GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
6 Kasım 2012 Salı

Bahçelerde cam cam/öpsün seni amcam!

‘Bahtsız bedevi’nin çölde başına gelenleri hepimiz biliyorduk da, devletin ağzından ‘yetkin’ isimlerden duymak, insana ‘yuhunuz!’ dedirtiyor.
‘Yetkin’ olmakla ‘seviyeli’ olmak at başı gitmiyor, biliyorsunuzdur.
Rahmete ermiş başbakan/cumhurbaşkanlarımızdan birinin, muhalefete “küçük Turgut’a anlatsınlar” sözü mesela, hala hatırlardadır.
Fıtch’in notuyla ilgili övünmek için CHP liderine ‘çöldeki bahtsız bedevi’ göndermesini yapan, siyasetin ‘yüzü asık/sürekli gerginlik’ dilinin ustası Başbakan Erdoğan.
‘Dikkat kutup ayısı çıkmasın’ cevabını yetiştiren de ana muhalefetin başı Kılıçdaroğlu. ‘Küçük Turgut’ seviyesini kat be kat aştıkları için, ne kadar övünseler azdır artık.
Bugün tüm haber bültenlerini, haber portallarını şenlendiren, yarın da gazetelerin birinci sayfalarını süsleyeceği kesin olan bu nezih tartışmayı; RTÜK, savcılar neresinden tutarlar Allah bilir.
Başbakan’ın ağzına biber sür(e)meyeceklerine göre, Kılıçdaroğlu da yırttı demektir; bu kesin! Ağızlarından bal damlayan siyasilere ancak bu yazı başlığının yakışacağını düşünüp yapıştırdığım için, bendeniz de ‘basın savcılarının’ hışmından doğal olarak korunmuş olurum herhalde, değil mi?
 
*
 
Oysa, sabah gazeteye gelirken yol güzergahında neler planlamıştım neler?
Kılıçdaroğlu’nun İzmir gezisinden başlayacak, ilçe başkanlarından, İzmir’in hallerinden, Kocaoğlu’nun niyetinden çıkacaktım.
Haydi başlığı da söyleyeyim; “Ne kestin koç, ne yedin hiç!” diyecektim.
Sonra yerelden genele doğru geçecektim.
Henüz Meclis’teki grup konuşmaları yapılmadığından, Mayıs ayında Başbakan Erdoğan’ı küplere bindiren Standart&Poors’un notundan başlayıp, Fıtch’in değerlendirmesine geçecektim.
“Kazanın doğurduğuna inanıp aynı kazanın öldüğüne inanmayan” Nasrettin Hoca’nın ruhuna Fatiha gönderip “Sayın Erdoğan S&P’nin notu için ‘Böyle saçmalık olur mu? Tamamen ideolojik bir yaklaşım. Bunu kimse yutmaz. Bunu Tayyip Erdoğan'a yutturamazsın’ demiştiniz. Ya Fıtch? Bu ne iş?” diye soracaktım.   
Pek çok kez Batı’da da “kapitalist düzenden geçinen sülükler” diye nitelendirilen derecelendirme kuruluşlarını nasıl ayırt ettiğini, hangisinin ‘tıpta kullanılan sülükler’ olduğunu nasıl anladığını da ekleyecektim sorularıma elbet.
Ama ne gam.
İktidar ve ana muhalefet partisinin saatler süren grup toplantılarından aklımızda kala kala “Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı severmiş” deyişi/edepsizliği kaldı.
 
En iyisi bu yazıyı, 2 bin yıl önce ‘cemiyet yapısı’nı ortaya koyan ‘Ciceron Teorisi’yle(*) noktalamak.
Ne demiş Ciceron?
 
 1-Fakir çalışır,
 2-Zengin 1’i sömürür,
 3-Asker her ikisini de korur,
 4-Mükellef üçü için öder ,
 5-Serseri dördünün adına istirahat eder,
 6-Ayyaş beşi için içer,
 7-Bankacı ilk altıyı dolandırır,
 8-Avukat ilk yediyi aldatır,
 9-Hekim sekizini de öldürür,
 10-Mezarcı dokuzunu da gömer,
 11-Politikacı da 10’ların sayesinde yaşar.
 
 12’nci de benden olsun: Biz gazeteciler de ‘böyle başa böyle tıraş’ deyip tırışkadan yazar!
 
* * *
(*) Romalı siyaset adamı, hatip Cicero ile ilgili kaynaklara göz attım, üstteki tespit ile karşılaşmadım. Lakin e-postama gönderilen ve Cicero’ya atfedilen bu saptamayı da pek beğenip ‘Ona ait değilse, günahı gönderenlerin boynuna’ deyip yazıma aldım. Bilginize.