GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Eylül 2021 Pazar

Kendisi hiç tıraş olmazdı!

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış öykülerden bir demeti paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu anılar demetinin bugünlere taşınmasını sağlayan…

Herkesi saygıyla analım…

***

Bu güzel ülkenin her insanı…

Atası’nı bilir, tanır ve gönülden sever…

Milli Mücadele’de…

“Galip Hoca” adıyla savaşmış…

Mustafa Kemal Atatürk’ü yakından tanımış ve…

Emrinde görev yapmış olan…

Türkiye’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar

Ulu Önder’in cenazesinde…

Şu sözüyle tarihe mal olmuştur:

“Atatürk’ü sevmek milli ibadettir!”

***

İşte, o büyük kurtarıcı Atatürk’ün…

Herkes tarafından bilinmeyen…

Özelliklerine dalalım bugün…

***

EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI…

Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletecekti; bu O’nun en büyük hayaliydi…

***

BAŞUCU KİTABI “ÇALIKUŞU”…

Binlerce kitabı vardı ancak bunların arasında bir tanesini cephede bile başucundan ayırmadı… Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanını hep yanında taşır, her gün rastgele bir yerinden açar; birkaç sayfa okurdu…

***

RUMELİ ŞİVESİNDEN ASLA VAZGEÇMEDİ…

Özenli ve temiz Türkçe’yle konuşurdu... Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi ve bundan hiç vazgeçmedi…

***

DÜZEN TAKINTISI VARDI…

Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi…

***

BU NASIL HALKÇILIK?

Bir sabah milletvekilleriyle trene binmişti… Kondüktör vekillerden bilet parası almayınca şaşırmış, nedenini sormuştu… Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince sinirlenmiş, “Ne de güzel halkçılık ama…” demekten kendini alamamıştı…

***

BİR RİCASI BAŞTACIYDI…

Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, “Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?” diye sormuştu... Kadın başörtüsünü açarak, Atatürk’ün önünde eğilmiş ve ellerini öpmüştü…

***

KENDİ BAŞINA TIRAŞ OLMAZDI…

Kahvaltıyla arası hiç hoş değildi… Uyanır uyanmaz yatakta bağdaş kurar,  günün ilk kahvesini ve sigarasını içerdi… Kendisi hiç sakal tıraşı olmaz, sinekkaydı bir tıraş için yüzünü berberinin usturasına teslim ederdi…

***

“ATA” SÖZCÜĞÜNÜ SEVMEZDİ…

“Atatürk” sözcüğünü ilk duyduğunda çok beğenmiş, soyadı olarak almıştı... Kendisine “Ata” diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı…

***

KURU FASULYE VE PİLAVA BAYILIRDI…

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı... Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi…

***

BİLARDO VE YÜZME SEVDASI…

Sportmen kişiliği vardı... Her gün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı…

***

KABUL SALONUNDAKİ AT YAVRUSU…

Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti... “Fox” adını verdiği köpeği, Gazi’nin yatağının ayakucunda uyurdu... Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki, bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti…

***

TAM BİR SALON ADAMIYDI…

En sevdiği dans valsti… Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu... Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi…

***

GÖMLEKLERİNİN TAMAMI BEYAZDI…

Gömleklerinin hepsi beyazdı... Cumhuriyet’in ilk yıllarında İsviçre’de özel olarak diktiriyordu… Sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük etmek için o gömlekleri Beyoğlu’nda bir terzi dikmeye başlattı…

***

BİR KEZ OLSUN LACİVERT ELBİSE GİYMEDİ!

Takım elbiselerinin tasarımlarını daima kendisi çizerdi… Lacivert takım giymeyi hiç sevmezdi…

***

BEDEN ÖLÇÜLERİNİ MERAK DENLER İÇİN…

Boyu 1.74 metreydi… Hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığı ilerlemeye başladıkça 46’ya kadar düştü… 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi…

CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU…

Hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak sürdürdüğü yaşam yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu…

***

YABANCI DİLE ÇOK MERAKLIYDI…

Askeri lisede öğrendiği Fransızca’yı iyice geliştirdi… Zengin kelime bilgisi vardı... Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi…

***

EN BAŞARILI OLDUĞU DERS MATEMATİKTİ…

Eğitim hayatı boyunca en yüksek notları matematik derslerinde aldı… Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü…

***

YAĞCILARA ÇOK SİNİRLENİRDİ…

Kendisiyle ilgili konuşmaları abartılı yapanlar, özellikle sofrasında gereksiz yere iltifat edenlere, halk deyişi ile “yağ yakanlara” ters ters bakardı…

***

KÖŞK’TE GÜVERCİNLİK…

Kuşları çok severdi… Çankaya Köşkü’nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı…

***

Bitiriyoruz…

86 yıl önceki bir anı ile…

Cumhuriyet’in 12’nci yıldönümü için hazırlık yapılıyordu…

Afişler, pankartlar hazırlanacaktı…

Listeyi hazırlayıp, sundular…

Atatürk hepsini dikkatle okudu, duygulanmıştı…

Pankartlar için çok özel cümleler vardı…

“Atatürk bizim en büyüğümüzdür…”

“Atatürk bu milletin en yücesidir…”

“Türk Milleti bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı…”

Atatürk hepsini tek tek gözden geçirdi…

Sonra ne yaptı, biliyor musunuz?

Hepsinin üstünü çizdi, yerine…

Kendisini en iyi ifade eden şu cümleyi yazdı:

“Atatürk bizden biridir…”

Nokta…

Sonsöz: “Milli mücadelelere şahsi hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”