GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
4 Nisan 2023 Salı

Rüzgara kelepçe vurulmaz!

Çocukluğumdan hatırladığım…

En baba “yasak” örneği…

Evimizin karşısındaki parkın içine yerleştirilen…

Minicik…

“Çimlere basmak yasaktır!” levhasıydı…

O’nun dışında neredeyse her şey serbestti…

(Tabii, saçma-sapan bi’şiler yapmamak koşuluyla…)

Sonra?

Biz büyüdükçe…

“Yasak” levhası…

Parklardan başka mekanlara taşındı…

Üniversiteye geldiğimizde…

Neredeyse “her şey yasak” oluvermişti…

Türkiye…

Bi’daha “yasak” kıskacından kurtulamadı!

Görüp görebileceğimiz her yerde…

Pıtırcık gibi…

“Yasak levhaları” hayatımızın parçası oldu…

***

Nüfus sayımlarında…

Yıllarca o gün sokağa çıkmak yasak olmuştu!

Darbelerde…

Evden burnunu çıkaramadı bu millet!

Sepet sallandırıyorduk pencereden…

Bakkal ekmek(!) getiriyordu…

***

Pandemide yasağı umursamadık…

Kaybettiğimiz can 100 binin üstünde…

Yasaklara karşı çıktık…

Ceza yerken bile gülüyorduk…

Sonra hepsi affedildi!

***

Bunlar gelip-geçen yasaklar!

Aslında “en büyük yasak” darbesi…

Hep kitapların başında patladı…

Türkiye’de…

Son 100 yıl içinde…

Muzır (zararlı) damgası yiyen yazılı eser sayısı…

Büyük olasılıkla…

25 binin (yazıyla yirmibeş bin adet…) üstünde…

Aralarında yok, yok!

Şaşırırsınız…

Mesela…

Sabahattin Ali’nin “Sırça Köşk”ü…

Can Yücel’in “Rengahenk” şiirleri…

Atilla İlhan’ın “Böyle Bir Sevmek” eseri…

Adalet Ağaoğlu’nun “Fikrimin İnce Gülü”

Pınar Kür’ün neredeyse tüm eserleri…

(Asılacak Kadın, Bitmeyen Aşk, Yarın, yarın…)

Bitmedi…

İnanmayacaksınız ama…

Nazım Hikmet’ten “Kurtuluş Savaşı Destanı”

Aziz Nesin’den “Azizname”

Biliyorum; şimdi dayanamayıp, güleceksiniz!

67 yıldır kesintisiz Türkiye’de yayınlanan…

İtalyanlar’ın dünyaca ünlü çizgi romanı “Tommiks” bile…

1961 yılında “çocukların aklını çeldiği” iddiasıyla “muzır” bulundu…

Yayın yasağı 2013’te kalktı…

Olacak şey mi?

***

2023’ün belki de en büyük sürprizlerinden biri…

Kitapların “yasaklı” damgası yemeye başlaması…

20 gün önce…

Türk Edebiyatı’nın…

En üretken yazarlarından Ahmet Ümit’in…

“Başkomser Nevzat Tapınak Fahişeleri” isimli kitabı…

“Müstehcen” bulunduğu gerekçesiyle sansürlendi…

Artık “poşet” içinde satılıyor…

Son olarak…

Yavuz Ekinci’nin “Rüyası Bölünenler” kitabı için de…

Toplatılma kararı verildi…

***

Ahmet Ümit

Ağırlıklı olarak “polisiye roman” türünde eser veren yazar…

34 yılda 30 kitaba imza atmış…

Bunlardan biri de…

2005 yılında piyasaya çıkan “Tapınak Fahişeleri”

İşte o kitap…

(Buraya dikkat!)

Tam 18 yıl vitrinleri süsleyip…

Kitap kurtlarının raflarında yer almaya devam ederken…

Paaat…

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı…

Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu…

Ahmet Ümit'in…

“Başkomser Nevzat Tapınak Fahişeleri” isimli kitabının…

“Muzır” ve “müstehcen” olduğuna karar verdi…

***

Aslında…

Ahmet Ümit’in öyküleri…

TV’lerde dizi oldu…

“Sis ve Gece”nin sinema uyarlaması çok beğenildi…

Ayrıca üç kitabı…

NTV’nin “Radyo Tiyatrosu” programında…

Nefes kesti…

***

Bu satırların ruhunda…

Ahmet Ümit gibi bir yazarı övmek yok…

Anladınız, siz…

Yıl, 2023…

Bir romanın açıkta satışını yasaklayarak…

“Kimi, kimden koruyorsunuz?” tartışmasıdır…

Bırakın o romanı…

Siz, biz, hepimiz…

Sadece geçen (2022) yıl…

400’e yakın kadın…

Kocası… Nişanlısı… Sevgilisi… veya ailesinden bir erkeğin…

Elinde son nefesini verirken…

Ve dahi…

Sadece son 14 yılda…

Tanıdığı(!) bir erkeğin elinde hayatı sönen…

Kadın sayısı dört binden fazla iken…

Nerelerdeydik?

Böyle bir tablo kanlı/canlı ortadayken…

Siyasi erk…

“İstanbul Sözleşmesi”nden vazgeçerken…

Hiç mi milletçe içimiz yanmadı da…

“Muzır” dediğimiz bir romanın peşine düştük?

***

Bitiriyoruz…

Ne kadar yasak?

O kadar “korku”

Ne kadar yasak?

O kadar “illegal”

Ne kadar yasak…

O kadar “iştah”

Kaldı ki…

Ahmet Ümit’in “poşete giren” o kitabı…

Şimdi daha çok müşteri buluyor…

Tanık oldum…

İzmir’deki Kitap Fuarı’nda Ahmet Ümit’in eserleri…

Her zamankinden daha fazla kapışılıyor…

İnadına peynir-ekmek gibi satılıyordu…

Şimdi sormak gerek…

O yasakçı zihniyete:

“Neye yaradı bu yasak?”

Nokta…

Hamiş 1: Bir iddia var: Ahmet Ümit, sansürden bir süre önce azgın sulara kapılmış sürüklenen bir vatandaşın görüntüsünü sosyal medya hesabında paylaşıp altına da, “Felaketlerden kendi imkanlarıyla kurtulmaya çalışan benim çaresiz halkım” diye yazmış… Aklınıza ne geliyor?

Hamiş 2: Kitap odaklı kataloglama ve sosyal ağ olan 1000 Kitap, Ahmet Ümit'in sakıncalı bulunan kitabıyla ilgili okurlarının profilini çıkarmış: Kitabı okuyanların yarısına yakını 25-34 yaş grubunda... Yüzde 20'den fazlası 35-44 yaş, yüzde 18-20'si 18-24 yaş grubunda... Yüzde 4'ü 45-54, geri kalan okur grubu ise diğer yaşlarda… Buna ne diyelim?

Sonsöz: “San’atın sansürlenmesi hayal kurmayı yasaklamaktır… / Ahmet Ümit – Yazar…”