GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
6 Eylül 2021 Pazartesi

30 yıl önce bugünler için neler planlamıştı?

İzmir güzel bir evladını kaybetti…

96 yaşındaki Koca Patron Selçuk Yaşar’ın…

Ortanca evladı…

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar…

Bu dünyaya veda etti…

65 yaşındaydı…

***

Selim Yaşar’lar, kolay yetişmiyor…

Koca Yaşar Topluluğu’nun dördüncü kuşağını temsil ediyordu…

Nevi şahsına münhasır bir kimlik sergilerdi…

***

O’nunla 30 yıl önce yaptığım röportajı…

Dün gece bir kez daha okudum…

30 yıl bu…

Ve…

“Zaman Tüneli”nden çekip aldığım o röportajdaki cevaplarda…

Neyi keşfettim, biliyor musunuz?

2000’li yıllarda (yani bugünlerde…) neler yapmayı kafasına koyduğunu…

Taaa, o günlerde anlatıyordu içtenlikle…

İşte, bu yüzden…

Babası gibi “özel” bir patrondu…

Röportaj hayli uzun…

Selim Yaşar’ın tarihe “iz bırakan” cevapları önemli olduğu için…

Sadece “Selim Bey’in cevapları” ile yetinelim…

Zaten o cevaplardan soruları şıppadanak çıkaracaksınız…

***

Şöminenin karşısında hem köpeği “Sedef”in gıdısını okşuyor hem de…

Cahide Sultan’ın “Class” için sorduğu sorulara cevap veriyor…

Eh, bana da notları yazmak kalıyor…

İşte, 30 yıl önceden bugünlere ışık tutan…

Selim Yaşar’ın hayata, ekonomiye, siyasete ve politikaya bakışı…

***

“Dostlarım pek gülmediğimi, hatta gülümsemediğimi söylerler… Ara sıra gülmek, espri yapmak güzel bir şey… Aslında stresi de atar ama bunu yapabilmek için işten uzaklaşmak lazım…”

***

“Eğitim için çok küçük yaşta, üstelik tek başıma Avrupa’ya gittim… Düşünsenize, ailenizden uzak liseyi Fransa’da okuyorsunuz ve sınıf üçüncüsü oluyorsunuz… Amerika’da sınıf başkanlığı yaptım; üstelik beni Amerikalı öğrenciler seçmişti…”

***

“Ben tepeden inme bu koltuğa gelmedim… (O günlerde Yaşar Holding Başkan Yardımcısı) İş hayatına 1981’de başladığımda Türkiye daha yeni ihracata atılıyordu… Ve ben de ihracatla başladım… Karınca gibiydik; çok çalıştık… Dünyanın bütün ülkelerine gittik, yeni müşteriler bulduk… Yaşar Dış Ticaret’e girdiğimde ihracatımız 1 milyon dolardı; 10 yılın sonunda 300 milyon dolar oldu…”

***

“İş yaparken hiç (Dediğim dedik!) olmadım… Benim sistemim katılımcı sistem… Karmaşa olmasından korkmam… Fikirler kapalı kalmamalıdır…”

***

“Selçuk Yaşar’ın oğluydum ama onca tahsilden sonra önce satış elemanı olarak işe başladım…”

***

“Önümüzdeki ikinci 10 yılda (2000’nin eşiğini kastediyor…) kendimi Türkiye’ye başarılı bir işadamı olarak kabul ettirmem gerekiyor…” (1993-1995 arasında EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı…)

***

“Politikayla her zaman ilgim olmuştur… Zaten iş hayatında politikayla ilgisi olmayan bir insanı normal bir insan olarak kabul etmiyorum… Çünkü, politika ekonominin sınırıdır… Ekonominin yapışık kardeşidir… Bizim yaptığımız iş ekonomi… Ne doktorluk, ne avukatlık, ne de öğretmenlik… Bizi politikanın gidişatı ilgilendiriyor… Hatalar varsa, demokratik bir ortamda aşırıya kaçmadan beyan etmek gerekir… Nasıl biz ciddi bir şekilde iş hayatındaysak, ciddi bir şekilde de politikaya sahip çıkmaya mecburuz…” (2004-2009 arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekilliği ve Karşıyaka Belediyesi Meclis Üyeliği görevlerini üstlendi…)

***

“Evli olsaydım, bu merdivenleri bu kadar hızlı çıkamazdım… İkinci 10 yılda herhalde evli bir işadamı olarak karşınıza çıkacağım… Evliliği sağlam temellere oturtmak istediğim için… (Tam da dediği gibi yaptı; 2000’li yılların başında dünya evine girdi…)

***

“Spor hayatım keyifli… Bir kere profesyonel dağcıyım… Kayak öğretmeniyim… Üstelik buz hokeyi takımında oynadım; aynı zamanda futbolcuydum… Bu işlerden para bile kazandım…”

***

“Türkiye’de her şeyin dünya kadar ithalatı yapılıyor… (O sırada tarih 1991…) Bu ülkede kurulmuş bir takım sanayilerin teknoloji yönünden Batı’daki örneklerinden hiç bir geriliği yok… Serbest piyasa ekonomisi bir ideolojidir… Buna inanıyorum ama her şeyin bir zamanı var… Düşünebiliyor musunuz? Japonya’da boya fabrikaları var… Japonya’da otomobil üretin tüm fabrikalar, bu Japon boyalarını kullanıyorlar… Bizim, en az Japonlar kalitesinde ürettiğimiz otomobil boyası var… Üstelik hem daha kaliteli, hem daha ucuz… Ama Türkiye’deki otomobil sanayicileri hala kullandıkları boyanın yarısını ithal ediyor…”

***

Kitap yazmak gibi bir idealim var… Sık sık başlıyorum ama notlarımın devamını getiremiyorum…”

***

Bitiriyoruz…

Bu dünyadan bir Selim Yaşar geçti…

Ataları’nın mirası “Yaşar Topluluğu”na iki kardeşi gibi…

Çok önemli katkılar koydu…

Bu fani dünyada…

Ata yadigarı her şeye sahip çıkmaya gayret etti…

Baba Selçuk Yaşar, 96 yaşında…

65’ini süren bir evlada veda dayanılacak acı değil…

Allah sabır versin…

Selim Yaşar’ı hep o 30 yıl önceki röportajdaki gibi hatırlayacağım…

Nokta…

Sonsöz: “Veda’lar hep acı verir; önemli olan unutulmamak… / Anonim…”