GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cemil DİRİM
YAZARLAR
28 Kasım 2012 Çarşamba

Ak Parti de derin sessizlik

Bir önceki “ siyaset ve ekonomi ilişkileri” ile ilgili yazımızdan sonra beklediğimizden fazla tepki aldık. Okuyucularımızın çoğu mail göndererek bu konudaki görüşlerini aktarırken, Ak Parti teşkilatlarında görev alanların hemen hemen hepsinin gönderdikleri mail de kimliklerini açıklamamamı istemeleri dikkatimi çekti. AK Parti ile ilgili haklı bile olsa eleştirilerinin gizli kalmasını istemeleri parti içi demokrasinin çalışmadığının bir göstergesi.
Geçen yazıda belirttiğim gibi; AK Parti’nin, kuruluş döneminde devletle iş yapanları yönetim kurullarında görev vermeyen parti olmaktan yavaş yavaş uzaklaştığını gözlüyorum. Eskiden başka partililerin yaptığı yanlışları acımasızca eleştiren AK Parti yönetimi, yanlışı yapan kendi ekibinden olursa göz yumuyor sanki. Daha önce de yazdım AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kadir Uçar örneği gibi. Bir önceki yazımdaki ilgili bölümü tekrar buraya alıyorum:
“ Bugün AK Parti’ye baktığımızda Karabağlar İlçe Başkanı Kadir Uçar gibi isimleri görüyoruz. İzmir’deki çok sayıda kamu kurumuna hizmet veriyor Uçar. Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde bir taşeron firmada SSK’lı olarak çalışan Uçar’ın AK Parti’de siyaset yapmaya başladıktan sonra sınıf atlayarak işadamı olması ve ekonomik durumunda ışık hızıyla olumlu değişikliklerin yaşanması herkesin dikkatini çekiyor. Uçar’ın girdiği kamu ihalelerinde “ilçe başkanı” titrini hiç kullanmadığını varsayalım! Peki aynı ihaleye giren rakip firmaların “ AK Parti’de ilçe Başkanı” olduğu için kayırıldığına, ayrıcalık tanındığına yönelik dedikodularını nasıl önleyecek? Ya da mal veya hizmet verdiği kamu kurumlarındaki personele baskı yapmadıklarını nasıl ispatlayacak? (Konu sadece Kadir Uçar değil. O sadece bir örnek. Kamu kurumlarına iş yapan başka siyasilerin de olduğunu biliyorum. Burada niyetimiz kimseyi suçlamak değil. Ancak siyasete girenlerin ne kadar dürüst olsalar da bu tür yakıştırmaların yapılacağını hesaplamaları ve kamu kurumlarına iş yaparken iki kere düşünmeleri gerektiğine inanıyorum. Ya da kamuyla iş yapıyorlarsa aktif siyasete girmemeleri gerektiğini düşünüyorum.)
Evet. Yukarıdaki soruları cevaplayan ve bizi ikna eden olursa bu sütunlarda onlardan özür dileyeceğim. Bizi bilen bilir. Kimseye minnetimiz olmadığı gibi hata yaptığımız da telafi etmesini de biliriz.
Yukarıdaki bir bölümünü aldığım yazıdan sonra çok sayıda tepki geldiğini söylemiştim. Ancak çoğunluğun bizi destekleyen ve yeni örnekleri aktaran mailler olması haklı çıktığımızın göstergesi. Bir grup ise bu tür yazıların AK Parti ye zarar vereceğini yazmış. Bunu düşünmesi gereken biz değiliz. Bu yazılara konu olanlar. Bizim asıl dikkatimi çeken ise yukarıda sorduğumuz sorulara Kadir Uçar veya AK Parti yönetiminde yer alan diğer isimlerin cevap vermemesi oldu. Demek ki sorularımızda haklıyız ve Uçar ve benzer iş yapan parti yöneticilerinin söyleyecekleri bir şey yok.
Burada asıl sorumluluk AK Parti İl Yönetimi’ne ve Genel Merkeze düşüyor. Ya çıkacaklar “ bizim il yöneticilerimiz, ilçe başkanlarımız kamu ihalelerine girebilir. Biz bunu geçmişte eleştiriyorduk ama bugün doğru olduğunu düşünüyoruz.” diyecekler. Ya da bu tür işleri yapanları geçmişte olduğu gibi yönetimlerine almayacaklar, teşkilatta görev vermeyecekler. Yoksa benzer örnekler çoğaldıkça, bila bedel partisi için koşturan insanlar partiden uzaklaşacaklar.
Yine aynı örnekten gidersek AK Partisi üyesi olan ve bazıları Karabağlar Teşkilatından çok sayıda isim gönderdikleri maillerde durumdan duydukları rahatsızlığı açıkça belirtiyor. Aşağıda bazı örnekler veriyorum:
- “ Kadir Uçar ile ilgili şikayetlerimizi koordinatör milletvekili Mehmet Erdem’e ilettik. Gereğini yapacağını söyledi. Genel Merkezin görevden almasını bekliyoruz. Görevden alınmasa da kendisinin istifa etmesi gerekir. Ya devlet kurumlarına iş yapmayı bıraksın ya da başkanlığı. Her ikisi bir arada yürümez.”
-“ Biz düne kadar devlete iş yapan siyasileri, devleti hortumlayanları halka şikayet ettik. Şimdi hangi yüzle çıkıp aynı insanlardan oy isteyeceğiz. Bu işin suyu çıktı. Derhal istifa etsin. Biz kamuyla iş yapmayan bir ilçe başkanı istiyoruz. “
-“Kendisine eleştiri yöneltildiğinde ilk söylediği ‘ Benim arkamda Mehmet Tekelioğlu var’ oluyor. Mehmet Tekelioğlu’nun Kadir Uçar’ın kamu kurumlarıyla iş yapmasını onayladığını sanmıyoruz. Mehmet Hoca’nın ismini kullanmayı bıraksın.”
- “ Kadir Uçar’ın siyasete girdiği gün malvarlığı ne kadardı? Şimdi ne kadar? Onu açıklasın. Siyaset yapacak insanlar şeffaf olmalı. Bizde onun malvarlığını, kaç şirketi olduğunu, hangi kamu kurumlarına iş yaptığını bilmek istiyoruz. Biz AK Parti için gece gündüz koşturuyoruz. Bunları sormak ve cevabını bilmek bizim hakkımız. Eğer bu sorulara cevap veremiyorsa da ona düşen istifa etmektir.”
Evet benzer çok sayıda mail arasından seçtiklerim. Teşkilat mensuplarının canı burnunda. Bu defa farklı olacak diye yıllardır koşturan insanlar partilerine sahip çıkıyor. İl yönetimine ve üst yönetime bunları engellemediği için kızgın. AK Parti yol ayrımına yaklaşıyor. Ya ilk yola çıktığında iktidar olmanın hayal olduğu dönemde hiçbir beklentisi olmadan koşup saflarına katılanları hayal kırıklığına uğratmayacak ve yanlış yapanları içinde barındırmayacak. Ya da kendini inkar edecek ve “ dün mücahit olup bugün müteahhit olanlarla, para kazanmak için her yolu mübah sayanlarla yola devam edecek.” Karar AK Parti üst yönetiminin ve AK Partililerin. Bize düşen ise tarafsız bir gazeteci olarak gelişmeleri izleyip yazmak. Bakalım hep birlikte bekleyip göreceğiz sonucun ne olacağını.