GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Kasım 2009 Pazartesi

Senfonili AKP

CHP dizisine önce AKP, sonra da Suriye molası vererek devam edeceğiz.’¶
 
İzmirli işadamlarıyla çıktığımız 4 günlük Suriye gezisinden döner dönmez ayağımın tozuyla AKP İzmir teşkilatının tertiplediği senfonili Cumhuriyet Konseri’’nde aldım soluğu’…
Senfoni konserleri için ne derler bilirsiniz.
’‘Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmedi!’’ diye anlatılan yaşanmış(!) hikayeler, ’‘gıy gıy’’ müziği şeklindeki tabirler, belirli bir sınıfın/zümrenin dinlediğine inanılan, seçkinlerin/elitlerin boy gösterdiği düşünülen klasik müzik konserleri’…
Neden gittim öyleyse?
Konser fikrini ortaya atıp, organizasyonun tamamında emeği olan İl Başkan Yardımcısı Bülent Delican’’ın ısrarlı daveti vardı her şeyden önce.
Çünkü Delican, ’‘İzmir’’in dilini’’ konuşan, partisine de konuşturmak isteyen bir AKP’’li olarak önemsediğim, yakından izlediğim bir siyasetçidir.
Bakalım ’‘İzmir’’in dili’’ nasılmış, senfoni konserine kimler gelmiş, nasıl tepki verecekler, kimler uyuyacak, kimler bir çuval inciri berbat edecek’’ gibi soru işaretleriyle salondaki yerimi aldım.
Yıllarca ’‘İzmir’’i istiyorum’’dan öte bir kent politikası üretemeyen AKP’’de Delican gibi birkaç adam yeni dönemde ezberi bozmak, İzmir’’e farklı, yüzde yüz İzmirli bir yaklaşımla ulaşmanın derdindeler.
AKP Genel Merkezi’’nin Başbakan Erdoğan merkezli, Abdullah Gül destekli İzmir politikasının sonuçlarını 29 Mart’’ta gördük.
Yüzde 30. Hepi topu bu kadar.
Belki İzmir gibi bir kentte 3 seçmenden 1’’inin oyu gibi görünebilir bu oran. Ama sonuçta sadece Bayındır Belediyesi ile yetinen, onu da 3-5 oy farkla zoraki kazanmış bir iktidar partisi, yerel seçimde tam anlamıyla sandığa çakılmıştı.
İzmir’’e ’‘fetih’’ mantığıyla yaklaşmanın doğal sonucu olarak kentlinin doğal refleksiyle oluşan bu tablodan sonra; Başbakan, İzmir politikasını gözden geçirmeye karar verdi.
Ve İl Başkanı değişikliğine giderek bu konuda ilk adımı Haziran’’da attı.
Ömür Kabak yönetimindeki yeni yönetim de, şu ana kadar o bildik, klasik muhalefetin ötesine gidemedi.
Kabak, üç aylık performansıyla partinin klasik seçmen tabanında ses getirmiş olabilir, ama AKP’’ye karşı duruş sergileyen yüzde 70’’lik tabakaya hitap eden dişe dokunur tek bir eylem bile koyamadı ortaya.
Tunceli ve Elazığ’’a yapılan ’‘açılım’’ gezisi de buna dahil.
Kabak, ’‘Körfez kirlendi, metro bitmedi’’ türünden açıklamalarla,en azından muhalefet boşluğunu doldurmayı tercih etti.
Kentte ses getirecek, İzmirlinin dikkatini AKP’’ye çekecek ilk girişim ise, senfonili cumhuriyet konseridir.
CHP İl Başkanı Nalbantoğlu’’nun ’‘Atatürk’’ maskesinin arkasına sığındığı Cumhuriyet kutlamalarına alternatif, senfonili cumhuriyet konseri’…
Hükümetin yaptıklarını savunmak, CHP’’li yerel yönetimin başarısızlıklarına gönderme yapmak, İzmir’’de pirim yapmıyor.
İzmirli, kafasındaki AKP imajını yerle bir edecek, korku dağlarını eritecek işlerin peşinde.
 
Daha bir yıl önce ’‘Laik devlet düzenine karşı eylemlerin odağı olmak’’ suçundan yargılanıp, kapatılmasa da ’‘suçlu’’ bulunmuş bir partinin İzmir’’deki imajını çizenler bence bu ve benzeri eylemlerle halka açılmalı.
Bence bu etkinlik İzmirle de sınırlı kalmamalı.
Başbakan Erdoğan, İzmir’’deki bu etkinliği teşkilatına örnek göstermekle kalmayıp, belki birini de başka bir kentte kendisi düzenlemeli.
İki ay önce İstanbul’’da bir grup tarafından protesto edilen dünyaca ünlü sanatçımız İdil Biret’’i de İzmir’’e davet eden senfonili cumhuriyet konserinin mimarı Bülent Delican’’dı.
Kendisini sanata duyarlılığı, İzmir dilini konuşma çabası nedeniyle kutluyorum.
Ve İl Başkanı Ömür Kabak’’a da tavsiyem...
Bülent Delican, Bilal Doğan gibi kentin nabzını tutanlara kulak versin.
Çünkü siyaseti İzmir’’de yapıyorsa, İzmir’’in dilini konuşmak zorunda’…
’“Konyalılar ne düşünür, Kayserililer darılır mı, Malatyalılar bozulur mu, Karadenizliler yıkılır mı?’” gibi yaklaşımlarla, bu iş olmaz.
Olmayacağının kanıtı Aydın Şengül yönetimidir.
İzmir’’e has, kentin diline, dokusuna, ruhuna hitap eden işler yapmak zorunda.
Değil, Tunceli’’ye Fizan’’a gitse kar etmez’…
 
Yunus Emre ile başlayıp, Vivaldi ve Mozart’’tan seçmeler, Viyana valsleri derken İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’’nın yerli valsleri, Anadolu’’dan türküler, şarkılar ve marşlarla noktalanan konser, sanatsal açıdan mükemmeldi.
Yer yer uyuyan, ’‘ne işim var benim burada’’ diyerek etrafına bakınanlar olsa da, Türk bayraklarıyla gelincik tarlasını andıran Atatürk Kültür Merkezi’’nin salonu, görülmeye değerdi.
Elbette mükemmel organizasyona limon sıkanlar da oldu.
Başta İl Başkanı Ömür Kabak olmak üzere.
Konuşmasında ’‘kaş yaparken göz çıkardığı’’ bölüm, organizasyonun mükemmelliği ile ortadan kalktı.
Senfoni’’ye ’’10. yıl marşı iyi ama 100. yıl marşı da yapın’’ demeye çalışırken Ulu Önder Atatürk ile Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan’’ı kıyaslamak gibi küçük(!) bir hata yaptı Kabak.
Ve de milletvekili Tuğrul Yemişçi’…
Gecenin sonunda yaptığı küçük ve gereksiz konuşma, mükemmel geceye limon sıkmaya yetti. Ve de orkestranın ikidebir ’‘Durmak yok, yola devam’’ diyerek ’‘senfonide AKP açılımı’’ yorumlarına yol açan şefi’…
Sadece senfoniye uyarladığı türkülerle/Türk müziklerini seslendirse daha çok alkışlanacaktı muhterem. Ama o ’“AKP’’ye doğru’” açılım yapmayı tercih ederek, gecede sırıtanlardandı.
Sonuçta Ömür Kabak ve ekibi, kentteki muhalefet boşluğunu bir yandan doldurmaya çalışırken, diğer yandan İzmir’’in dilini konuşmaya başladı.
Ama İzmir’’in dili, birkaç sanatsal eylemden ibaret değil tabii ki.  
Devamı gelmezse, bu etkinlik takiyeden öteye gitmez.
Benden söylemesi’…