GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
1 Şubat 2016 Pazartesi

Zeytinyağı sahtekârları ve cezaları…

Önce Ege Bölgesi Sanayi Odası yönetimini kutlayarak başlayalım yazıya... Geçen Pazartesi günü toplanan EBSO Meclisi’nde Yönetim Kurulu Başkan Vekili İbrahim Gökçüoğlu, odanın Disiplin Kurulu’nu çok uzun bir aradan sonra devreye soktuklarını ve zeytinyağında sahtekârlık yaptıkları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan EBSO üyesi şirketin-kurumun cezalandırılacağını açıkladı. Hafta boyunca gazetelerin ekonomi sayfalarında aradım bu haberi ama bulamadım. Görmemiş de olabilirim. Yine de Ege’de Sonsöz’de yazayım dedim.

Ve şimdi soralım... Ege Bölgesi’nin bir numaralı tarım ürünü olan zeytinyağında sahtekârlık yaptıkları saptanan üyeleri için diğer oda ve borsalar neler yaptılar? Ne yapmayı düşünüyorlar?. .

En başta Aydın Sanayi Odası ve Aydın Ticaret Borsası... Rekor onlarda çünkü… Köşk’ten dört, Buharkent’ten iki, Efeler’den bir sahtekâr çıkmış...

Ve her yıl hasat şenliği düzenleyen Akhisar Ticaret Borsası... Akhisar merkezli dört firmanın sahteciliği tespit edilmiş. Kapaklı’da faaliyet gösteren iki firma ile Yunusemre’de çalışan bir firma hangi oda ya da borsaya bağlıdır çözemedim. Onlar ne düşünüyor acaba?

Ve sonunda Balıkesir Sanayi Odası... Firmaların isimlerini yazıp bu köşeyi kirletmek istemiyorum... Çok merak ediyorsanız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 31 Aralık 2015 itibariyle et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağlar ve diğer ürünlerle ilgili duyurusunu bakanlık sayfasından okuyabilirsiniz. Göreceksiniz ki, Gaziantep başta olmak üzere başka illerde de sahteci çok… http://www.tarim.gov.tr/Duyuru/400/Kamuoyu-Duyurusu

***

Geçen hafta yazdığımız genel “gıda sahtekârlığı” konulu yazımız sosyal medyada da hayli ilgi gördü. Başta gazeteci- yazar Mehmet Yalçın olmak üzere pek çok gerçek gıda gönüllüsü yazımızı her yere ulaştırdı. Onlara teşekkür edelim ve bugün sevgili Yalçın’a verdiğimiz sözü tutup sahtekârlığa karşı neler yapılabilir tartışalım...

Zeytinyağında fiyatlar hem Türkiye’de hem de dünyada yükseldikçe sahtekârlık yapanların sayısı da artıyor. Bu nedenle bakanlığın yaptığı denetimlerde aralarında ünlü markaların da olduğu ve bir bölümü büyük hipermarketlerde satışa sunulan 27 markada tahşiş ve diğer sahteciliklerin tespit edilmesi çok önemli bir gelişme…

Bir tüketicinin ya da kendini “uzman” zanneden birinin zeytinyağındaki sahtekârlığı anlaması neredeyse imkânsız... Ancak laboratuvar sonuçları ile anlaşılabilen bir şey tağşiş; yani zeytinyağı diye başka yağı tüketiciye yutturma uyanıklığı… Türkiye’nin dünyadaki sicili de pek iyi değil. İzmirli çok meşhur bir ailenin yaptığı sahtekârlık yüzünden, ülkemizi Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nden bile çıkarmışlardı.

Son yıllarda zeytinyağı sektöründen sahtekârlıkları belgeli çok sayıda insan elendi ama sektörde tamamen temizlenmeleri mümkün değil. Eskiler ne güzel demişler, “kış kışlığını yapacak”

Tüketici ne yapsın?

Benim tüketicilere çözüm önerim; öncelikle coğrafi işaretli yağları tercih etmeleri. Ülkemize zeytin ve zeytinyağında beş coğrafi işaret var ve bugüne kadar coğrafi işaret taşıyan ürünlerden hiçbiri sahtekârlıkla suçlanmadı. Çünkü coğrafi işaret verilirken duyusal analizin yanında mutlaka kimyasal analiz de yapılıyor.

İkinci önemli sonuç tüketicinin tanıdığı markalara yönelmesi ya da dürüstlüğünden emin olduğu üreticinin malını alması…

Benden marka soranlara elbette isim veriyorum ama iletişimin bu kadar güçlendiği dönemde internet iyi bir kaynak, tabii ki doğru yere girerseniz. Mesela girin Ayvalık Ticaret Odası’nın web sitesine, okuyun oradaki coğrafi işaretli markaları... Ya da girin Edremit Ticaret Borsası’nın sitesine şu metne bir bakın; “Üretici ve tüccarın ihtiyaçları doğrultusunda 2002 yılının Ekim ayında Borsa bünyesinde bir Zeytinyağı Analiz Laboratuvarı kurulmuştur. Borsa imkanları dahilinde 100.000$ maliyetle kurulan bu laboratuvar; üretici, tüccar ve tüketiciye hizmet verme amacıyla faaliyet göstermekte olup, bölgemizde kendi alanında tek laboratuvardır. Yapılan analizler ile zeytinyağının kalitesi belirlenirken; tağşiş amaçlı olarak zeytinyağına yapılan diğer tohum yağlarının karışımı da tespit edilebilmektedir. Bu sayede üreticiler ve tüccarların bir takım kötü niyetli kişilerle haksız rekabeti önlenmeye çalışılmaktadır. Hem üretici, hem tüccar hem de tüketicinin haklarının korunmasına katkıda bulunulmakta ve bu konudaki mağduriyetin giderilmesine çalışılmaktadır.”

Milaslılar da kendilerini geliştiriyorlar. Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, bir süre önce Milas yöresinde çoğunlukla “memecik” türü zeytinlerden elde edilen yöreye özgü zeytinyağının “Milas memecik zeytinyağı” olarak patentinin alınması için girişimde bulundu. İyi ve temiz insanlar pisliklerden kendilerini ayırabilmek için her şeyi yapıyorlar. Ama pislik sayısı o kadar çok ki. Kimileri de çöreklendikleri yerden ayrılmıyorlar.

***

Ve son söz... Bu işlerde “ustam” kabul ettiğim Prof. Dr. Yahya Laleli derki;

“ Zeytinyağının başka yağlarla karıştırılması yani tağşişi son derece kolay… Bu iş için en çok pamuk yağı kullanılıyor. Çünkü renk olarak daha uygun… Yüksek asitli, ağırlaşmış, artık tek başına yağ olarak kullanılması mümkün olmayan yağlar, pamuk yağı ile karıştırılıyor. Daha doğrusu, pamuk yağına az miktar ağırlaşmış zeytinyağı konuluyor. Karışımda pamuk yağı kokusu yok. Malzeme zeytinyağı gibi kokuyor. Çünkü fabrikalar pamuk yağının kokusunu tamamen gidermiş durumdalar.

Çözüm ise o kadar kolay değil. Her ne kadar devletin denetimleri artırması, yetkililerin suçluları bulup cezalandırması istemek her şeyi çözermiş gibi görünüyorsa da gerçeğin böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Eline sopa alıp karşısındaki tehdit etmek kolaydır. Kolay olduğu için de zekâdan yoksundur. Oysa gerçek çözümler zekânın eseridir.”