GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
10 Eylül 2019 Salı

Eğitim ve öğretim

18 milyondan fazla genç ve çocuk okullara başladı.

Hayırlı olsun.

Sağlıkla gidip gelsinler.

Kazasız belasız gidip gelsinler.

Çünkü:

Bilhassa çocuklara yönelik suçlar işlenmesin.

Anneler, babalar akşamı çocuklarına kavuşma özlemi ile beklesinler, yoksa endişe ile değil.

18 yılda çok sayıda bakan geldi, geçti.

Nerdeyse her iki yıla bir bakan düştü.

Her gelen “yeni bir sistem” getirdi, daha önce yapılanı kaldırdı.

Sonra gelen de bir evvelkini değiştirdi…

Kendisinin getirdiğinin “en iyisi” olduğun iddia etti.

Hasılı, “yaz boz” tahtasına döndü.

Önce bir konunun altını çizerek vurgulayalım:

Milli Eğitim bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı “Devlet Bakanlığı”dır.

Yani…

Devlet dediğimiz hukuksal kurum bu bakanlıklardan oluşur…

Bunlar Devlet’in “olmazsa olmaz”larıdır…

O halde bu bakanlıkların stratejileri aynı zamanda Devlet’in genel politikasını tayin ve tespit eder.

Şimdi ve öncelikle:

Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel şartı “Milli” olmasıdır.

Tıpkı “Milli Savunma Bakanlığı” gibi…

Bunlar kurulduklarından bu yana isimlerinin başında “Milli” kelimesi bulunur.

Temel şarttır.

Gelelim günümüze:

Bu temel şart olarak nitelendirdiğimiz “Milli”lik kaldı mı?

Öğretim ile birlikte eğitim de verebiliyor mu?

Her bayram tekrarlarız ya:

“Nerde o eski bayramlar?” diye…

Şimdi de tekrarlıyoruz, “Nerde o eski öğrencilik yıllarımız?” diye…

Benden önceki , benim ve benden sonraki nesiller “önlük ve beyaz yaka” ile gittik okullarımıza.

Daha sonra “şapka” taktık ay yıldızlı kokartlı.

Öğretmenlerimize selam verirdik.

İmkanlarımıza göre takım elbiseli.

Ceplerimizde mendillerimiz.

Saçlarımız düzgün tıraşlı…

“Şimdi de öyle olsun…” demiyorum ama öyle olduğu için ne kaybettik?

Tam tersine “fikri hür vicdanı hür” nesiller olarak yetiştik.

“Yurttaşlık” bilgisi ile “yurttaşlığı” öğrendik.

Atatürk ilke ve inkılaplarını okuyarak, Cumhuriyet’in ve bağımsızlığın ne büyük bir nimet olduğunu öğrendik.

Özetle:

Hem öğrendik ve hem de eğitildik.

Yıllar geçse de askerlik hatıraları unutulmaz.

Bunun gibi, çoğu kez söze “Ben ilkokuldayken… Ben ortaokuldayken veya ben lisedeyken…” diye başlıyoruz…

Ve öğretmenlerimizi asla unutmuyoruz…

Selam olsun o günlere…

Ve hayırlı olsun çocuklarımıza ve öğretmenlerimize…