GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
21 Kasım 2013 Perşembe

'Yeni' Anayasa

Barzani  Diyarbakır’da karşılandı.
Okullar kız erkek ayrı ayrı olsun dendi.
Kızlı erkekli oturulmasın dendi.
Dershaneler kapanacak, kapanmayacak dendi.
Açılımlar sürüp gidiyor.
Dış siyaset çoktan iflas etti.
Bu ve benzer çok karmaşık ve Türk milletinin aleyhine bir sürü eylem ve işlem ortada dururken hiç mi iyi şey olmuyor diye aklımıza geliyor.
İyi bir şey oldu. Hem de çok iyi bir şey, Ne mi?
“Yeni” Anayasa yapılması  rafa kalktı.
Gelecek bahara kaldı.
Son haftanın en iyi haberi budur. Çünkü yapılan tüm senaryolar bir Anayasal zemine oturmazsa hiçbir hüküm ifade etmez. Açılım, saçılım, bir hukuki temele dayanmalıydı ve hukuki temel de elbette Anayasa olmalıydı. İşte o zaman Türk Milleti için gerçek bir tehlike söz konusu olacaktı. Çünkü bir kez tüm bu ihanet senaryoları Anayasal temele dayandı mı bir daha bunlar gittiğin de bile onu değiştirmek mümkün olmayacağı gibi atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş olacaktı.
İşte bu sebeple Anayasa yapımının muhalefet partilerinin isabetsiz bir şekil de hala masada oturmalarına ve ısrarcı olmalarına rağmen gelecek bahara kalması çok çok önemli ve sevindirici bir haberdir.
Peki bu nasıl oldu? Yapmak isteyenler kendi iradeleri ile mi vazgeçtiler? Yoksa muhalefet partilerinin bir katkısı mı oldu? Hiç biri değil. Tamamen toplumsal tepkinin ürünüdür.
Bilindiği gibi aylar önce bir Milli Merkez oluşturuldu.
Bu Milli Merkez “Milli Anayasa Forumları” düzenlemeye başladı. İl ve İlçelerde yüzlerce  yerde binlerce insanımızın iştirak ettiği bu forumlar da “Bölünme Anayasasına” hayır konuşmaları yapıldı.
“Bölünme Anayasası” ile ilgili yapılan tüm çalışmalar protesto edildi. Halkımızın başına nasıl bir çorap örülmek  istendiği apaçık bir biçim de ortaya kondu.. Kurultaylar düzenlendi. Yandaş olmayan TV kanalların da programlara çıkıldı ,ayrıntılı bir biçim de tehlike  izah edildi.
Türk Milleti bu anlatımlara ilgisiz kalmadı. Her geçen gün “Bölünme Anayasası” halkın desteğini kaybetti. Komisyon (Zaten TBMM içtüzüğüne tamamen aykırı idi) işlevini her geçen gün yitiriyordu.. Böyle bir Anayasayı yapmak isteyenlerin gerçek niyetleri açık bir biçimde ortaya kondu ve Milletimiz tarafından doğru anlaşıldı. İki yıldır sürüp giden bu “Yeni Anayasa” daha doğru bir ifade ile “Bölünme Anayasası”nı yapma çalışmaları  fiyasko ile sonuçlandı.
Peki sonuç ne oldu? Sonuçta yine olan Bizim paramıza , Türk >Milletinin parasına oldu. Edindiğim bilgilere göre tüm bu faaliyetler için ÜÇ MİLYON ESKİ PARA İLE ÜÇ TRİLYON HARCANDI. Bu parayla neler yapılmazdı. Uçtu gitti.
Sonuç : Örgütlenirsek ve Türk Milletinin aleyhine işlem ve eylemlere karşı Yasal ve Demokratik tepkilerimizi korkmadan ortaya koyarsak püskürtemeyeceğimiz hiçbir davranış yoktur. Yeter ki demokratik ve yasal haklarımızı iyi kullanalım ve örgütlü kullanalım.
Milli Merkez çalışmaların da bir nebzede olsa  katkısı olan biri olarak çok mutlu  olduğumu ifade etmek istiyorum. Yukarda da belirtmeye çalıştım, tüm senaryolar, girişimler, planlar hukuki bir zemine oturursa  bir anlam ifade eder. Hele bu hukuki zemin Anayasa olursa işte o zaman çok çok ciddi bir tehlike söz konusudur. Örnek, 12 eylül 2010 da yapılan Anayasa değişikliğinin Hukuk Devleti açısından Milletimizin başına ne gaileler açtığı apaçık ortadadır.
Hasılı büyük geçmiş olsun.