GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
5 Kasım 2019 Salı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Cumhuriyet Kadınları Derneği Güzelbahçe Şubesi’nin düzenlediği üç günlük Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gezisine ben de katıldım…

Güzel bir gezi oldu…

Geziyi organize eden Meristur Filiz Güleç’e de çok teşekkür ediyorum. Her zaman olduğu gibi eksiksiz bir geziydi…

Gezi öncesi Başbakan Sayın Ersin Tatar’dan da randevu alındığı için gezi daha bir anlamlı oldu…

Sayın Başbakan çok samimi bir hava içinde bizleri karşıladı ve kabul etti. Son derece açık yüreklilikle fikirlerini söyledi ve durumu özetledi. Gerek Cumhuriyet Kadınları Güzelbahçe Şube başkanı Mesude Öney ve gerekse ben, fikirlerimizi ifade etme imkanı bulduk. Çekilen dostane fotoğraflardan sonra Sayın Başbakan heyetimizi merdiven başında ve bizlere sarılarak uğurladı… Kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum…

Öncelikle şunu ifade edeyim ki; gerçekten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çok güzel bir ülke... Temiz sokakları, baştan sona yeşil tabiatı, sakinliği ve rehberin bize verdiği bilgiye göre son derece güvenli olması dikkat çeken hususlardan…

Şüphesiz en duygulandığımız bölümler şehitlikler…

Üstüne basarak belirtmek gerekir ki; şehitlikler, şehitliklere uygun bir biçimde düzenlenmiş ve tertemiz, bakımlı ve yemyeşil… Şehitlerimizin mezarları da son derece temiz ve düzenli. İsimler ayrıntılı bir biçimde tanzim edilmiş…

Katliamların yapıldığı mekanlar da müze haline getirilmiş… Tüyler ürperten bir manzara... Sadece okumakla olmuyor, gidip görmek gerek…

1974’te çıkarmanın yapıldığı Girne sahili görülmeye değer. Çünkü, çıkarmanın yapıldığı daracık sahil dikkate alındığında, çıkarmanın nasıl bir askeri zafer olduğu apaçık anlaşılmaktadır…

Hiç şüphesiz orda yaşayan soydaşlarımız bizim için çok önemli.

Ve ilaveten Kıbrıs bulunduğu yer itibariyle Anavatan için stratejik bir önemi haiz…

Ancak, bunlar kadar ve belki de daha fazla Kıbrıs Türkiye için bir “mukavemet testi”dir… Sayın Başbakan’la yaptığımız görüşmede de ifade etmeye çalıştığım gibi, söz konusu “mukavemet testi”ni kaybettiğimiz takdirde (ki; asla kaybetmeyeceğiz) o zaman Anadolu’yu savunmak son derece güçleşir, çünkü emperyalizmin iştahı daha da kabarır…

Bu tespitten sonra bir kaç konuya daha değinmek isterim.

Birincisi “tanınmak” sorunu…

Aradan geçen 45 yıla rağmen Türkiye’den başka bir ülkenin tanımamış olması, her halde çok önemli bir eksiklik. Bu konunun acilen hem Türkiye Cumhuriyeti ve hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından ele alınması gerekir…

İkinci konu:

Güney’den Kuzey’e herkesin rahatlıkla geçiş yapabilmesine karşın, Kuzey’den güneye sadece Kıbrıs vatandaşlarının geçebilmesidir.

Bir başka konu ise, Maraş bölgesinin hala kapalı olmasıdır.

Bütünüyle konuların ele alınması ki; elbette ele alınıp üzerinde çalışılıyordur, kısa zaman içinde sonuçlandırılması gerekmektedir…

Özetle:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gitmeyen yurttaşlarımızın gidip görmeleri, nasıl bir fedakarlıklarla söz konusu Cumhuriyet’in kurulduğu düşünülmeli ve bundan sonra da aynı kararlılıkla tutum ve davranışlarımızı sürdürmemiz gerektiği asla unutulmamalıdır…