GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Ağustos 2018 Çarşamba

Ecevit sağ olsaydı, CHP için nasıl bir şiir yazardı?

24 Haziran gecesi iş bitti…

Ortalığı derin bir sessizlik kapladı…

Kılıçdaroğlu 8 senedir olduğu gibi…

O geceden sonra da…

“Seçimin tek kaybedeni var; o da AK Parti…” dedi…

Gazeteciler, “Ya Muharrem İnce?” diyecek oldu…

Gandi’nin cevabı hazırdı:

“CHP’den fazla oy alması kadar doğal bir şey olamaz… Oy almasa sorun çıkacaktı… Beklentinin altında kaldı…”

Bu cevabın üstüne…

“Ehhh, pes yani…” filan diyenler oldu ama…

Henüz ortalık karışmamıştı…

Sekiz gün sonra…

Bir otelin minik gizli bir salonunda…

Eşleriyle akşam yemeğinde buluştular…

“Abi, bırak ben genel başkan olayım… Sen de onursal başkan ol…”

Tısss yok…

Cevap ertesi gün:

“Siyasi nezaketsizlik…”

İnce’den sonsöz:

“O zaman delege gereğini yapar…”

O gün tarih, 3 Temmuz’du…

İmza harekatı başladı, Türkiye’yi sardı…

Atatürk’ün partisi…

Türkiye’yi yönetmesi için Cumhurbaşkanı adayı yaptığı İnce’ye…

CHP’yi yönetmesi için izin vermeyen parti oldu…

Bugün CHP…

Fırtınaya tutulmuş tekne gibi…

Sağa-sola savruluyor…

***

Gelinen son noktaya bakar mısınız?

Bir gazeteci, şaaak diye canlı yayında şöyle diyor:

“CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan bir gazeteci arkadaşıma, (CHP’de gizli bir karar merkezi var… Bu karar merkezi CHP 'nin dışında bir oluşum… Biz de kim olduklarını bilmiyoruz… Kemal Bey orada alınan kararları MYK’ya getiriyor…) demiş…”

***

CHP hiç bu kadar darmadağınık oldu mu?

Bakın mesela…

Daha sonraları Türk Solu’na DSP’yi kazandırmış olsa da…

CHP’de…

33 yıl 4 ay 11 gün sonra…

İsmet İnönü’yü…

Genel Başkanlık’tan indiren…

Bu güzel ülkeye…

Dört kez Başbakanlık yapan… (1974, 1977, 1978 – 1979, 1999 – 2003)

Milletin kendisine taktığı…

“Karaoğlan” lakabıyla…

Şiirleriyle…

Kıbrıs Barış Harekatı ile…

Mavi gömleği ve kasketiyle…

Gönüllerde yer eden…

1980 Darbesi ile siyaseten yasaklı olan…

Bülent Ecevit’in dönemine…

***

Gazetecilik yaparken hapse girdi, defalarca sorgulandı…

1974’te ABD karşı çıktı, “Yapamazsın” dedi…

(Bugünkü Papaz olayını hatırlayın…)

Dik durdu…

“Nerede ne ekeceğimize kimse karışamaz” restiyle…

Belli bölgelerde haşhaş ekimine izin verdi…

1974’te, Rum zulmüne son vermek için…

“Ayşe tatile çıksın…” parolası ile…

“Kıbrıs Barış Harekatı”nı gerçekleştirdi…

“Toprak işleyenin su kullananın…” sloganı ile…

İşçi ve köylünün yanında yer aldı…

İşte o gün, lakabı “Karaoğlan” oldu…

Defalarca suikast girişimi atlattı…

Başbakan’a bakar mısınız?

1977’de milletvekillerine yapılan zamma karşı çıktı…

Başbakanlık görevini yaparken bile…

Bir tanecik yerli makam otosu vardı…

Siyasi yasaklı olduğu sırada…

Eşi Rahşan Ecevit önderliğinde DSP’yi kurdu…

O partiyi 1999 seçimlerinde…

Cumhuriyet Tarihi’nde…

Sol bir partinin aldığı en yüksek oy oranı ile…

İktidar yaparak…

Siyasi tarihimize damga vurdu…

O’nun başbakanlığı sırasında…

1998 yazında…

Kaçacak delik arayan PKK terör örgütü lideri…

Abdullah Öcalan…

Paketlenip Türkiye’ye getirildi…

Acıların en büyüğü…

O’nun dönemine rastladı…

Türkiye Marmara Depremi’ni yaşadı… (17 Ağustos 1999)

Resmi rakamlara göre 20 bin vatandaşımız hayatını kaybetti…

Kocaman bir bölge haritadan silindi…

Hayatlar söndü, aileler parçalandı…

Hazine boşaldı…

***

Bugün hangi Sol Siyasi Lider bunları yaşadı?

Hiçbiri!

Diyeceksiniz ki…

Hiç mi hatası almadı?

Tabii ki oldu…

Cumhurbaşkanı Sezer’in, O’na Anayasa kitapçığı fırlatması…

Bunun sonucu ekonominin yan yatması…

Güneş Motel’deki milletvekili transferi…

Filan, filan…

Ancak, o hataların hiç biri…

CHP’nin bugün yaşadığı kaosun…

Yanından teğet bile geçmez…

Vefatının üstünden…

12 yıl geçti…

Hala…

Siyaset’te “şahin”

Şiirlerinde “insan sevgisi” ile…

Anılıyor…

Sağ olsaydı…

CHP’ye bakıp bugün…

50 yıl önce yazdığı…

“Yarın” başlıklı şiirini bahse girerim bizlere hatırlatırdı:

 

Bir şeyler olacak yarın

Duruşundan belli

Kırdaki atların

Bulutların koşuşundan belli

Kazışından köstebeklerin toprağı

Karıncaların telaşından belli

Bir şeyler olacak yarın

Belki bir tomurcuk

Belki bir ağacın düşen yaprağı

Belki de bir çocuk

Pek o kadar göremesek de uzağı
Kuşların uçuşundan belli
Bir şeyler olacak yarın
Öbür günden önemsiz
Yarından önemli

 

Sonsöz: “Ben sadece görevimi yaptım; görevimizi yaptığımız için övünemeyiz… / Bülent Ecevit…”