GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Eylül 2021 Cuma

Neden 'biz' yerine 'ben' dediğini pek güzel anlattı!

Bu köşede ne demiştik, bir ay önce?

Henüz ortada, fol yok, yumurta yokken…

Şunu demiştik:

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu…

İktidar partisini eleştirirken…

“Millet İttifakı”nın çatısını zedelememek için…

Ve dahi…

Yarınları düşünerek…

İki buçuk yıldır hep, “Biz” demeyi tercih etmişti…

Doğal olarak…

“Biz” deyince…

İşin içine…

CHP’nin yanı sıra, İYİ Parti ile Saadet de giriyordu…

Bu ifade şekli…

El ele verenleri müthiş “mutlu” ediciydi…

Mesela…

“Esnafın pandemi döneminde aldığı kredilerin faizlerini sileceğiz... Ana parayı TESK’le konuşarak takside bağlayacağız” derken…

Ya da…

“Bir kararname ile esnafın stopaj vergisini kaldıracağız…” diye seslenirken…

İster istemez…

“Birlikten kuvvet doğar…” sözünün ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyordu…

Sonra…

Kılıçdaroğlu, aniden bu “Biz” ifadesini bıraktı…

Devreye “birinci tekil” şahıs ifadesi…

Yani, “Ben” girmeye başladı…

İlk biz yazdık, “N’oluyor?” diye…

Yalnız biz değil, herkes pek bi’şaşırmıştı:

“Vallahi de satacağım billahi de satacağım... Söke söke alacağım ve satacağım... Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım…”

Sonra, başka örnekler de patladı…

Bi’de baktık ki…

Kılıçdaroğlu’nun “ben” diyerek başladığı konuşmalar giderek çoğalıyordu…

Mesela, al bi’tane daha:

“Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla iktidar olursam ben o Suriyelileri, davulla zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim…”

***

İYİ Parti’den önce ses çıkmadı…

Sonra…

“Meral Hanım, rahatsız oluyor!” fısıltıları dolaşmaya başladı…

Sonra bu rahatsızlığı…

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı…

Elinden geldiğince zarif bi’şekilde…

Cümle aleme takdim etti, kalplerinden geçenleri:

“Gençlere, esnafa, çiftçiye, KHK’lılara vaatlerde bulunuyor… Madem birlikte hükümet kuracağız, bunları bize sordunuz mu? Öncesinde bir program yapmadan bu tür açıklamalar doğru değil… Bir taahhüt varsa, bunu CHP veya İYİ Parti yapacaksa, ortaklarıyla görüşmeli, karşılıklı görüş alındıktan sonra açıklanmalı…”

Amanın, bi’kaç “tekil söylem” bi’anda nasıl fırtınaya dönüştü?

***

Peki, İYİ Parti bu gelişmeden olumsuz etkilendi mi?

Ciddi anlamda evet!

Ancaaaak…

Kılıçdaroğlu’nun bir kaç kez “birinci tekil şahıs” konuşması…

Neden İYİ Parti’yi rahatsız ediyor?

Yeri geliyor…

Meral Hanım da “kendi adına” şahane çıkışlar yapıyor…

Mesela…

Geçen haziran, Türkiye’ye şöyle seslendi:

Millet İttifakı Cumhurbaşkanlığı için seçimlerde tek aday, HDP’nin de ayrı bir aday çıkarması gerekir…”

Bu cümle, ittifaklar için önemli bir söylem…

Kılıçdaroğlu, hiç “Millet İttifakı seçimlerde tek aday çıkarsın” dedi mi?

Demedi…

Onun yerine hafta başında gönlünden geçeni şöyle dile getirdi:

“Millet İttifakı olarak birden fazla adayımız olabilir…”

Şimdi bu sözleri bahane edip…

Kılıçdaroğlu ile Akşener için, “ayrı tellerden çalıyorlar” mı diyelim yani?

Yoksa…

Bazı medya organlarının sunduğu gibi…

“İttifak’ta tek aday sorunu!” başlığı mı atalım?

***

Böylesi “dedim… / dedin…” gibi zihni sinir sözlerin…

Ya da…

“Bizi taca attın / Böyle ortaklık olur mu?” yakınmalarının…

Millet İttifakı’na…

Yararı olmaz, bilakis zararı olur…

***

Kılıçdaroğlu, şu garip “tekil söylem” tartışmasının kapısını…

Son derece “akılcı bir üslup” ile kapattı…

Hem de uzun süredir kullanmayı unuttuğumuz…

“Ortaklaşma” gibi…

“Birlikte davranmak” anlamına gelen bir ifadeyle süsleyerek:

“Ben Millet İttifakı olarak ortaklaştığımız konularda çoğul konuşuyorum... Ama henüz ortaklaşmadığımız konularda ittifak adına konuşmayı etik bulmadığım için tekil şahıs olarak konuşuyorum... Tabii süreç içinde ortaklaştığımız konular çoğaldıkça o zaman çoğul konuşuruz…”

Görüyor musunuz?

Türk Siyaseti’nde…

“Ben…” demek bile…

Ne denli ilginç tartışmalara sebep oluyor!

Vah ki, ne vah…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey neye layıksa, ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”