Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi…
Nitekim öyle oldu…
Perşembe öyle saatlerinde…
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil Balcı…
Canlı yayında kameraların karşısına geçti ve…
“Ekmeğin kilogram fiyatı yüzde 15 artıyor! Bugüne kadar 1 kilo ekmek beş liraydı, bundan sonra 5 lira 75 kuruş olacak…” dedi…
Gazeteciler şaşırdı…
Ekran başındakiler dumura uğradı!
Fırıncıların Kralı devam etti:
“Hiçbir yerde %15’ten fazla zam olmayacak…”
Gazetecilerden biri cesaretlendi:
“Yani efendim, 200 gram ekmek 1 liraydı… Şimdi n’olacak?”
Cevap bilmecenin ötesinde:
“Ona her ilin Fırıncılar Odası karar verecek…”
***
Sanki manavdan 1 kilo armut alıyorsun!
46 yıldır gazetecilik yapıyorum…
Bugüne kadar…
Ekmek zammının kilogramla ilan edildiğine…
İlk kez tanık oluyorum…
***
Zam ilan edilirken…
Ne yapar o kentin Fırıncılar Odası Başkanı?
Şöyle der:
“Şu tarihten itibaren 250 gram ekmek şu kadar liradan satılacaktır, haberiniz olsun…”
Ya sineye çeker, eve beş ekmek alırken…
Bu sayıyı dörde indirirsiniz…
Ya da içinizden…
“Allahım bana dayanma gücü ver” diye dua ederek…
Yeni fiyatı ile ekmek almaya devam edersiniz…
***
Türkiye’de ekmeğin fiyatının %15 artması…
Kabul edilmesi zor bir zamdır!
Bugün kentin sırtlarındaki çok nüfuslu evlere…
Günde 15 hatta 20 ekmek giriyor…
250 gram ekmeğin 150 kuruş olduğunu düşünün…
Sadece ekmeğe verilen para…
20 lirayı geçiyor…
Çarpın 30 ile…
Ayda 600 liradan fazla ekmek parası ödeyen aileler var…
***
Dönelim başa…
Fırıncılar Federasyonu Başkanı…
Belli ki “toptancılığı” seviyor...
Ekmek dediğin nimeti meyve-sebze alır gibi…
Düşünerek “kilo fiyatı” çekiyor…
Ancak…
Belli ki, kendi esnafı ile “eş güdüm” içinde değil…
Ertesi sabah…
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı…
Delikanlı çıktı…
“Böyle zam duyurusu olur mu? Bu federasyonun işi değil… Zammın geri alınması için dava açıyoruz… Yetkisiz insanlar zam yapamaz…” dedi…
Oldu mu şimdi, oldu mu ya?
***
Sağolsun, Devlet Baba böyle durumlarda…
Hep rötarlı geliyor…
Nitekim…
Ticaret Bakanlığı…
Fırıncılar Federasyonu’na seslendi…
“Hooop, n’oluyor?” diye sordu…
Ardından da çaktı yumruğu:
“Türkiye Fırıncılar Federasyonunun ne ülke genelinde ne de herhangi bir il için tek başına ekmek fiyatı belirleme yetkisi yoktur… Bu nedenle ekmeğe yüzde 15 zam yapıldığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır…”
Aferin Ticaret Bakanlığı’na…
***
Ve yine ilk kez…
Bir siyasi parti lideri…
Doğrudan “Kiloluk ekmek zammı”ne karşı çıktı…
Devlet Bahçeli…
Dar gelirli vatandaşın acıklı haline gördü…
“Yüzde 15 zam insani ve vicdani boyutta değil!” dedi…
Bravo…
Türkiye’nin kalbini okuyor…
***
Garabet’e bakar mısınız?
Yüzde 100 yerli helikopter üreten Türkiye…
“Ekmeğe zam konusunda yetki kimde?”
Tartışmasının altında kalıyor!
Pöh…
***
“Fırıncı zam yapmasın” demiyoruz…
Hak yemeyelim; tam 2.5 yıldır zam yapmıyorlar…
Ama “insaf” ölçeğinde yapsınlar…
Ekmeğe gelen zammı…
Taksicilerin yaptığı / yapacağı bir zam gibi…
Göremeyiz…
Bir süre taksiye binmeyiz…
Bu kıyma için de geçerli…
Şeftali için de geçerli…
Ama…
Bir süre değil…
Bir gün bile…
Eve ekmek götürmeyin de göreyim sizi…
***
Bitiriyoruz…
Dilimize yapışmıştır…
“Ekmek aslanın ağzında…” deriz…
“Ekmek hakkı için…” deriz…
“Ekmek parası için…” deriz…
Buna rağmen…
Günde altı milyon ekmeği çöpe atarız…
Hani…
Yemin ederken, “Ekmek çarpsın ki…” filan diye…
Sallarız ya…
Bahse girerim…
Bizi ekmek çarpıyor!
Sonsöz: “Bütün acılara dayanılır; yeter ki ekmeğin olsun… / Cervantes…”