GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
19 Kasım 2019 Salı

Saf tutmak zamanı

Ergenekon…

Bu ismi birçokları o malum “hukuksuzluğun, adaletsizliğin, vicdansızlığın” kol gezdiği “kumpas” davaları sebebiyle duymuş olabilir…

Ama ben ve benim gibi milyonlar bunun o muhteşem bir Türk efsanesi olduğunu ta çocukluklarından beri bilirler…

Nedir Ergenekon?

Kısaca “çıkış yolu”nu gösteren efsanedir…

***

Örnekler:

Anayurt Orta Asya'da İlteriş Kağan'ın yeniden Türkleri toplayarak Göktürk Devleti’ni kurması “Ergenekon’dan Çıkış”tır...

Anadolu’ya geldikten sonra, Selçuklular’ın dağılması sonucu, Söğüt'te kurulan “uçbeyliği”nin yayılıp devletleşmesi, “Ergenekon’dan Çıkış”tır...

1402 talihsiz Ankara Savaşı sonucu başlayan ve 10 yıl süren “Fetret Devri”nin, Çelebi Mehmet tarafından sonlandırılması “Ergenekon’dan Çıkış”tır...

Ve…

1683 İkinci Viyana bozgunu ile başlayan, iki asırdan fazla süren “çekilme ve kayıplar”dan sonra, 22 Temmuz 1922’de son bulan bu “gerileme ve kayıplar”ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün muhteşem devlet adamlığı, askeri dehası sonucu kazandığımız ateş çemberinden geçiş olan İstiklal Savaşı’mız neticesinde kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti de “Ergenekon’dan Çıkış”tır...

***

Şimdi…

Getirildiğimiz nokta ne yazık ki; yeni bir “Ergenekon’dan Çıkış”ı gerektirecek kadar vahimdir…

Biz yurtsever insanlarız…

“İyi” olanı, hiç bir zaman “kötü” göstermedik ve göstermeyiz…

Ancak:

Görünen köy kılavuz istemez…

Manzara apaçık ortadadır…

Yaşanan “toplumsal cinnet halleri” bile uyanmak için yeterlidir…

Yine yaşanan “toplu intiharlar” bile kafamızı ellerimiz arasına alarak “Biz nerede yanlış yaptık ve yapmaya devam ediyoruz?” demek için kafidir… İçte ve dışta cereyan eden olaylar karanlığın daha da koyulaşmasına yol açmaktadır…

Politik manevralar ve artık güvenini tamamen yitirmiş (birkaçı dışında) yazılı ve sözlü basının “karayı ak gösterme” kampanyaları, aklıselim sahibi hiç bir yurttaşımızı inandırmamaktadır…

Çünkü haber alma kaynakları pek çoktur…

Yüzlerce insanımız yurtdışına gidip gelmektedir.

Yine yüzlercemiz yabancı basını da takip etmektedir…

***

Şimdi…

Hal böyle olduğuna göre:

Zaman “saf tutma” zamanıdır…

Nereden yana?

Atatürk'ten yana…

Demokrasi’den yana…

Hukuk Devleti’nden yana…

Ulus Devlet’ten yana…

Üniter Devlet’ten yana…

Laik Cumhuriyetten yana…

***

Şimdi can alıcı soru geliyor…

İyi güzel de bu “saf tutma” işini hangi demokratik kurum ve kuruluşta yapacağız?

Daha açık yazalım:

Bu halleri ile…

Hangi muhalefet partisinde diyorsunuz…

Doğrusu onu ben de bilmiyorum…

Ama…

Şunu biliyorum ki:

“Saf tutmazsak”, korkarım ki “yas tutarız”...