GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Mart 2019 Perşembe

“N’olacak bu seçim?” diyen bile kalmadı!

15 yıldır aynı berbere gidiyorum…

Siyaset yapmaz ama siyaset konuşmaya bayılır…

O bile…

Üç aydır bi’kez olsun, “N’olacak bu seçimler?” demedi, demiyor!

Yıllardır…

Biri Alsancak, diğeri Halilrıfat Paşa’da iki taksi durağının…

Şoförleri ile akraba gibiyimdir…

Onlar bile…

An itibarıyla…

“Vallahi Zeybekci’den umutluyum…” ya da…

“Soyer’in projeleri bayağı esaslı…” filan demiyorlar…

Oysa…

Yerel seçimlerin barometresi…

Ya taksicilerdir ya da berberler…

En sağlam kamuoyu araştırma şirketlerine…

Fark atacak kadar isabetli yorumları vardır…

Neden?

Çünkü, her partiden insanları ya taşıyorlar…

Ya da traş ediyorlar…

Muhabbet ediyorlar, muhasebe yapıyorlar, ortalama sonucu bulup…

Noktayı koyuyorlar…

Ve daima 12’den vuruyorlar…

***

Şimdi manzaraya bakın!

Seçime 25 gün var…

Ama aynı zamanda %25 “kararsız” seçmen var!

Bunlar nereye yönelir?

Ya da…

Sandığa gitme konusunda tereddütleri mi var?

Siyaset Bilimci dostum Prof. Dr. Tanju Tosun’un…

Ancak “Zaman Tüneli”ne girdiğinizde…

Farkına varabileceğiniz…

Bugünkü “siyasi tablo” ile cuk oturan bir tespiti var…

Tanju Hoca diyor ki:

“Kamuoyu araştırmalarına bakarsanız kararsız seçmen oranı yüzde 25’e dayanmış durumda… Türkiye bunu daha önce de yaşadı… 25 yıl önce de ciddi karamsar kitle vardı… Çünkü o dönemde iktidar ortağı olan merkez sağ ve sol partilere seçmen güvenlerini yitirmeye başlamıştı… Nitekim 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nin İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde, 1995 genel seçiminde de ülke genelinde ciddi oy artışı yaşaması bu kararsız seçmen kitlesinin yönelmesi ile yaşandı… Şimdi ona benzer bir durumla karşı karşıyayız…”

***

Doğru mu?

Doğru…

İlacı var mı?

Var…

Reçete şu:

Bu “karamsar” seçmeni…

Yapabildikleri ölçüde…

Hem AK Parti, hem CHP hem de İYİ Parti…

Kendilerine çekmeye bakmalı…

Çünkü…

Bu kararsız seçmen “yönetilemez” ise…

İktidar Partisi ile birlikte…

Muhalefet partileri de kayıplar yaşayabilir…

Dikkat edin!

Son “viraj” dönülürken…

Masanın üstündeki siyasi partiler durumu anladı…

Rekabet kızışmaya başladı…

Giden seçmene, “N’olur geri dön…” mesajları verip…

Kendilerine çekmeye çalışıyorlar…

Tutar mı?

Allah bilir!

***

Tarihten ibretlik seçime katılım rakamlarına bi’bakar mısınız?

Mesela…

1984 -2004 arası yerel seçimlere katılım…

Dalgalı bir seyir izliyor…

Neden?

Çünkü…

12 Eylül sonrası ilk yerel (1984) seçimde…

Millet adeta sandığa koştu; katılım %91.1 oldu…

1989 Yerel seçimlerinde ise…

Katılım “küüüt” diye 10 puan azaldı; %81 oldu…

Neden?

Çünkü vatandaş…

“Rantçı, işbitirici…” filan diyerek…

ANAP belediyeciliğine tepkiliydi…

ANAP Seçmeni sandığa gitmedi…

1994’teki yerel seçimde %92.2 gibi anormal bir rakam vardı…

Refah’ın “Adil Düzen” söylemi işe yaramıştı…

Seçmen yeniden sandığa koştu…

Refah, büyük kentlerde çok sayıda belediye kazandı…

Sonra ne mi oldu?

O tarihten itibaren yerel seçimlere katılım…

Kademe kademe düşmeye başladı…

Çünkü…

Merkez sağ ve sol eğilimli seçmen sandığa küstü!

Partilerine güvenleri azaldı…

Temsil krizi yaşandıkça seçmen de sandığa sırtını döndü…

Bu seçmenin bi’çeşit “ceza” şekli olarak…

Türkiye’de tarihe geçti…

***

Çok ilginçtir…

Beş yıl önce 2014 yerel seçimlerinde…

Ekonomik kriz, bıkkınlık, şu-bu filan yokmuş ama n’olmuş?

Seçime katılım %89’a vurmuş…

AK Parti 18 büyükşehir, 30 il, 561 ilçeyi almış…

CHP 6 büyükşehir, 8 il ve 158 ilçe ile yetinmiş…

MHP ise, 3 büyükşehir, 5 il ve 106 ilçede kalmış…

***

Peki, bu durumda 25 gün sonra n’olacak?

Ya, seçmen her şeye rağmen…

24 Haziran ve öncesinde oy verdiği partiye yönelecek…

Ya da…

O seçmenin ciddi bir bölümü sandığa gitmeyecek…

Nokta!

Sonsöz: “Çalınan her kapı hemen açılsaydı; ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı… / Hz. Mevlana…”