GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Nisan 2015 Perşembe

Sosyal demokrasinin baharı...

Her şey önseçimle başladı. Ardından seçim bildirgesi geldi. CHP’nin beklenmedik ölçüde etkili ve kendi içinde tutarlı seçim bildirgesi, kısa sürede, toplumun ilgi odağına yerleşti.
Bundan bir ay öncesine kadar, ülke gündemini AKP belirliyordu; CHP de o gündemin peşinden gidiyordu. 12 yıldır görmeye alışık olduğumuz bu tablo, bir ay içinde, tersine döndü, roller değişti.
Nasıl oldu da, bu kadar köşeli bir değişim, bu kadar kısa sürede gerçekleşti? Kendi halinde siyaset yapan CHP’ye sanki sihirli bir el değdi ve o sinir bozucu edilgen siyaset biçimi bir anda yok oldu; Yerine, ne yapacağını çok iyi bilen, iktidar olmaya hazır ve istekli bir CHP geldi.
Bütün bu olan bitenin, bana göre, en anlamlı açıklaması; Uluslararası sistem, sosyal demokrasinin önünü açıyor. Sosyal demokrasi bekleme odasından çıkıyor, burjuvaziyle el sıkışıyor.
CHP seçim bildirgesinin, daha ilk bakışta, demokrasiyi yaygınlaştırmak ve derinleştirmek kaygısı taşıdığı fark ediliyor. Yanı sıra, CHP’de, AKP’nin bozduklarını düzeltmek konusunda hayli ikna edici bir dil kullanıldığı görülüyor.
 
İlk yüz günden, bir yıla, dört yıla ve yirmi yıla uzanan sosyal demokrat değişim programı, sadece yoksulların ve orta sınıfın desteğini değil fakat aynı zamanda burjuvazinin, sanayicinin, finans çevrelerinin de desteğini alacak şekilde hazırlanmış. Yani, büyük uzlaşmayı öngören bir anlayış seçim bildirgesine hakim. Bu koşullarda, Haziran seçimlerinde değilse, iki yıl sonra, erken seçimlerde, CHP iktidara gelebilir; koalisyonla veya tek başına...
CHP’nin muhtemel iktidarında, sosyal devletin yeniden inşası, nitelikli emeğe dayalı üretimin alt yapısının oluşturulması, grup hak ve özgürlüklerinin kamusal yaşam normlarına etkisi, en zorlu meseleler olarak başarıyı veya başarısızlığı belirleyecek.
Türkiye, tek adam yönetimi ile sosyal demokrasi arasında bir seçim yapacak. Muhafazakarların AKP’sinin pek öyle belirleyici bir gücü kalmadı.
Buna karşın, HDP, ülkenin geleceğinde rol oynayacak bir parti görünümünde. Şu an için, olumlu ve etkili muhalefet yapıyor.
Sosyal demokrasi, Türkiye’nin içinden geçtiği koşullar itibariyle, hiç bu kadar şanslı olmadı. Sosyal demokratların elbet de işi kolay olmayacak; ülke yönetilebilir olmaktan çıktı. Fakat zor zamanda gelecek başarı, hem ülkenin hem sosyal demokrasi fikrinin önünü açacaktır.
Yeni dünya düzeninde, sosyal demokrasi, çetin bir sınavın eşiğinde; Ve sosyal demokratların dünyaya söyleyecek çok sözü var. Ne ki, söyleyecekleri, vahiy olarak gelmeyecek. Entelektüel planda işi çok sıkı tutmak gerekiyor.
Sosyal demokratların yolu açık olsun!