GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
22 Kasım 2019 Cuma

İYİ Parti 'iyi' mi?

Önce esas görüşümü açıklayayım…

Partiler, üye ve yöneticilerinin “özgürlüklerini” kısıtlamamaları gerekir. Kendi düşüncelerini uygun zaman ve zeminlerde söyleyebilmelidirler.

Bunun hiç mi hududu yoktur?

Elbette vardır…

Partinin genel stratejisine, temel dünya görüşüne aykırı beyanlarda bulunmak öncelikle partinin “fikir birliğini” bozar…

Bu sebeple herkes “her aklına geleni” söylememelidir…

***

Ben zamanında mensup olduğum partinin Grup Başkanvekilliği’ni yaparken katıldığım çeşitli programlarda zaman zaman öncelikle partinin görüşünü açıklar ve fakat ben bu görüşte değilsem “Partimin görüşü budur ve ben bunu savunurum ancak benim kişisel görüşüm farklıdır” diyerek, kendi görüşümü de o arada ifade etmeye çalışırdım.

Parti disiplin kurullarının yetkilerinin de çok tahdidi olması gerektiğini o gün de savundum bu günde aynı görüşteyim…

***

Şimdi:

Gelelim konumuza…

İYİ Parti mensupları ve yöneticileri geçmişte verdikleri mücadelenin bilinen sebeplerle sonuç vermemesi üzerine büyük bir umutla İYİ Parti’yi kurdular.

Şimdi durum nedir onun tartışmasına girmeyeceğim…

Ancak zaman zaman yöneticilerinin veya mensuplarının farklı görüşler beyan etmelerini de biraz şaşırarak karşılıyorum.

En son İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan’ın beyanı beni iyice şaşırttı.

Grup Başkanvekili diyor ki:

“Erdoğan bize icracı 6 bakanlık verirse ve parlamenter sisteme geçeceğini taahhüt ederse biz de fedakarlıkta bulunuruz…”

***

İşte bu açıklama partinin temel dünya görüşüne aykırıdır.

Tabii, biz partinin temel dünya görüşünü yanlış bilmiyorsak…

Ve bu “kişisel görüş” olarak nitelendirilemez…

Çünkü hem temsil edilen makam ve hem de belirttiğim gibi “temel dünya görüşüne” aykırı olması sebebiyle bu tarz bir izah, kabulü mümkün değildir…

***

Ve arkasından aynı partinin İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik’in, “Bu açıklama onun görüşüdür, partimizi bağlamaz” beyanı işte bize “İYİ Parti iyi mi?” sorusunu sormak zorunda bırakıyor…

Bir partinin bir başka parti ile olan ilişkileri, temel dünya görüşü ve genel strateji ile ilgilidir ve “kişisel görüş” olarak nitelendirilemez. Kısaca partinin temel görüşleri ile ilgili herkesin ayrı bir “ajandası” olamaz diye düşünüyorum…

***

Esasen partilere bir haller oluyor.

Mesela:

CHP’li Kemal Karataş’ın da ihracı bir başka garabettir.

Çünkü bildiğim kadarı ile Kemal Karataş 50 yıllık partili ve pek çok kademede görev yapmış bir siyasetçidir… Eleştiri hudutlarını aşmış olabilir ama verilecek ceza “ihraç” olamaz diye düşünüyorum. Bu usul haline gelirse Genel Başkan ve Yardımcıları dışında kimse herhangi bir konuda fikir beyan edemez anlamına gelir ki; bunu demokratik anlayışla izah etmek mümkün değildir…

İYİ Parti ile ilgili yazdıklarımla bu son yazdığım çelişir gibi görülebilir.

Ama çelişmez…

Çünkü:

“Partinin temel dünya görüşlerine aykırı beyanda bulunulmamalı” diyorum… Yoksa partililer veya yöneticiler her konuda parti yönetimi ve hatta Genel Başkan gibi düşünmelidir demiyorum. Tam tersini savunuyorum…

Bunlar “parti içi” konulardır denemez.

Bir seçmen ve sorumluluk duygusu yüksek bir yurttaş olarak her partinin tutum ve davranışı bizi ilgilendirir ve ilgilendirmelidir.

Bu hakkı kendimde görüyorum…

***

Sonuç olarak:

Partinin “fikir bütünlüğü” esastır…

Ancak bu temel görüş ışığında, uygun zemin ve zamanda eleştiri hakkı da vardır…