GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nuray ÖTGÜNÇ
YAZARLAR
16 Ekim 2009 Cuma

Domuz falan etkilemez, o da teğet geçer’…

Aslında bu yazıyı yazmakla yazmamak arasında gidip geldim. Bana göre bıçak sırtı bir konu sağlık.’¶
Ama ortada yetkili ağızlardan duyulan rakamlar, tahminler dolaşınca ne oluyor, neler oluyor dedim kendi kendime.
 
Anlayacağınız gibi konu domuz gribi.
 
Yani A (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan bir hastalık.
 
Ülkemizde her yıl değişik isimlerle peydahlanan hastalık türlerinden biri.
 
Deli dana, kuş gribi, Kırım Kongo kanamalı ateş hastalığı vs.
 
Kötümser tahminlere göre bu kış 21 milyon kişi domuz gribine yakalanıp, 5 bin 300 kişi de hayatını kaybedecekmiş.
 
Kim söylüyor bunu? Türkiye Cumhuriyeti’’nin Sağlık Bakanı Recep Akdağ.
 
Aman Allah’’ım bu tam bir felaket.
 
Bu felaketi önlemenin yolu yok mu?
Olmaz olur mu? Aşısı var.
Devlet aşı alacak ve öncelik hacılarımızın olmak üzere, vatandaşları aşılayacak.
 
Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’’ın ifadesiyle, bakanlık 43 milyon doz aşı almayı planlıyormuş. Yani maliyeti yarım katrilyona ulaşan korkunç bir meblağ.
 
Yine sayın bakanımız diyor ki; Aşının yan etkilerinin dikkatli takip edilmesi gerekiyor. Takiplerde ciddi bir yan etki tespit edilirse, aşılamadan vazgeçilebilir. Bu da demek oluyor ki bakanlığın aşı konusunda tereddütleri var ve riski kabul ediyor.
Peki, bu aşının yan etkisi ortaya çıkarsa alınan yarım katrilyonluk aşılar ne olacak?
Çöpe’…
Vahim ki hem de ne vahim’…
 
Geçenlerde gazetenin birinde bir haber gözüme ilişmişti.
Ülkemizde her yıl normal gripten ortalama 7 bin kişi ölüyormuş. Normal grip konusunda pek bir şey yapmayan bakanlık şu ana kadar ölüm vakası görülmeyen domuz gribi için neden bu kadar duyarlı.
 
Şimdi biraz geçmişe dönüp, bundan birkaç sene öncesini anımsatmak istiyorum sizlere.
Hatırlarsanız kuş gribi lafları ortalığı tozu dumana katmıştı ve ülkemizde büyük panik yaşanmıştı.
Köylülerin pazara getirdiği köy yumurtaları toplanıp imha edildi. Beyaz gömlekli görevliler kümeslerdeki tavukları, kazları, kuşları öldürüp öldürüp gömdüler.
Köylü kendi tavuğundan ürkmeye ve tavuğunun yumurtasını yemekten korkmaya başladı.
Sonra ne oldu?
Nur topu gibi likit yumurtalarımız oldu.
Bu kuş gribi furyasından sonra likit yumurta işine girip köşeyi dönen ailenin, ya da onlara benzer başka bir ailede olabilir, dinimizde domuz eti yasak olsa bile, domuz gribi sonrası hangi sektöre gireceğini merak etmiyor da değilim hani’…
 
İşin özüne dönmek gerekirse,
 
Uydurma olduğuna olan inancım bir kez olsun sarsılmamış olan bu hastalığın varlığını kabul etmediğim gibi, böyle bir salgının tüm dünyayı sardığı safsatalarına da kulak asmıyorum.
 
Ama bu küresel oyuna, hükümetin bu kadar para ödemesi de açıkçası canımı sıkmakta, şu kadar kişi hastalanacak, şu kadar kişi ölecek gibi akıl dışı saçmalıklardan da gına gelmekte.

Bu arada siz hiç merak etmeyin.
 
Domuz gribi hamdolsun ki Türkiye’’yi teğet geçecektir.