Gazi’nin onlarca veciz sözünün içinde en sık anımsadığım, tekrarladığım budur. Ülkemizin geleceği için kaygılı sözler söyleyenlere de bu sözle karşılık veririm. Ve bugün 30 Ağustos yine bu sözü tekrarlamak gerek: “Bağımsızlık ve Özgürlük Benim Karakterimdir”
Bağımsızlık ve özgürlük halkımıza tarih boyunca yol gösteren ve bugün çağdaş dünyanın evrensel değerlerini benimseyen, gelişen ve kalkınan bir ülke durumuna gelmemizde belirleyici rol oynayan en önemli ilke budur zaten. Tarihte yeniden ve daha güçlü bir biçimde yer almamızı sağlayan Kurtuluş Savaşımız bağımsızlık ve özgürlüğümüze olan tutkumuzun da simgesidir
Unutmayalım : Büyük bir hata ile girilen Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, Mondros Ateşkesi ve Sevr Antlaşması hükümlerince yurdumuzun işgal edilmek istenmesi üzerine, halkımız Büyük Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Bu savaşın zirvesi 30 Ağustos Başkomutan Meydan Savaşıdır.
Büyük Atatürk 26 Ağustos’taki Büyük Taarruzun ve 30 Ağustos Zaferi'nin önemini, "Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta hey'etinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir âbidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur" der.
Daha ne denebilir ki.
30 Ağustos Zaferi, sadece bizim tarihimizin akışını değiştiren bir sonuç değildir. Balkanlar ve Avrupa’da da meydana gelen değişikliklerin de önemli nedenidir. Dünyanın her yerindeki mazlum halkların bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin ışığı olmuştur.
Daha önce de yazmıştım bu ülkede ve bu ülkenin düşmanları arasında Sevr hayali kuranlar hep oldu, maalesef bundan sonra da olacaklardır. 30 Ağustos Zaferimiz Sevr hayali peşinde koşanların bu emellerini hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini gösteren bir zaferdir. ,
Şu da unutulmamalı: Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasını sağlayan en önemli etken kuşkusuz dil, din, etnik köken ayrımı olmaksızın tüm yurttaşlarımızın, millet olma bilinciyle bütünleşerek, yurdumuza sahip çıkmasıdır.
Nice 30 Ağustos kutlamalarına el-ele yürek yüreğe!