Gündoğdu Mitingi’nde inanmış ve coşkulu bir kalabalık vardı.
Hatta İzmirlilerin Kılıçdaroğlu’ndan daha heyecanlı olduğunu vurguladım her platformda. Ama ne yazık ki CHP’nin İzmir mitinginin satır aralarında bile İzmir’i bulmak zor olmuştu.
Umarım AK Parti’de aynısı olmaz.
İzmir’e yönelik siyasi muhasarasını ‘Kente yönelik’ projelerle destekleyen iktidar partisinde 1 milyon liraya yakın bir maliyet gözden çıkarıldı Gündoğdu Mitingi için. Erdoğan’ın önceki mitinglerde olduğu gibi kenti gerecek bir mesaj vermesi beklenmiyor. Bu konuda ciddi şekilde uyarıldı çünkü.
Çılgın Projelerini anlatacak büyük ihtimalle Başbakan Erdoğan.
Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyona şimdiye kadar değinmedi kürsüden de değineceğini sanmıyorum.
Çünkü yapılan anketlerde Büyükşehir operasyonuna AKP seçmeni bile inanmıyor. Kocaoğlu’na güveniyor musunuz sorusuna AK Parti’ye oy verenlerin yarısı ‘evet, güveniyorum’ diyorsa Kocaoğlu’yla uğraşmak AK Parti’ye siyaseten kazandırmıyor. Ömür Kabak döneminde olduğu gibi ‘Vur Aziz’e politikası' yerine daha itidalli gidiyor iktidar partisi…
İzmir de AK Parti’ye ilk kez bu seçimde biraz daha pozitif bakıyor. Ancak uzun yıllar merkezi idareden hak ettiğini alamayan İzmir’in bugün peş peşe açıklanan milyar dolarlık projelere inanmakta zorlanması da normal.
Kentin şifrelerini çözmek için hizmet dilini kullanan iktidar sonuç almak istiyor.  İzmir ise samimiyet arıyor.
Projeler hizmet için mi oy almak için mi? Yılların ihmalini ortadan kaldırmak için kolları sıvayan iktidar, her şeyi İzmir’i almak için mi yapıyor yoksa günah çıkarıp kentle barışmaya mı?
Kentin farklı noktalarında bugünlerde yanıtı aranan soru bu.

CHP’ye gelince…
Bir yandan AK Parti’nin ‘çılgın’ projelerine yanıt niteliğinde projeler açıklıyorlar diğer yandan genel merkezin yani Yeni CHP’nin söylemlerine alışmaya/alıştırmaya çalışıyorlar.
İl Başkanı Tacettin Bayır, kendi yöntemleriyle ciddi bir mücadele içinde…
Tüm adaylar erimiş durumda… Hepsi üçer, beşer kilo vermiş en azından. İl Başkanı Bayır dahil!
CHP’yi bu kez daha organize görmek açıkçası beni mutlu ediyor. Sandıklara yönelik önlem almakla yetinmeyen başta MHP olmak üzere diğer siyasi partilerin oylarına da mukayyet olma sözü veren Bayır, adayların da pestilini çıkarıyor.
İthal adayların yeni yeni alıştığı kentin sokaklarında etkili olmaya çalıştıkları görülüyor. Ama yine de seçimi birkaç aday sürüklüyor.
*
Alaattin Yüksel, Mehmet Ali Susam, Güldal Mumcu, Mustafa Moroğlu, Erdal Aksünger, Aytun Çıray…
10. Sıradaki Kazım Umdular’ın 12. Sıradaki Hüseyin Sezer’in de yoğun gayretleri göze çarpıyor.
7. Sıradaki Aydın Özcan, muadili AK Parti 6. Sıra adayı Rıfat Sait ile göçmen mahallerinde köşe kapmaca oynuyor.
Partinin teknik yüzleri Rahmi Aşkın Türeli ve Rıza Türmen ve Turgay Bozoğlu da ısınmaya başladı.
Ama herkesin ortak görüşü bu listenin İzmir’i, örgütü, kamuoyunu harekete geçirmekte zorlandığı yönünde…
CHP adayları İzmir’e ve seçime ısınırken  seçimin iyice yaklaşmış olması dezavantaj…
Ama burada yine hakkını teslim edeceğimiz isim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu… Operasyon üstüne operasyon yiyor. Yakın dostları tukuklanıyor. Hakkında olmadık şaibeler, makam odasından böcekler çıkarılıyor. Ama o pes etmiyor. Proje üzerine proje açıklıyor.
Ve iktidar partisinin çılgın projelerinin bir bölümünün müellifi olarak sesini en gür şekilde çıkarıyor.
Havadaki ağır operasyon kokusuna aldırmadan…
Gözünü budaktan sözünü dudaktan esirgemeden… Tırsıp köşesine çekilen pek çok ilçe belediye başkanına inat…
Cephenin en önünde yiğitçe savaşıyor!
*
Ve MHP!
Kasetlerle sendesele de en azından İzmir’de gücünü toplamış durumda. İddia ediyorum. MHP’ye başta CHP olmak üzere çok farklı kesimlerden destek yağacak. Hatta Sayın Başbakan’ın barajın altında görmeyi istediği MHP’yi belki de kentlerdeki ulusalcı CHP’liler kurtaracak.
Bahçeli’yi sevdikleri, püskevit istedikleri için değil…
AK Parti’nin hormonlu büyümesini, 367’yi görmesini engellemek için… MHP’nin oyunu inanın tahmin etmekte zorlanıyorum. 1999’lardaki gibi olursa kimse şaşırmasın. Nereye gitsem, kiminle konuşsam MHP yorumları ile karşılaşıyorum.
Dedik ya dün. İzmir irticadan ne kadar korkuyorsa ülkenin bölünmesinden de o derece endişelidir diye…
İşte bu temelden alıyor MHP oyları…
Ne adayları, ne politikaları… AKP’ye ve BDP’ye karşı ülkenin sigortası olur diye düşünülüyor İzmir’in sokaklarında. Ve tahminlerin üzerinde geliyor. En azından İzmir’de…