GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Suavi YARDIMOĞLU
YAZARLAR
9 Eylül 2015 Çarşamba

Yastayız, kapalıyız, yılmayacağız...

Bugün spor yazmak ha... Yazmayacağım, yazamıyorum... Acımı doyasıya yaşamak istiyorum ve sizlerle paylaşmak... Bu güzel ülkelerin değerli evlatları, canlarımız, kıymetlilerimiz, kınalı kuzularımız, göz göre göre, kahpe faklarda birer birer düşerken, güzel yurdumun dört bir yanında, ve Ege`min bereketli, aydınlık topraklarında ocaklara ateş inerken... 
Değil Hollanda galibiyeti, Avrupa, Dünya Kupası` nı getirip kapının önüne bıraksanız, geri getirmeyecek bu topraklar için, bizim için şehit düşenleri... Türk bayrağı asılmış evlerde, hiç bir mertebenin gururu, yürek yangınlarını söndüremeyecek. 
Bu evlerde, ay yıldızlı bayrak inip, taziyeler tükendikten sonra, babasız, amcasız, dayısız, hüzünlü bir yaşam hüküm sürecek... Hep buruk, hep kırık, hep yürek kalkıntısı, bazan da zorluklar, geçim sıkıntısı, içinde... Hiç bir şey eskisi gibi kalmayacak. Anıla6r acı bir kabustan başka bir şeyden ibaret olmayacak.
İşte bunları düşündükçe, her şehit cenazesinin burukluğunu, o iç sızlatan kederini anımsadıkça, ben de sizler gibi, bir köşede sessiz sessiz ağlamak,  yüreğimin gözyaşlarını akıtmak istiyorum, tüm o pislikleri, kederleri yıkayıp, temizlemek istercesine... Bir yandan da acımı yüreğimin dehlizlerinde nasıl bir mücadele gücüne dönüştürebilirim, yıllardır şehit kanlarıyla sulanmış bu eşsiz toprakların, bu koca yurdumun bir takım soysuz hesaplar uğruna parçalanıp gitmesine göz yummama adına neler yapabilirim? Neler haykırabilirim, neler yapabiliriz birlikte, onları düşünüyorum. Sus pus bir kenarda yazgımızı mı izleyeceğiz, yoksa birşeyler yapacak mıyız, hep birlikte onu sorguluyorum, kendi vicdanımda, yüreğimde...
Yurtdışlarında okuyamayan, holding ağabeylerinin, amcaların, dayılarının yeşil dolarlarıyla saltanat yaşayamayan, bedelli askerlik yapamayan, beyaz kefenleri hazır olanlar yerine nedense kurbanları hep, kendinden, gariban halk yığınlarından verenlerin, acı, acımasız dünyasında, şehit " kelleleri" üzerinden "ceylan derisi" koltukların hesapları yapılırken...  Uluslararası sinsi planlar etrafımızda her geçen gün çemberi daraltırken, neler yapabiliriz? Akan kardeş kanını durdurmak için... Düşünüyorum ve kahroluyorum.
Türk`ü, Kürd`ü, Çerkez`i, Laz`ı, Arnavut`u, Boşnak`ı, Giritli`si Çanakkalelerde, Trablusgarp`ta, Dumlupınar` da birlikte, şehit düşerken, şimdi neler değişti? Kimler aramıza niçin, hangi çıkarlar, hesaplar uğruna nifak soktu? Ülke nasıl bu hale geldi? Tüm bu soysuz hesaplar nasıl boşa çıkar?
Bu satırlarda sizlere, yüreğimi açtım, duygularımı, acımı, kaygılarımı, paylaştım bugün.

Biliyorum, sizler de benim gibi üzgünsünüz, canınız hiç bir şey yapmak istemiyor. Yaşam akıp giderken, bu büyük acı ortada dururken, her şey angarya geliyor. Nereye giderseniz gidin, kendinizi Türk Bayrağı asılmış evlerde buluyorsunuz, oradan çıkamıyorsunuz, bir türlü. O acıyı yaşıyorsunuz, ta benliğinizin derinliklerinde...

Ama biliyorum ki sizler de kararlısınız, bir şeyler yapmak istiyorsunuz. 
Biz nelerden, nerelerden çıktık. Ne vartalar atlattık. Biz Mustafa Kemal`in askerleriyiz.
Yastayız, üzgünüz, dışa kapalıyız, şu günlerde... Ama biliyorum ki:
Yılmadık, yılmayacağız.