GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
12 Kasım 2009 Perşembe

Tepedeki barış!

Kırkpınar’’ı izleyenler, Ata Sporumuz güreşe ilgi duyanlar bilir. Pehlivanlar müsabaka öncesi er meydanına çıkıp birbirlerine el ense çekerek hem güç gösterisi yaparlar hem de birbirlerinin gücünü ölçerler.’¶
Ve genelde uzun süren el enselerin ardından güreş başlar.
Güreşin yağlısı zordur. Çünkü zemin oldukça kaygandır. Tutacak, tutunacak bir yer yoktur ve  yağlı güreş ustalık, uzmanlık ister.
Hele ki başpehlivanlığa soyunmak cür’’et ve cesaret gerektirir.
 
Yağlı güreş şu sıklet (boy)’’larda yapılır’… Yıldız, Tozkoparan, Deste, Orta, Baş altı ve Baş’…Her sıklet kendi içinde üç ana branşa ayrılır. Güreşçinin kilosu kimi zaman da gücü hangi boyda güreşeceğini belirler. İsteyen istediği sıklette er meydanına çıkamaz.
 
Yağlı güreşe ilişkin girişten sonra konuyu CHP’’ye getireceğimi tahmin edenleriniz olmuştur. Çünkü bir süredir Ankara ve İzmir’’de o kadar ’‘el ense’’ hareketine şahit oluyoruz ki’… Ve de başa güreşen aktörler arasında öylesine bir hamle savaşı yapılıyor ki’…
Kırkpınar kadar olmasa da seyir zevki fena değil. Her sıklette ciddi bir mücadele var. Ancak ’‘baş pehlivan’’ sorunu yok. Tam 22 yıldır yok. Arada bir densizin biri çıkıp rakip olmaya kalksa da Baykal’’a, birkaç el ense, kle, paça-kazık gibi hareketlerle tuş olup güreş hayatı sona eriyor.  
Ahmet Taşçı Kırkpınar’’da 9 kez başpehlivan olup 2 altın kemer sahibi oldu. Baykal CHP’’de tam 22 yıldır Başpehlivan’… Kaç altın kemeri vardır hesaplayın.
Baş pehlivan sorunu yokken CHP’’nin tepesinde olanlar neydi o zaman? Tabi ki ’‘baş altı’’ klasmanında olup bitenler.
Bugün baş altı sıkletini kontrol edemeyen başpehlivanlar yarın ’‘tuş’’ olmaya mecburdur. Ahmet Taşçı’’nın uzun süreli Kırkpınar hakimiyeti de buna bağlanır. ’‘Başaltı’’ sıkletini olması gerektiğini gibi dizayn etmesine’…
 
Baykal’’ın derdi baş altı sıkletindeydi. Başta Genel Sekreteri Önder Sav’’la’…Sav’’ı bilenler onun hiçbir zaman ’‘baş pehlivanlık’’ gibi bir derdi olmadığını bilir. İsterse ’‘baş pehlivan’’ adayı yaratacak güçte olduğunu da bilirler tabi ki. Bu ve benzeri korkularla harekete geçen CHP’’nin Başpehlivanı Baykal, Sav ekibini hakim olduğu İzmir’’de, ’‘tırpan’’ harekatı için kolları sıvadı. Kılıçlar çekildi, savaş baltaları bilendi.
 
Baş altı güreşçisi Sav’’a yakın Karşıyaka ve Buca gibi örgütlere yönelik operasyonlar yapıldı. Yetmedi Çiğli’’de yargı yoluyla darbe yapıldı. Güzelbahçe bir şekilde ayar edildi. Tüm bunları İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’’na yaptıran Baykal, İl Başkanı’’nın tek gözdesi Konak’’ı bizzat görevden alarak, dengeleri bir anda alt üst etti.
Tüm bu el ense gösterilerinin altında yatan belliydi. Baş altı sıkletinin ’‘ağır abisine’’ yönelik gövde gösterisi’…Hizaya getirmek belki de ’‘pes’’ dedirtmek.
Ama aradan sadece 7 gün geçti. Görevden alınan Konak İlçe Başkanı yeniden atandı.
Baykal’’ın emriyle alındı, Baykal’’ın emriyle atandı. Çiğli’’de Baykal’’ın sağ kolu Sevigen ekibinin müdahalesi ile yargı kararıyla yapılan darbede koltuğunu kaybeden İlçe Başkanı yine Baykal’’ın emriyle atandı.
Bu iki atamanın anlamı tepedeki barışın sağlandığı olabilir miydi?
Bugün biraz bunun üzerinde araştırma yaptım. Duyumların beni yanıltmıyorsa (Ki genelde yanıltmaz) kesinlikle yukarıda her şey değişmişti.
Geçen hafta esen sert rüzgarlar dinmiş, bilenen baltalar yeniden toprağa gömülmüş, çekilen kılıçlar kınına sokulmuştu.
Uzun lafın kısası Baykal ve Sav arasında İzmir barışı sağlanmıştı.
Konak’’a atanan 5 kişilik yönetimde 2 kişi Sav’’a yakın, Çiğli’’de çoğunluk yine Sav’’ın kontrolündeydi.
Belki de Sav, bazı ilçelerden çekilerek bazı ilçelerde kalmayı kabul etti. Yani 40 olan kurultay delegesi sayısını 20’’ye düşürmeyi’…
Baykal da artık zararsız hale gelen genel sekreterine biraz olsun ’‘yaşam alanı’’ açarak iç barışın tehlikeye düşmesini göze alamadı.
Çünkü daha fazla ötekileştirilecek, itilecek bir Önder Sav’’ın kurultay sürecindeki CHP’’ye neye mal olabileceği herkesin başta Baykal’’ın malumuydu.
Baykal’’a rakip çıkarmak, ’‘başpehlivan adayı’’ bulmak Sav için zor değil, partiyi mahkeme koridorlarında süründürmek işten bile değildi.
Çünkü 10 yıllık başaltı pehlivanı Sav, CHP’’nin deyim yerindeyse ciğerini biliyordu.
Sonuçta iç barış tesis olundu. Baykal bir dönem daha başpehlivan olacak, Önder Sav İzmir’’de belirli ilçelerde varlığını koruyacak, belirli ilçelerden de çekilecekti.
Herkes mutlu oldu, olmasına da ’‘başpehlivan’’ adına İzmir’’de el ense çeken orta boy güreşçiler (vekiller) sanki biraz ortada kaldı.
’‘Konak’’ı ben görevden aldırdım, şunu atattıracağım’’ martavalı atan bazı ’‘eski başkanlar’’ tuş oldu. Hem de kendi mahallelerinde’…
Hesaplar yine alt üst oldu’….
Devam edecek’…