GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Filiz SEZER
YAZARLAR
6 Ağustos 2021 Cuma

Alevler içinden geçerken

Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile dediğinin aksine şairin (*), içimden hüzünlenmek haricinde hiçbir şey yapmak gelmiyor; dağılmış pazar yerlerinden bile beter durumda memleket. İnsanın kendinden bıktığı, ağzını açmak bile istemediği günler biz kaçtıkça peşimizi kovalıyor.

Neyse parası öderiz’ şeklindeki bir hesapla yerine koyamayacağız şeyleri gözümüzün önünde yitirmenin acısı yetmiyormuş gibi, canla başla verilen yangın söndürme mücadelesinin yanında başka çatışmalar yoruyor bizi. Yormakla kalmıyor, yaralıyor; yapayalnız bırakıyor, umudu, geleceği çalınmış hissettiriyor. Şu ihmaller olmasaydı bu kadar orman kurtarılabilirdi düşüncesi yiyip bitiriyor. Gerçeklikten tamamen kopmuş, vicdanları raflara kaldırılmış bir güruhun karşında havayı, suyu, çiçeği, böceği, ağacı, kurdu, kuzuyu, karıncayı, arıyı, dağı, taşı, canımızı, geleceğimizi, yaşam hakkımızı savunmak için bilmediğimiz diller öğreniyoruz. En yetkili ağızlardan içinde ‘biz-onlar’ geçen cümleler duydukça dehşete düşüyor kulaklarımız.

Oysa tek bildiğimiz böyle zamanlarda insana en iyi gelen şeyin dayanışma olduğudur, birlikte verilen bir mücadelede omuz omuza durabilmenin sonsuz değeridir. Nitekim bu ülkenin duyarlı ve vicdanlı insanlarının oluşturduğu yardımlaşma zincirini gözlerde yaşlarla takip ediyoruz. Yardımlar merhem – maske vs. desteğinden bir araya gelip uçak, helikopter kiralamaya kadar uzandı. Çözüm üretmede konusundaki yaratıcılık öyle bir seviyeye ulaştı ki bir itfaiye aracı nasıl yapılır videoları dolaşıyor sosyal medyada.

Ülke öyle bir yangın yeri ki üzerinden duman yükselmeyen kayıplarımıza dönüp de bakamıyoruz bile. Daha çok yakın bir zamanda TEMA Vakfı, Kazdağları’nın %79’ unun madenlere ruhsatlı olduğunu açıklamıştı. Bunun tüm Kazdağları’nı bir kibritle yakıp küle çevirmekten hiç farkı yok. Bunları göz önüne alınca karşı karşıya kaldığımız tavrın kötülükten veya yeteneksizlikten öte bir şey olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Daha şimdiden yanan yerlerin imara açılma ihtimaline karşın büyük bir endişe var herkeste. Umarım bu endişeler uygun kredi faizleriyle satılan yepyeni sitelerin cazibesi karşısında yitirilmez. Zira bir çelişkiler ülkesinde yaşıyoruz, siyahla beyaz gibi, gece ve gündüz, hatta tarım ve ormancılık, çevre ve şehircilik, kültür ve turizm gibi…

Yangınların söndürülmesini bekliyoruz daha konuşacak pek çok şey için, o zamana kadar Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi;

"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"

*: Edip Cansever, Mendilimde Kan Sesleri